Girne Amerikan Üniversitesi’nde (GAÜ) Tıp Fakültesi Genel Cerrahi Öğr. Gör. Prof. Dr. Hasan Zafer Acar, her yıl kanserle ilgili farkındalığı artırmak için 4 Şubat Dünya Kanser Günü’nün kutlandığına dikkat çekerek, kansere karşı mücadelede önemli bilgiler paylaştı.
Acar, yaptığı yazılı açıklamada, özellikle çevre kirliliğinin birçok kansere sebebiyet verdiğine vurgu yaptı ve “Çevre kirliliği; akciğer, kalın bağırsak, gırtlak, mesane, meme kanseri gibi, 100’den fazla kanser türünün ortaya çıkma hızını artırır. En sık görülen kanser türlerinden biri olan akciğer kanserlerinin ortaya çıkma hızını sigaradan sonra artıran en önemli etken solunan havadaki zehirli kimyasallardır. İçtiğimiz sularda ve yediğimiz besin maddelerindeki zararlı kimyasallar; yine kalın bağırsak, mide, mesane, meme kanseri gibi sık görülen bazı kanser türlerinin ortaya çıkma hızındaki artısın en önemli nedenidir. Yapay gübrelerde kullanılan en önemli kimyasallardan olan nitritler; kanser yapıcı maddeler olup, yağmurlarla sulara karışır ve belirli bir yoğunluğun üstünde birçok kanser türünün ortaya çıkma hızını artırır” dedi.
“YEMEKTE, BÜYÜK BALIKLAR YERİNE KÜÇÜK BALIKLAR TERCİH EDİLMELİ”
Yazmış olduğu “Asla Geç Değildir! Artık Çok Mu Geç?” isimli kitabına da atıfta bulunan Acar, çevre kirliliğinin kanser yapıcı zararlı etkilerini azaltmak için yapılabilecekleri şöyle sıraladı:
“Ultraviyole ışınlarından korunmak için uygun yapıda gözlük, krem ve şapkalar kullanmalıyız. Ağır metallerin daha az bulunmasından dolayı, büyük balıklar yerine küçük balıkları yemeyi tercih etmeliyiz. Doğal ortamlarda yetişen bitki, et ve süt ürünlerini tercih etmeliyiz. Sağlık Bakanlığı’nın yayınladığı zararlı kimyasalların fazla olduğu su ve maden sularını tüketmemeliyiz. Her türlü kimyasallardan, katkılı gıdalardan, sinek-böcek ilaçlarından, bulaşık deterjanlarından, kozmetik maddelerden, uzak durmalıyız.”
“ŞEKER, KANSER HÜCRELERİNİN ÇOK SEVDİĞİ BİR MADDEDİR”
Yeteri kadar su içen insanlarda kanser yapıcı atıkların mesane ve bağırsak duvarı ile daha az temas ettiği için, bu tür kanserlerinin çok daha az oranda ortaya çıktığına da işaret eden Acar, yapılan çalışmalarda şekerin sağlığa ölümcül seviyede zararı olduğunun ve türlü kanser hastalığının ortaya çıkmasını hızlandırdığın tespit edildiğini belirtti.
Acar, kanser hücrelerinin çok sevdiği bir madde olan şekerin, vücudun savunma hücrelerini felç ederek kanser hücrelerinin sayısının artışına ve hastalığın ortaya çıkmasına yol açtığını kaydetti ve şekeri ve her türlü tatlı gıdayı hayatından çıkaran insanlarda, diğerlerine göre, kanser görülme oranı büyük ölçüde azaldığını söyledi.
“ARILARIN SENTEZLEDİĞİ MUCİZEVİ ÜRÜN: PROPOLİS”
Son olarak arıların kovanın hijyeni için oluşturdukları, balmumuna benzer, sarı – kahverenginde bir madde olan propolisin kanser üzerindeki etkilerine değinen Acar, çalışmaların propolisin vücut direncini artırıcı etkisi nedeni ile bütün hastalıklara karşı koruyucu özelliği olduğunu, özelikle önemli ölçüde kanser oluşumunu geciktirici ve kanseri tedavi edici etkileri olduğunu ifade etti.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.