Bölgede sular ısındı. Rus uçakları Suriye’de bulunan CIA merkezini bombaladıktan sonra Rus- ABD gerginliği arttı. Ortadoğu’daki petrol ABD’nin iştahını kabartırken, Rusya’yı hem Ortadoğu ile Akdeniz’den uzaklaştırma, hemde Rusya petrolünü Türkiye üzerinden AB’ye taşıma anlaşması olan Türk Akımı ve Mavi Akım Projelerinin rafa kaldırılması çalışmalarını da hızlandırdı.
Rusya’nın CIA’nın Suriye’deki merkezini bombalamasından sonra ABD’nin karşılık vermesinden korkan Esad, şayet ABD uçakları Suriye’yi bombalarsa, ABD’nin Kıbrıs ve Türkiye’deki dinleme tesislerini bombalayacağız açıklaması bizlerin de çemberin içinde olduğumuzu gösteriyor.
Amerika, Fetullah Gülen’in isminin arkasına sığınarak, Türkiye’de yapmaya çalıştığı darbenin yanısıra Irak’ta bulundurduğu 15 helikopter üssünden PKK’ya ve PYD’ye yaptığı silah sevkiyatı, Türkiye’yi, Rusya’nın kucağına itti.
Amerika, önceleri ismi Mavi Akım olup, ismi Güney Akım olarak değiştirilen Projesinin ardından, tahmini taşıma kapasitesi yılda 63 milyar metreküp olacak olan Türk Akımı projesinden de rahatsız oldu. Türkiye’nin bu projeden yılda yaklaşık 14 milyar metreküp doğal gaz alacak olması ve geriye kalan 49 milyar metreküp gazın Yunanistan üzerinden Avrupa'ya ihraç edilmesi ile önemli bir kazanç sağlayacağını düşünen Amerika’nın, Türk – Rus yakınlaşmasının büyümesinden de endişeli.
Amerika Türk Akımı projesinin önünü kesmek için, Suudi Arabistan gazını, boru ile Mısır’a oradan da Ürdün, İsrail ve Türkiye’ye taşıyacak bir başka projeyi hayata geçirmeye çalıştı. Ancak Suudi Kralı Salman bu projeye ben yokum dedi. ABD, yokum kelimesini hazmedemeyince bukez 11 Eylül kartını çıkarttı.
Amerika, Usame bin Ladin Suudi Arabistanlıdır. Bu nedenle tazminatı Suudi Arabistan ödeyecek iddiasında bulunuyor. Ve ABD bankalarında bulunan Suudi Arabistanlılara ait 750 Milyar dolara tazminat olarak el koymak tehdidinde bulunuyor. Ancak buna rağmen Suudi Kral Salman bu projeye hayır diyor.
Aslında Kıbrıs’ta bir anlaşma ve çözümü bence Rusya da istemez. Türkiye ile yakınlaşınca Kuzey’de de etkin olma hesapları yapıyor.
Bunu nerden çıkardın diyenlere Putin’in baş danışmanı politikalarının belirleyicisi Düşünce Grubu başkanı Alaksandr Dugin’in açıklamalarına baksınlar diyorum. Dugin, açıklamalarında bir anlaşma olursa Kıbrıs’ta tek bir Elen bile kalmaz Kıbrıs da Helenizm devri sona erer diyor. Yani bir anlaşmaya imza atmayın mesajı veriyor.
Rusya, bir çözüm olmazsa Levihan ve Tamar’dan çıkacak gazın Türkiye’ye sevki de zorlaşır diye düşünüyor. Ve Kuzey’deki denizin kontrolünü de böylece daha rahat yapmış olur diye düşünüyor.
7 Ekim’de Aleksandr Dugin, Rumlara anlaşmayın diye yazı yazarken, buna paralel olarak Ekim’in 7’sinde de Putin ile Akıncı’nın görüşmesine sizler ne diyorsunuz?
Bu iş bitmedi ve bir darbe daha yapılabilir diyoruz ya. O zaman Gülen’in açıklamalarına bir bakalım diyorum. Gülen, 10 Kasım 1938’de Atatürk’ü kastederek o öldü,10 Kasım 1938 yılında ben doğdum diyor.
Gülen, bence doğum gününde yani 10 Kasım’da ikinci bir darbe denemesini ABD vasıtası ile yapabilir. Zaten Gülen’in tek şansı var ya bir darbe ile Erdoğan’ı devirir yada filmi mutlu son olmadan NOS olur.
Bakın Çin’de geliyor. Çin,100 Milyar dolara Asya kalkınma bankasını kurdu. İngiltere ve Fransa’nın yanısıra ilginçtir Türkiye’de 2,6 Milyar dolar ile Asya Kalkınma bankasına ortak oldu.
