11 milyon 250 bin dolarlık usulüne uygun olmadığı iddia edilen ve Yüksek Yönetim Denetçisi tarafından tespit edilerek raporlanan konu, mecliste araştırılmış ve herhangi bir suç unsuruna rastlanmadığı gerekçesi ile soruşturmaya değer bulunmamış.
Bunun yerine Ercan’ın özelleştirilme süreci araştırma önergesi oy çokluğu ile kabul edilmiş.
İş ola tabi.
Ağızlara çalınan bir parmak bal.
Göz boyama.
Nihayetinde Ercan’da yanlış işler yapıldığı sır değildi.
Özelleştirme süreci dahil sonrası süreçlerde de bir takım yanlışlar olduğu ihtimali kuvvetle muhtemeldir.
Söz konusu olan 11 milyon 250 bin dolarlık hizmet alımında yapılan yanlışları raporlara yansıdığı kadarı ile hepimiz okuduk, gördük!
İlginçtir meclis görmedi.
Üç maymundan ötesine geçti.
Yüksek Yönetim Denetçisinin tespitleri havada kaldı.
Vicdanlara hapsedildi.
Oysa konunun kamuoyunun bilgisine getirildiği ve Yüksek Yönetim Denetçisinin raporlarına yansıdığı o ilk andan itibaren Başsavcılığın, Sayıştaylığın el atması gereken bir konu vardı ortada.
Fakat meclis bunu soruşturmaya gerek duymadı.
Şimdi Ercan’ın özelleştirilmesi sürecini mercek altına alacaklarmış.
Yani ondan öncekiler gibi onu da araştıracaklarmış..
Birşey çıkacağından değil elbette.
Zaten çıksa da çıkmaz.
Meclis her türlü alaveranın dalaveranın meşruiyet kazandırıldığı bir yer olmuş.
Burada ittifaklar kuvvetli.
Bağlar öyle kolay kolay sarsılmaz.
Ortak paydalar aynı.
Malum ki,o dönemin iktidar ortağı CTP, bu 11 milyon 250 bin dolarlık hadise yaşandığı andan itibaren UBP’li Bakan Tahsin Ertuğruloğlu’nun arkasında durdu.
Sebep?
İktidarın büyük ortağı olduğu için.
Zira bu hizmet alımından onlar da sorumlu.
Bu nedenle toz kondurmadılar.
Şimdi ise kendilerinin içinde olmadığı başka bir sürece sarmaya çalışıyorlar.
Nedir o?
Ercan’ın özelleştirilmesinde yaşananlar.
Güya bunu araştıracaklarmış.
Komik.
El birliği yapıp beraber kirlettikleri herşeyin üzerini dokunulmazlık zırhı ile ketumca örtüyorlar.
Sonra da iş yapar gibi görünüp gündem saptırıyorlar.
Şimdi Ercan’ın özelleştirilme sürecini araştıracaklarmış.
Hade be ordan diyesim var.
Şimdi bütün bunları KKTC Cumhuriyet Meclisinde yapmak mümkün mü?
Değil.
Orayı iyice bataklığa çevirmişler.
Tereddütlerim var, kuşkularım var.
Bir türlü güvenemiyorum.
Cumhuriyet meclisinde böyle bir araştırmanın adil bir ortamda yapılabileceğine inanmıyorum.
Mecliste yaşanan emsaller de zaten ortada.
Kirli ittifaklar üzerinden yapılan siyasi pazarlıklar.
Güvenemiyorum!
Bu araştırmanın tarafsız olabileceği hususunda kendi kendimi ikna edemiyorum.
İkna etmek için yüzümü meclise dönüyorum.
Bakıyorum, bakıyorum yine bakıyorum.
Güvenmek için bir tek neden arıyorum.
Tek bir neden!
Küçücük bir emsal.
Neden meclise güvenmeliyim diye deli sorular soruyor, cevaplar arıyorum.
Olmuyor.
Güvenmemi gerektirecek bir tek neden bulamıyorum.
Oysa bu insanlar oraya kendiliğinden gelmediler.
Seçildiler.
Seçtik.
İrade ortaya koyduk.
Onlara yetki verdik.
Vekaletlerimizi teslim ettik.
Bunların hatırına bir daha durup düşünüyorum.
Bari diyorum bu bir neden oluştursun.
Yine olmuyor.
Zira şu anda mecliste böyle bir iradeyi yansıtan yapı yok.
Ha ne var?
İrade gaspı var.
İradeyi kötüye kullanma eğilimi var.
İnsanlara o çatı altında durmadan yalan söyleyenlerin çoğunlukta olduğu bir topluluk var.
Boş laflar var, havada bırakılan sözler var.
Tozlu arşivlerde bekletilen hayati öneme haiz yasalar var.
İşletilmeyen tüzükler var.
Çalıştırılamayan komiteler var.
İhtişam var.
Makam var.
Lafazanlık var.
Dolgun maaşlar var.
Şimdi hal böyle iken, bu yapıda ki bir meclisin Ercan araştırmasını vicdanlarda en ufak bir tereddüte yer bırakmayacak şekilde adil yapabileceğini düşünebilir miyim?
Hayır, düşünemiyorum..
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.