Başbakan Hüseyin Özgürgün partililerine hitap ettiği bir etkinlikte, hazırlıklı olun seçim kapıda diye bir ifade kullandı geçenlerde.
Bu bazı çevrelerce erken seçime mi gidiyoruz diye yorumlandı.
Hatta hükümet ortakları arasında kriz mi var diyenler de oldu.
Oysa iki çift lakırdıya bu kadar anlam yüklemek yersizdi.
Takdir edersiniz ki her parti başkanı partililerinin yarın seçime gidilecekmiş gibi hazırlıklı olmasını bekler.
Bu da öyle bir isteğin seslendirilmiş halidir.
Yoksa erken seçim alameti değildi o iki çift lakırdı.
Zaten bunun burasında ne kaldı 2017’ye.
Normal seçim takvimine.
Haliyle bunu göz ardı etmemek lazım.
UBP- DP koalisyon hükümeti ve dahi bağımsızların desteği ile kurdurulan bir azınlık hükümeti yönetiyor ülkeyi.
Kim veyahut kimler tarafından kurduruldu bu hükümet?
Adalet ve Kalkınma Partisi tarafından.
Peki neden?
Kıbrıs’ta öngördüklerini hayata geçirebilmek için.
Onlara bir misyon yüklediler.
Taşeronluk verdiler.
AKP’nin Kıbrıs’ta öngördüğü kendi ideolojik prespektifi doğrultusunda ekonomik, sosyal, kültürel ve islami yapıyı değiştireceksiniz dediler.
Bunun için gerekli olan yasal düzenlemeleri de yapın dediler.
Sırf bunun için kara kaplı defterde adı yazılı olan DP ve gıyabında Serdar Denktaş’ın bile hükümet ortaklığını onayladılar.
Devlet kadrolarına atanan Çakmak Hasan Kibrit Hüseyin mealindeki niteliksiz kadroları görmezden geldiler.
Kişiye özel çıkartılan yasaları sineğe çektiler.
Kamu bankalarından yandaşa verilen yüksek meblağlarda dönüşü olmayacak kredilere göz yumdular.
Hısım akraba, eş dost kayırmacılığına eyvallah dediler.
Paranın Kuzey Kıbrıs’a akışını engelleyen nedenleri ortadan kaldırdılar.
Tabi şimdilik.
Ta ki istenilenler birer birer hayata geçirildiği sürece.
Peki ya sonra mı?
Sonrası yok.
2017’den evvel bu meclis yapısı ile erken seçim falan da yok.
Zira muhalifler hayatlarından memnun.
Onlar da iktidardakiler gibi seçim takvimine oynuyorlar.
Yani zamanı bu şekilde kişisel çıkarları için kullanmanın derdindedirler.
Örneğin anamuhalefet partisi CTP.
Gazetelerde okuyorsunuzdur sizler de..
Sokağa inmiş.
Halkın arasında dolaşmaya başlamış.
İhtiyaçları belirleyerek yeni politikalar ortaya çıkartacaklarmış.
Oysa ihtiyaçlar aynı.
Yani CTP’nin iktidarın büyük ortağı olduğu daha dün ne ise, bugün de odur.
Ne bir eksik ne bir fazla.
Hal böyle olunca da açıkçası kendi adıma benim inanasım gelmiyor bu sokak, yol,halk nabız, dert, yeni politikalar üreme hikayelerine.
Kimse kusura bakmasın.
Ha evet çare halktır, çözüm de siyasettedir.
Ama bu şekilde değil.
O mecliste oturup zamana oynayacaksınız, kişlere özel yasalar azınlık hükümeti tarafından geçirilirken, gücünüz yok engelleyemeyeceksiniz, toplum menfaatlerini gözetmeyen toplum yararı olmayan yasaları durduracak gücünüz olmayacak ülkeyi buna mecbur bırakacaksınız ama o mecliste oturmaya devam edeceksiniz muhalefet yapıyorum diye.
İnandırıcı mı?
Değil.
Samimi mi?
Değil.
Bunu kimse içine sindiremez.
Bu tam bir iki yüzlülüktür.
Tamamen bir aldatmacadan ibarettir.
Ha çıkarsınız meclisten.
Erken seçimi zorlarsınız.
Bunun için gerekli adımları atarsınız.
Ve dersiniz ki sokağa indik buradayız.
O zaman samimiyetinizden kimse şüphe duymaz.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.