3’ncü dünya savaşı çıkacak diyorlar. Yahu eskiden olduğu gibi dünya savaşı tank ve tüfek ile yapılmaz. Şu anda 3’ncü dünya savaşı Suriye’de ve Irak’ta başladı. Biz hala daha bunun farkında değiliz.
Arıtma yerine dereye boşaltılııyor !..
Haspolat Sanayi Bölgesindeki sağlıksız ortam yıllardır sürüp gidiyor. Dereye boşaltılan atıkların yanısıra, arıtma tesisi yerine Sanayi Bölgesinin içerisinden geçen dereye boşaltılan fabrikalara ait pis sular ile atıklarından yayılan koku bölge halkının sağlığını tehdit ediyor.
PİS SU İLE ATIKLAR GÖLET OLUŞTURDU
Sanayi Bölgesindeki fabrikaların atıklarının bölgede bulunan arıtma tesisi yerine bir boru ile dereye akıtılması sonrasında dere içerisinde atık sulardan oluşan bir gölet meydana gelirken, bölgeye yayılan koku da tepkilerin giderek büyümesine neden oluyor.
Bölgede yaşayan güvenilir bir kaynak yaptığı açıklamada, Fabrika ve iş yerlerinin atıkları bir boru ile dereye boşaltılıyor. Bu atıkların neden arıtma tesisine verilmediği ve dere içerisine boşaltıldığını da anlamış değiliz dedi.
KANALİZASYON BORUSU DERENİN İÇİNDE
Ayni kaynak açıklamasına devamla, fabrika atık su ile diğer atıklarının boru ile dere içerisine boşaltılması su birikintilerinin gölette dönüşmesine neden oldu. Etrafa müthiş bir koku yayılıyor. Derenin içi kamıştan geçilmiyor. Sanayi Bölgesinde kanalizasyon ve yağmur sularının toplandığı ayrı borular var. Bu atık borusu ve kanalizasondan çıkan boru arıtma tesisine kadar neden uzatılmıyor inanın biz bölge halkı onu da anlamış değiliz ifadesinde bulundu.
İŞÇİLER VE ÇOCUKLAR HASTALIK RİSKİ ALTINDA
Dere içerinde oluşan göletten bazen çekilen su ile sebze yetiştirildiği de oldu. Bu yetiştirilen sebze ve yiyecekler fark edilmeden satışa da arz edildi. Fark edilince imha edildi ama satılanlar halkın midesine gitti diyen ayni kaynak bu atıklar hastalık yayabilir. Bölgede evler var. Çocuklar dere kenarında oynuyor. İşçiler bu alana yakın yerlerde yaşıyor. Hijyen olmayan bu durumun düzeltilmesi için ille de yollara mı dökülmeli dedi
Günün Sözü
Hayatta herşey olabilirsin,
Fakat mühim olan
Hayatın içinde
‘İnsan’
Olabilmektir.
Günün Fıkrası: YAMYAMLAR
KKTC Meslisinde 5 tane yamyam, programcı olarak görevlendirilirler. Müdürleri onlara hitaben:
- "Şimdi burada çalışabilirsiniz. Burada iyi para kazanabilirsiniz. Ama yemek yemek icin Meclisin kafeteryasına gideceksiniz ve diğer çalışanları rahat bırakacaksınız" der. Yamyamlar hiç bir çalışanı rahatsız etmeyeceklerine söz verirler. İki hafta sonra müdürleri gelir:
- "Çok iyi çalışıyorsunuz. Yalnız üst kattaki temizlikçi kız kayıp. Ona ne olduğunu biliyor musunuz?" diye sorar. Yamyamlarin hepsi hayır derler ve bu işle hiç bir ilgilerinin olmadığını söylerler. Müdür gidince yamyamların şefi yamyamlara döner:
- "Aranızdan hangi maymun temizlikçi kızı yedi?" diye sorar. En arkadaki yamyam alçak bir sesle cevap verir:
- "Ben yedim" Bunun üzerine şef söyle cevap verir.
- "Ulan aptal! Biz 4 haftadır önce bakanlardan birkaçını. Sonra 3-5 tane Milletvekilini. Daha sonra bazı müdürleri, üst düzey bürokratları, ve bazı meclis amirlerini yiyip duruyoruz. Kimse de boş gezenin boş kalfalarının ortada olmadığının farkına varmadı. Nasıl olsa onların bir işe yaradıkları yoktu. Bakanları, Milletvekilleri yememiz anlaşılmadı ama senin durup dururken temizlikçi kızı yemen şart mıydı?!" Ortalık allem gallem oldu. Karıştı be akılsız. Diğerlerinin farkında değillerdi. onları boş ver. Fakat temizlikçi kızın kaybolduğunu millete nasıl izah edeceğiz.
.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.