• BIST 9363.46
  • Altın 2952.122
  • Dolar 34.4839
  • Euro 36.1941
  • Lefkoşa 18 °C
  • Mağusa 20 °C
  • Girne 21 °C
  • Güzelyurt 17 °C
  • İskele 20 °C
  • İstanbul 11 °C
  • Ankara 14 °C

18 Bıçak darbesinden sonra savcıya saldırı !..

Taner ULUTAŞ

KKTC olarak isimlendirilen coğrafyada sanırım kantarın topuzu kaçtı. Hırsızlık, dolandırıcılık, sahtekarlık, cinayet ve ciddi darp olayları çizmeyi değil, boyumuzu aşarken, bukez ekmek kadayıfının üzerine dondurma gibi birde yasa dışı sanal bet olayı konuldu.

Ben zaman zaman bazı insanları anlamakta gerçekten zorlanıyorum. Kadın ve kocası, kafa kafaya vermiş ve bıçak darbeleri ile cinayet işlediler.  Adamı 18 yerinden bıçaklayarak öldürerek, boyut değiştirmesine neden oldular. Bakın öldürülen şahsın bedeninde, bir değil iki değil, beş ve on hiç değil, tam 18 bıçak darbesi saptandı. Savcı teamüden dedi. Mahkemede buna kanaat getirdi. Ve bu konuda karar vermek için duruşmayı ileri bir tarihe erteledi. Teamüden kararı çıktıktan sonra, mahkeme önündeki sokak meydan muharebesine dönüştü. Neymiş efendim, teamüden kararı verilmiş miş.  Ben hukukçu değilim. Ama yoldan geçen Abdülvehit dayıya bile sorsanız. Hatta kararı veren yargıcın koltuğuna oturtsanız, veya savcının yerine koysanız 18 bıçak darbesinden sonra, o bile buna teamüden cinayet der.

Bugün zengin olursun yarın fakir. Ama bu gün kahpe, yarın delikanlı olup racon kesen olamazsın. Savıcı da görevi nedeniyle ben bugün hukukçuyum. Bugün hukukçu olup, yarın hukukun katili olamam diyerek görevini yaptı. Vay efendim bu nasıl adalet diyerek ayağa kalkan, kardeş, kayınço, baldız, yenge, dayıoğlu ve amcaoğlu kim varsa, hepsi birlikte, Allah Allah çekerek cenk etmeye giden Yeniçeri gibi, tamda ‘Yok artık’ denilecek cinsten bir davranışla, bu ülkede adaleti sağlamaya çalışan savcının üzerine saldırdı.

Tabi bu noktada, mahkemede güvenlik sorunu ortaya tüm heybeti ile döküldü. Savcının yanısıra, yargıcın bile hayatının garanti altında olmadığı gözler önüne serildi. Birgün, bir konuda karar veren bir yargıca saldırılmayacağının garantisinin olmadığı saptandı. Tabi bunu gören savcı veya yargıcın karar verme noktasında ne düşüneceği de çok bilinmeyenli bir denkleme dönüştü.

Tabi bu efendiler savcıya saldırmakla da kalmadı, modası geçmiş, hatta şarkılarda bile artık detone olmaya başlayan, ayırım kokan bir şarkıyı ‘Gramofon’ üzerine koyarak bu Kıbrıslılar, Türkiyelileri sevmez şarkısının nakaratını tekrar etmeye başladı. Bir zamanların aç kapa, aç kapa diyerek çeşme reklamını yapan Elmor gibi ‘Yetiş Elmor’ yerine ‘Yetiş Erdoğan’ diyerek, TC Cumhurbaşkanı Erdoğan’a, cinayet zanlısını kurtarma çağrısı yaptı. Güzel kadınların kalplerinde, şiddete başvurdukları için çirkin izler bırakana, delikanlı sözünü geçtik, erkek bile denilmezse, bu modası geçmiş ayırım kokan tehlikeli sözcükleri kullananlara, geçti  Bor’un Pazarı bugün Pazartesi bile denilmez.

Be arkadaşlar, anlayamadığım birşey var. Sen bu ülkeye gelip ekmeğini burada kazanmaya çalışacaksın. Her türlü alangirli işlere kalkışacaksın. Sonrada yapmış olduğun yasa dışı iş veya işler nedeniyle mahkemede sorguya çekildiğin zaman ‘Adalet’ nerde diye bağıracak ve ‘Yetiş Elmor’ pardon Erdoğan diye yeri göğü inleteceksin. Peki öldürülenin, onun ailesinin hiçmi söz söyleme hakkı yoktur. 18 bıçak darbesi evet  tam 18 bıçak darbesi sonrasında birini öldüreceksin ve adalet diye devletin savcısına saldıracaksın. Ört ki ölem.

Bu tip insanlara, Türkiye’den yıllar önce buraya gelip, namusu ile yaşamaya çalışan. Ve yine namusu ile çalışarak, ekmeğini taştan çıkartan, doğru, dürüst insanlar bile artık yeter diyerek karşı çıkıyor. Bazı Suriyeli göçmenlerin, İstanbul’un göbeğinde, Türkler defolsun diye pankart açmasına sinirlenenler, 80 milyonun içerisinde 3.5 gibi az bir rakama tekabül eden Suriyelileri istemezse, müsade edin bizde adli suç rekortmenlerini buralarda istemeyelim. Kıbrıslı Türkleri, önce Güney’e göndereceğiz, sonra Rumlar ile birlikte denize dökeceğiz diyen bazı ırkçı şövenstlere, kız alıp, kız verdiğimiz akrabalarımız, ayni masada yemak yediğimiz Türkiye kökenli dürüst insanlarımız ile birlikte, müsade edin orta parmağımızın kaç boğum olduğunu gösterelim.  Ve bu tiplere tırnak ile etin ayrılmayacağını ıspat edelim.

Neyse, evkafın su meselesine gelirsek, ortada bir cinayet var. Bu cinayeti işleyenlerin suçu da sabit. Buna rağmen adaleti sağlamayta çalışan ‘Savcı’ya saldıranlar var. Eski Yargıç Tacan Reynar’ın tehdit edilmesi olayında, gerekli tedbirlerin alınmaması nedeniyle olay Savcıya saldırı olayına kadar geldi. Yarın bir yargıca saldırılmayacağı konusunda kimse  garanti veremez. Burada hükümet, hükümetse, adalet ablayı öldürmeye çalışanlara karşı tırnaklarını, hatta keskin dişlerini de göstermelidir. Ve bu ülkede adli suç işleyenlerin tüm organları ile burada bir devlet olduğunu ve Erdoğan yerine bu ülkenin bu organlarını önce tanımaları gerektiğini de artık bilmeleri gerektiği kanaatindeyim.

 

  • Yorumlar 0
  • Facebook Yorumları 0
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Bu yazıya henüz yorum eklenmemiştir.
Yazarın Diğer Yazıları