AB fonları gelişi güzel kullanılabilir mi?

Başbakan Yardımcısı ve Maliye Bakanı Serdar Denktaş, Avrupa Birliği Koordinasyon Merkezi üzerinden bir takım bilgiler paylaştı kamuoyuyla.

Bu bilgiler kapsamında AB fonlarından projeler için finansal destek alan çoğunlukta sivil toplum örgütlerinin isimlerini ve AB fonlarından aldıkları finansal destekleri ifşa eden uzun bir liste yayınladı.

Bu listede tanıdık bildik sivil toplum örgütleri de vardı, adını hiç duymadığım sivil toplum örgütleri de.

Tabi burada belirtmek isterim ki, adını hiç duymadığım sivil toplum örgütleri vardı derken bunu gerçekten bilmediğim için belirttim. Yoksa herhangi bir art niyetim yok.

Hoş takdir edersiniz ki bütün sivil toplum örgütlerini de bilmeyebiliriz.

Ve tekrar dönelim konumuza..

Burada çok açık ki Serdar Bey, bilgi vermekten ya da kamuoyunu bilgilendirmekten öte bir gündem yaratmaya çalışmış.

Ve AB fonlarından finansal destek alan kuruluşları toplumun önüne koyarak, aldıkları bu paralar ile neler yapıp yapmadıklarını sorgulamış.

Ha yanlış mı yapmış?

Hayır.

AB fonlarından sivil toplum kuruluşlarına verilen mali desteklerin neden ve niçin verildiğini ve nerelerde kullanıldığına dair halkın bilgi edinme hakkı olduğu kısmına bende katılıyorum.

Böyle bir hakkımız var tabi ki de..

Ama buna rağmen Sayın Denktaş’ın  bunu doğru temeller üzerinden yapmadığını düşünüyorum.

Zira AB’nin finansal kaynak sağlayan  fonlarının gollifa dağıtır gibi para dağıtmayacağını Sayın Denktaş da çok iyi bilmektedir.

Bu işin ciddi bir prosedürü olduğunu da bilmektedir.

Aynı zamanda AB fonlarının finansal destek sağlarken ortaya konan projeler üzerinden sağlanan mali katkıda verilen her kuruşun maksatında kullanılıp kullanılmadığı konusunda denetlemeye tabi tuttuğu da bilinenler arasındadır.

Hoş yukarıda da belirttiğim gibi Sayın Serdar Denktaş’ın da bunları bilmemesi mümkün değil.

Peki o halde neden böyle bir tavır sergileyerek, sanki burada AB’nin bir takım kuruluşlara havadan para dağıtarak belli amaçlar için kullandığı yönünde intiba yaratmaya çalışıyor?

Tabi bunun bana göre birden fazla nedeni olabilir.

Bunların en başında da hedef şaşırtarak gündemi değiştirme gayretleri olduğu aşikardır.

Zira AB fonlarından sağlanan finansal destekler belli bir proje ve kriter üzerinden sağlanıyor ve denetleniyor.

Ve/fakat Kuzey’deki düzen böyle mi?

Burada ilişkiler nasıl yürütülüyor?

Kısa bir hatırlatma yapalım.

Malum burada devletin kontrolünü elinde tutan otoritenin takdiri ile üzerine  ihale yıkılan firmaların, desteklenen yandaşların,kamu bankalarının başına getirilen partili ve niteliksiz insanların yönetiminde batmış kurumlara kamu bankalarından sağlanan ve karşılıklı menfaat üzerine kurulan karanlık  ilişkilerin uzun vadeli kredilere dönüşmesi,kendi yakınlarına sunulan devlet imkanlarının sınırsız kazanımlar sağlaması gibi kişisel menfaatlar sağlayan bir düzen var.

Bu düzen bizzat devlet erki tarafından korunup kollanıyor.

Ve hiç bitmemesi için de çaba harcanıyor.

Bunun için her yol mübah sayılıyor.

Vatan, millet bayrak gibi toplumun en hassas olduğu unsurlar üzerinden prim sağlanmaya çalışılıyor sırf bu düzenin devamı için.

İşte bundandır ki, Serdar Denktaş AB’nin finansal destek sağlayan fonlarının ülkede proje ve benzeri insan odaklı sosyal yaşama katkı sunan mali desteklerini, bir kitleye yönelik kullanmaya yelteniyor.

Ve bunu işte bakın bunlar AB’den para alarak bizi satıyorlar algısı yaratarak yapmaya çalışıyor.

Aklı sıra kendisine getirilen eleştiriler üzerine  misilleme yaparak esas gündemi ortadan kaldırdığını düşünüyor.

Oysa o listede şeffaf olmayan birşey yok.

Yani gizli kapaklı yapılmıyor hiç bir şey.

Verilen tek kuruş dahi yazılmış.

Veren belli, hangi maksat için verdiği belli, alan belli.

Ve bu, burada ki otoritenin bilgisi dahilinde oluyor.

Herşey kalem kalem isim isim belirtiliyor.

Belli ki kimse burada zümresel bir kazanım sağlamanın peşinde de değil.

Yani Bakanlar Kurulu kararları ile yakınlarına çıkar sağlayan yok, kredi veren yok, arazi dağıtan yok, turizm fonunu kullandıran yok, makam dağıtan yok, lüks makam aracı alan yok, oy uğruna vatandaşlık veren yok, ihale yıkan yok, ortaya çıkan yolsuzlukları hasıraltı eden yok..