Darbe, Ada’yı Yunanistan’a bağlamak amacıyla Yunan generaller öncülüğünde Başpiskopos Makarios’a karşı yapılmış ve katliama dönüşmüştü. Darbe, Türkiye’nin 1960 Garanti Antlaşması’ndan kaynaklanan haklarını kullanarak 20 Temmuz’da Ada’ya çıkmasıyla başarısızlıkla sonuçlanmıştı.
MAKARİOS’A DARBE
50 yıl önce, 15 Temmuz 1974’te, Ada’nın Yunanistan’a bağlanmasının (Enosis) daha fazla geciktirilmesine karşı olan EOKA’cı Rumlar ile Yunanistan’daki Albaylar Cuntası’nın Kıbrıs’taki subay ve askerleri, Kıbrıslı Türklerin direnişi yüzünden ertelemek zorunda kaldıkları Enosis’i bir an önce hayata geçirmek için, bu hedefi daha uzun vadede gerçekleştirme amacında olan Makarios’a karşı darbe yaptı.
Makarios’a göre Enosis’in gerçekleşmesi için konjektür ve zaman uygun değildi. Kıbrıs Türkleri yavaş yavaş yok edilmeliydi. Yunan Cuntasına ve EOKA-B’ye göre ise daha fazla beklemeye gerek yoktu.
1967 yılında adadan ayrılmak zorunda kalan terör örgütü EOKA’nın eski lideri General Grivas, 1971 yılında geri dönmüştü. Grivas, 1974 Ocak’taki ölümüne kadar, eski terör örgütünü “EOKA-B” adıyla canlandırmaya çalışmıştı. EOKA-B, General Grivas’ın 1974 yılı başlarındaki ölümünden sonra tamamen Yunanistan’daki cuntanın kontrolü altında faaliyet gösteriyordu.
ÖLDÜ DENİLEN MAKARİOS KAÇTI
Örgüt, ilerleyen günlerde Makarios karşıtı faaliyetlerini yoğunlaştırdı. Ve, toplumlararası görüşmelerin kesilmesinden kısa bir süre sonra, 15 Temmuz 1974’te Kıbrıslılar silah ve top sesleriyle uyandı. Ancak bu kez saldırıya maruz kalan Türkler değil, Makarios’un Başkanlık Sarayı’ydı.
Yunan subayların komutasındaki, Rum Milli Muhafız Ordusu ve EOKA-B darbe düzenledi. Öldü denilen Makarios, kaçmayı başardı. Baf’tan “yaşıyorum, direnişe devam” mesajı verdi. Ardından da adadaki İngiliz üslerinden Malta’ya oradan da İngiltere’ye kaçmayı başardı.
Darbede hayatını zor kurtaran Makarios, 19 Temmuz 1974’te BM Güvenlik Konseyi’nde yaptığı konuşmada; hem Yunanistan’ın amacını açık biçimde ortaya koydu. Hem yapılan katliamları hem de Kıbrıs Türklerini bekleyen tehlikeleri anlattı.
SAMPSON CUMHURBAŞKANI İLAN EDİLDİ
Darbenin başarıya ulaşmasının ardından, Yunanistan’daki cuntanın desteklediği EOKA’cı Nikos Sampson cumhurbaşkanı ilan edildi.
Darbe sırasında EOKA karşıtı veya Makarios yandaşı 2 bin kadar Yunan ve Rum da öldürüldü. Binlerce kişi hapishaneye konuldu.
74 HAREKATI
Darbe ve Rumlar arasında yaşanan çatışmalar, Kıbrıslı Türkleri de harekete geçirdi. Darbe haberini, uzun yıllar TAK Müdürü olarak da görev yapan Kemal Aşık’tan alan Rauf Denktaş, Kıbrıslı Türklere “Bu Rumlar arası bir olaydır sakın karışmayınız” mesajını iletirken, dönemin Türkiye Başbakanı Bülent Ecevit’e de “Enosis için son adım atılmıştır. Müdahaleden başka çare yoktur” mesajını gönderdi.
Denktaş’ın mesajı, Ankara’da karşılık bulmuştu. Ecevit hemen harekete geçti. Londra’ya giderek diğer garantör İngiltere ile ortak müdahale için girişimlerde bulunan Başbakan Ecevit’in diplomatik temaslarından sonuç alınamayınca, Türkiye duruma tek başına müdahale etmeye karar verdi. 20 Temmuz sabahı harekat başladı.
Üç gün süren harekatın ardından Türkiye ateşkesi kabul etti (22 Temmuz, 17.00). Harekatın üçüncü gününde Rum tarafında da beklenmeyen bir gelişme oldu. Darbe lideri Sampson, başkanlık görevini, Temsilciler Meclisi Başkanı Glafkos Klerides’e devrettiğini açıkladı. Klerides, 5 ay boyunca, Makarios tekrar adaya dönünceye kadar başkanlık görevini yürütecekti.
Kıbrıs’ta ateşkes sağlanmasıyla birlikte, Yunanistan’da da iktidar değişti ve 7 yıl süren cunta dönemi sona erdi. Paris’ten Atina’ya çağırılan Karamanlis “ulusal birlik hükümeti” kurdu. Böylece Başbakan Bülent Ecevit’in iddiası doğrulandı, Barış Harekatı dolaylı yoldan da olsa Rumların yanısıra, Yunanistan’a da demokrasi ve barış getirdi.
Yaklaşık 5 ay sonra, 7 Aralık 1974’te adaya dönebilen Makarios ise, Glafkos Klerides’ten devraldığı görevi, hayatını kaybettiği 3 Ağustos 1977’e dek devam ettirdi.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.