44 yaşında bir kadın.
İsminin çok da önemi yok.
Çünkü bu ülkede aynı sorunları yaşayan binlerce kadından birisi.
Kendi ülkesinde iş ve aş bulamayıp, kendisine iş umudu verenlerin peşine takılıp Kıbrıs’a gelen ve sömürülüp bir kenara atılan binlerce kadından biri.
5 yıl önce iş bulma ve karnını doyurma ümidiyle Vietnam’dan çıkıp Kıbrıs’a gelmiş.
Mutlaka ki emek tacirlerinden birinin aracılığıyla gelmiştir.
Ama sonrasında sahip çıkılmamış olacak ki 5 yıl boyunca kaçak yaşamış Kıbrıs’ta.
Bu 5 yıl boyunca sadece emeği değil, bedeni de sömürülmüş ve kendisini sömüren “Türk” birinden bir kız çocuğu olmuş.
3 yıl boyunca çocuğu ve kendine bakmak için kaçak çalışmış.
Bu gün ise bu kadın kaçak diye sınır dışı ediliyor.
Hem de 3 yaşındaki çocuğundan koparılarak.
Çünkü babası çocuğa sahip çıkmadığı için mahkeme çocuğun Sosyal Hizmetler Dairesi’ne verilmesine karar vermiş.
Kısacası anne ve 3 yaşındaki kızı , mahkeme tarafından cezalandırıldı.
Peki ya bu kadını buraya getirenler?
5 yıl boyunca burada kaçak çalıştıranlar?
Kadının yoksulluğundan yararlanıp, kadının bedenini sömürenler?
Onların cezaları olmayacak mı?
Bu gün kaçak bir kadını kolundan tutup sınır dışı etmek kolay.
Peki ama çözüm mü?
Bu insanları bu adaya getirenler nerede?
Bu insanları bunca zaman kaçak çalıştıranların cezası olmayacak mı?
Adaya getirip, her türlü sömürüp, emeğini, bedenini kullanıp sonra da sınır dışına atmakla mı çözülecek kaçak işçi sorunu?
Bunlar gider başkaları gelir. Dünyada işsiz mi yok.
Getirene ve izinsiz çalıştırana yüklü ve caydırıcı ceza kesilecek ki bir daha yapmasınlar.
Bu olay sadece bir kaçak işçi sorunu değil.
Aynı zamanda adada yaşanılan ve çoğumuzun görmezden geldiği bir insanlık dramıdır.
Bir sömürü örneğidir.
Memleketlerindeki kötü yaşam koşullarından kaçıp gelmiş binlerce kadın var adada.
Bu adada Pakistanlısından, Filipinlisine, Türkmenistanlısından Vietnamlısına kadar sadece karnını doyurmaya çalışan binlerce kadın var.
Ve karın tokluğuna bu kadınların bedenlerini sömüren binlerce de ahlaksız erkek var.
Erkek kadın demeden emeklerini sömüren binlerce vicdansız “insan” var.
Asıl toplumun huzurunun bozulmasına sebep olanlar bunlarken, bir kadını çocuğundan koparıp sınır dışı etmek mi “huzur operasyonunun” görevi.
Hırsızların, katillerin, tecavüzcülerin, kaçakçıların kol gezdiği, suç işleyenin elini kolunu sallayarak, polis kontrolünden geçip ülkeyi terk ettiği bu ülkede bir anneyi 3 yaşındaki yavrusundan ayırarak mı sağlanacak düzeni ?
Peki ya bozulan vicdanlar nasıl düzelecek?
İnsanları kullanıp sömürenler nasıl düzelecek?
Bu ülkede huzur ırkçılık yapılarak mı sağlanacak?
Elbette ki yasalar çok önemli ve uygulanmalı ancak adalet duygusu olmadan uygulanan yasalar var olan sorunları daha da derinleştirir.
Demem o ki, vicdanlarda yer bulmayan hiçbir önlem huzur vermez.
Kaçak işçi sorunu da izinsiz çalışanı sınır dışı etmekle değil, izinsiz çalıştıranları cezalandırmadan bitmez.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.