• BIST 9639.77
  • Altın 2948.428
  • Dolar 34.6482
  • Euro 36.4157
  • Lefkoşa 14 °C
  • Mağusa 14 °C
  • Girne 15 °C
  • Güzelyurt 12 °C
  • İskele 14 °C
  • İstanbul 10 °C
  • Ankara 3 °C

5 soruda 1921 Anayasası: Tarih yeniden yazılıyor

Tarihçiler tekrar gündeme gelen 1921 Anayasası'nı çoğulcu ve halkçı bir anayasa olarak tanımlıyor. Akademisyen Fatih Yaşlı’ya göre yeni bir rejim inşa eden AKP bazı maddelerde işine yarayacak argümanlar görüyor olabilir.
5 soruda 1921 Anayasası: Tarih yeniden yazılıyor

Türkiye'nin gündemi yeni anayasa tartışmasıyla meşgul. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın "Belki de şimdi Türkiye'nin tekrar anayasayı tartışmasının vakti gelmiştir" sözleri fitili ateşlerken, anayasa ile ilgili en dikkat çekici yorum Adalet Bakanı Abdülhamit Gül'den geldi. Gül, "Cumhuriyeti, 1921 Anayasası ruhuyla taçlandıracağız" diye konuştu.

Peki, 23 maddeden oluşan 1921 Anayasası ne zaman, hangi şartlar altında, nasıl hazırlandı? Bugün yeniden gündeme getirilmesinin sebebi ne? DW Türkçe, 1921 Anayasası'nı beş soruda masaya yatırıyor.

1- 1921 Anayasası nasıl ve hangi şartlarda hazırlandı?

Teşkilat-ı Esasiye Kanunu yani 1921 Anayasası, iki aylık bir çalışmanın ardından 20 Ocak 1921'de Birinci Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından kabul edilmişti. Türkiye'nin ilk anayasası niteliğindeki bu belge, Osmanlı'nın yıkılışı, yeni devletin ise sancılı doğumu sırasında Meclis'in meşruiyet arayışıyla ortaya çıkmıştı. DW Türkçe'ye konuşan tarihçi Prof. Dr. Cemalettin Taşkıran, 1921 Anayasası'nın hazırlanma sürecinin o günkü şartlar dahilinde oldukça çoğulcu ve demokratik olduğunu söylüyor. Taşkıran, "Anayasayı yapan, muhaliflerin de bulunduğu Meclis'te yapılan tartışmaların, nitelikli ve zengin olduğunu söylemek gerekir. Ayrıca tamamı, kuruculuk heyecanı ve sorumluluğuna sahip insanlardı. Temsilci olduklarının ve temsil ettiklerinin değerini yani milletin iradesinin farkındaydılar" diyor.

2- Nasıl bir anayasaydı?

Hukukçular ile tarihçiler, 1921 Anayasası'nın en dikkat çekici tarafının ilk maddesi olduğu yönünde hemfikir. "Hakimiyet bilâ kaydü şart milletindir. İdare usulü halkın mukadderatını bizzat ve bilfiil idare etmesi esasına müstenittir" diyen madde, hakimiyeti kayıtsız şartsız millete bırakıyordu. Anayasa hukukçusu Murat Sevinç, ilk maddeyle ilgili önemi şu sözlerle özetliyor: "Hakimiyeti gökyüzünden yeryüzüne indirmiş ve millete vermiştir. Yani halk kendi kendini yönetir diyor. Bu madde çok etkileyici bir devrim maddesi. Adı konulmamış bir cumhuriyet aslında bu. Cumhuriyet için daha çok zaman geçmesi gerekecek ama bu neredeyse bir cumhuriyet." Sevinç ayrıca 1921 Anayasası'nın yapım sürecinin, en çoğulcu ve en demokratik anayasa süreci olduğu üzerine genel bir görüş birliği olduğunu da söylüyor. Hukukçuya göre 1921 Anayasası'nda güçlü bir halkçılık düşüncesi var ve üzerinde Bolşevik etkisi bulunuyor. 

