NBA’de Milwaukee Bucks’lı oyuncular dün Orlando Magic’le oynamaları gereken play-off maçına çıkmadı. Jacob Blake’in polis tarafından vurulmasını protesto eden oyuncuların sistematik ırkçılığa karşı yaptığı bu cesur hamlenin etkisi bütün lige yayıldı ve dün oynanması gereken bütün play-off maçları NBA yönetimi tarafından ertelendi.
George Floyd’un öldürülmesiyle başlayan eylemlere ciddi destek veren oyuncuların bireysel tepkilerini böylesine büyük bir protestoya dönüştürmesi heyecan verici. Zira son 30 yıldır ciddi manada globalleşen ve eğlence sektörünün vazgeçilmez bir parçası haline gelen sporun yıldızlarının böylesine kitlesel bir eyleme kalkışması modern dönemde pek alışılageldik bir durum değil.
Malumunuz sporun bütçesi büyüdükçe bu zorlu mesleği icra eden bireyler de birer marka haline dönüştü. Bu değişim sürecinin yansıması ise ‘apolitik’ etliye sütlüye karışmayan figürlerin ortaya çıkmasına neden oldu. Sporu dizayn edenlerin bizlere dayattığı bu figürler ve ‘burada politika olmaz’ algısı izleyenleri de etkiledi. En ufak bir konuda fikir belirten sporcular bile medya önünde yargılanır hale geldi.
Sporun bu denli sosyal hayatın dışına itilmeye çalışılması başlı başına absürt bir durum. Fakat bir o kadar da kazançlı. Gelişen teknolojinin de etkisiyle anlatılan kahramanlık hikâyelerinde sporcuların büyük rolü var. Dipten gelen yıldızın acıklı öyküsü; izleyenleri, okuyanları büyülerken hem markalaşan sporcuya hem de diğer unsurlara fazlasıyla ek gelir sağlıyor. Ama yukarıda da dediğimiz absürtlük tam olarak burada başlıyor. ‘Dipten gelen’ her türlü fakirliği gören bir sporcunun apolitik bir figür olması mümkün mü? Tabii ki hayır.
Birçoğu sosyal adaletsizliği sonuna kadar tatmış sporcuları yapay birer objeye çevirmek işin doğasına aykırı. Ne kadar uğraşırlarsa uğraşsınlar spor sadece fanatizm vb. içi boş kavramlara teslim edilecek bir alan değil. NBA oyuncuları son birkaç ayda bunun net örneğini, uygulamalı bir şekilde ortaya koymaya devam ediyor. Tıpkı 1968 Meksika Olimpiyatı’nda Tommie Smith, John Carlos, Peter Norman’ın yaptığı gibi.
NBA oyuncuları belki de eylemleriyle bütün dünyanın değişmesi için bir kıvılcımı başlattılar. Üstüne basa basa herkese anlatmaya çalıştıkları ise şuydu: Spor sadece eğlence sektörünün değil, hayatın da bir parçası ve sandığınızdan çok daha güçlü.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.