• BIST 10012.87
  • Altın 2976.723
  • Dolar 35.1352
  • Euro 36.6264
  • Lefkoşa 15 °C
  • Mağusa 13 °C
  • Girne 15 °C
  • Güzelyurt 14 °C
  • İskele 13 °C
  • İstanbul 6 °C
  • Ankara 5 °C

Adam olmayacak millet

Ediz TUNCEL

Zito Enosisssssssssss!!! = Kıbrıslı Rumlar…

Ya taksim ya ölümmmmmmm!!! = Kıbrıslı Türkler…

Garantilerin devamını isdemeyyyüüüügggg!!! = Kıbrıslı Rumlar…

Garantilerin devamını isderrrüüügggg!!! = Kıbrıslı Türkler…

21 Aralık 1963  darbesi!!! = Kıbrıslı Rumlar ve Yunanistan…

8 Ağustos 1964 karşı darbesi!!! = Kıbrıslı Türkler ve Türkiye

15 Temmuz 1974 darbesi!!! = Kıbrıslı Rumlar ve Yunanistan…

20 Temmuz 1974 karşı darbesi!!! = Kıbrıslı Türkler ve Türkiye…

Kıbrıslı Türkler ve Türkiye’ can kayıpları = Kıbrıslı Türkler’in 788’iI 1974’de olmak üzere 2500’den fazla can kaybı, Türkiye’den ise 1974’de 498 can kaybı…

Kıbrıslı Rumlar ve Yunanistan’ın can kayıpları = Kıbrıslı Rumlar’ın büyük çoğunluğu 1974’de olmak üzere 6500 cıvarında can kaybı, Yunanistan’ın büyük çoğunluğu 1974’de olmak üzere 1000’e yakın can kaybı…

Ölenlerin ancak beşte biri cephede savaşırken ölmüş, gerisi çoluk çocuk yaşlı başlı demeden, şeytanın kudurmuş faşist ve fanatik piçleri tarafından katledilmiş…

Lanet olası Kıbrıs sorununu bitirme görüşmeleri sürerken Enosis zırvası yeniden hortlatılıverdi.

Cumhurbaşkanı Akıncı sordu: “Nerden çıktı bu saçmalık şimdi, ne halt etmeye Enosis plebisitini anmaya kalkıyorsunuz!”

Başkan Anastasiadis cevapladı: “Sen de 20 Temmuz’u kutlamaktan vazgeç o zaman!”

Cumhurbaşkanı Akıncı da cevap olarak şunu diyebilirdi: “O zaman ya taksim ya ölümmm! Sizin hakettiğiniz budur!”

Amma ve lakin, bereket versin ki demedi, o sırada muhtemelen aklına da gelmedi desin!

Amma ve lakin, Başbakan Hüseyin Özgürgün’ün aklına 20 Temmuz geldi da “çok istiyorsanız bir 20 Temmuz daha gelir başınıza” mesajını karşı tarafa verdi...

Mühim oldu doğrusu, vallahi çok mühim oldu bu işler, çok hoşuma gitti (desem de inanmayın)…

CTPsi, UBPsi, ve bilimum siyasi partileriyle örgütleri tek ağız oldu Kıbrıs Türkünün…

Ne mutlu bize, en sonunda tek ağız olmayı başardık, Enosis sayesinde!

Yaşasın Enosis ve Kıbrıs Türkünü tek ağız yapacak, tek yürek yapacak nice Enosislerrrr…

Bu kadar basit mi yahu!!! Vallahi bu kadar basit işte, çaktırmayın ama, biraz da biz işi gırgıra alalım…

…………………………

Enosis zırvası tarihe baktığımız zaman Kıbrıslı Türkler ve Rumlar arasındaki sinsice ve derinden giden sürtüşmelerin, huzursuzlukların su yüzüne çıkma noktasıdır.

Sonrası, yukarda özetlenmiştir...

Şimdi ise, kasıtlı bir zamanlama ve tutumla, Rumların aklına Enosis’i anma fikri geldi.

Türk tarafındaki çeşitli odaklar da buna tepki gösterme yarışına girdi…

Ben de, huyum olduğu üzere, böyle zırvalar ortaya çıktığında birkaç gün bekler, herkesin ne yumurtlayacağını görür, ondan sonra yorumumu yaparım…

Ben Cumhurbaşkanı olsaydım, veya Başbakan olsaydım, Rumlar Enosis maskaralığını hortlatmaya kalktıklarında, ben olsaydım yapacağım ilk iş, Rumları alaya almak olacaktı, sınıra demetlerinin  üzerinde “Enosis ha! Alın size Enosis kurbanlarının mezarlarına koyacağınız bir kamyon çiçek!, yetmezse daha göndeririz, yeter ki isteyin…” yazılı  bir kamyon dolusu çiçek götürürdüm…

Çiçeklerin arasına da ucu sivriltilmiş bir kazık sokuştururdum, üzerine de “Bu da, başta ağzı kan kokan baş ve boş popazınız olmak üzere, müsait yeri sürekli kaşınanlara kaşıntılarını gidermesi için ücretsiz hediyemizdir!!!” yazardım…

………………………..

Amma ve lakin, şu Rumların hakkını da vermek gerek yani!

Adamlar işi biliyor.

Canları her istediğinde topu evirip çevirip kucağımıza atıyor, ortalığı canı istediği gibi bulandırıyor, sonra da yine canı istediği gibi süreci yönlendiriyor, itiyor, çekiyor, kaçıyor, dönüyor, vesaire vesaire…

Türk tarafı da Rum tarafının dümen suyunda, onların canı nasıl isterse öyle davranıyor, onların beklediği tepkiyi veriyor, ekmeğine bol bol yağ ve bal sürüyor…

Rumun kaybedecek hiçbir şeyi yok, tuzu kuru, kaybedeceğini kaybetti, sonrasında fazlasıyla kazandı…

Türkün ise kaybedecek çok şeyi var ve her saniye kaybetmeye devam da ediyor, süreç Türkün kaybetmesine işliyor, Rum da bunun farkında, nabza göre şerebet vermeye devam ediyor…

Bu süreçte Rumun kazancı, Türkün kaybetmesi demek, bazen de Rumun kaybeder gibi görünmesi, Türkün kesin kaybetmesi demek…Türkün kazancı ise, Rumun kesin kazancı demek!

Kısacası Rum tarafı izlediği taktiklerle bu süreçte hep kazançlı çıkan taraf oluyor, Türk tarafı da çoğunlukla kaybeden, ama kazandığı zaman bile Ruma daha fazla kazanç sağlatan taraf oluyor…

Amma ve lakin, Kıbrıs’a barış getireceğim darken birbirini gırtlaklayan, diğer taraftan da ayan ve beyan bu barışı getirmemeye yeminli Kıbrıslı Türkler ve Kıbrıslı Rumlar 67 senede bir tek şeyi kusursuzca başardılar: Adam gibi bir Kıbrıslı milleti olamadılar, olmaya da niyetleri yok!

  • Yorumlar 0
  • Facebook Yorumları 0
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Bu yazıya henüz yorum eklenmemiştir.
Yazarın Diğer Yazıları