3- Kürtlere özerklik mi veriyordu?

Hukukçu Sevinç, 1921 Anayasası'nın yerel yönetimlere özerklik verdiğini ancak bunun bir bağımsızlık anlamına gelmediğini söylüyor. Sevinç, bu özerkliği şöyle anlatıyor: "Bugünkü, bölgeli devletlere benzer türde bir özerklik bu. 22 ve 23'üncü maddeyle umumi müfettişlikler kuruldu. Böylece yerel yönetimler arasında bir kontrol mekanizması sağlanmış oldu. Dolayısıyla öyle çok da bağımsız hareket edebilen birimler değildi, yerel yönetimler." Sevinç sözünü ettiği bu özerkliği, ittifak halindeki Türkler ile Kürtlerin savaşta birlikte hareket edebilmesi için adı konmamış bir anlaşma olarak niteliyor.

53791704_401.jpg

Ağustos 1922 / Ankara

4- 1921 Anayasası 1924'te neden değiştirildi?

Tarihçi Taşkıran'a göre Mustafa Kemal Atatürk, cumhuriyet rejimine geçme, Meclis hükümeti sistemini bırakma ve parlamenter sistemi uygulama zamanının geldiğini düşündü. 1921 Anayasası'ndaki mevcut sistemin eksikliklerini göstermek için de bakan olan arkadaşlarını istifa ettirdi. Meclis, istifa edenlerin yerine bir türlü yeni kabineyi seçemedi. Bunun üzerine Atatürk, 1921 Anayasasının dört maddesini değiştirecek önergeyi Meclis'e sundu ve cumhuriyet kuruldu.

Hukukçu Sevinç değişiklikleri şöyle anlatıyor: "1921 Anayasası, bir savaş anayasasıydı. 1924 Anayasası ile birlikte Osmanlılık tümüyle terk edildi. Sadece Osmanlılık değil, çok etnikli, kimlikli yapı da terk edildi. 1924, Türk ulus-devletini kurmaya yönelen bir anayasa oldu.

5- 100 yıl önceki anayasa şimdi neden gündemde?

Adalet Bakanı Gül'ün, cumhuriyeti ruhuyla taçlandıracağını söylediği 1921 Anayasası birden bire Türkiye'nin gündemine oturdu. Akademisyen Doç. Dr. Fatih Yaşlı, AKP'nin bu anayasa ile nasıl bir özdeşlik kurduğunu şöyle anlatıyor: "Bence bunun iki nedeni var. Birincisi, AKP'nin rejim inşa eden bir parti olması, Erdoğan'ın da kendini bir nevi ikinci kurucu olarak görmesi. Dolayısıyla yeni anayasa söylemi bu kuruculukla doğrudan bağlantılı olacak. İkincisi ise yeni rejim inşası sırasında AKP, tarihi de yeniden yazmaya çalışıyor."

Yaşlı, 1921 Anayasası'ndaki bazı maddelerde AKP'nin işine yarayacak argümanlar olduğu görüşünde. Örneğin, "Devletin dini İslamdır” ya da özerkliğe tekabül eden "Vilâyet mahalli umurda manevi şahsiyeti ve muhtariyeti haizdir” maddeleri gibi. Yaşlı, bu iki madde üzerinden şu yorumu yapıyor: "Ortada herhangi bir anayasa taslağı olmadığı için net ifade etmek doğru olmaz. Ancak AKP, ‘1921 Anayasası' dendiğinde Kürtlerin kaçınılmaz olarak bir yanıt vereceğini düşünüyor olabilir. Öte yandan ‘devletin dini islamdır' ilkesi tekrar koyularak, belki İslamcıların ve kendi tabanının konsolide edilmesi adına bir adım atmış olacak."

Tunca Öğreten

© Deutsche Welle Türkçe

  • Yorumlar 0
  • Facebook Yorumları 0
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler