1-Bize kendinizden biraz bahseder misiniz? Neden aday oldunuz? Ne yapmayı planlıyorsunuz?
21 Nisan 1972 yılında Lefkoşa’nın Arabahmet mahallesinde doğdum. İlk, orta ve lise tahsilimi Lefkoşa’da tamamladım. DAÜ Turizm Fakültesi Turizm ve Otel İşletmeciliği bölümünden, ön lisans (AAS) ve lisans (BS) programlarından mezun oldum. Aynı yıl Atatürk Öğretmen Akademisi Öğretmenlik Sertifikası (pedagoji) programını tamamlayarak, öğretmenlik sertifikasına sahip oldum.
Halk dansları eğitmenliği ile müzisyenlik yanında, kültür ve sanat alanında birçok sosyal sorumluluk projeleri ile yardım konserlerinde imzam var. Birçok kez, ilkokul öğrencilerinden oluşturduğum halk dansları ekipleriyle, TRT 23 Nisan Uluslararası Çocuk Şenliklerinde ülkemizi temsil ettim. Dernek başkanlığı ile şefliğini yapmakta olduğum korolarla, Kosova, Azerbaycan, Londra, Gürcistan, Makedonya ve Türkiye’nin birçok şehrinde konserler gerçekleştirerek, ülke tanıtımına çok değerli katkılar koydum.
Geleneksel Kıbrıs Türk Halk Şarkıları ve Kültürümüzden Sesler adlı müzik albümlerinin (CD) düzenlemelerini yaparak, aynı zamanda müzik yönetmenliklerini üstlendim. Türkiye Radyo Televizyon Kurumu ses ve saz sanatçıları ile Kıbrıslı sanatçılarımızın da destekleriyle, Kıbrıs Türk Ortopedik Özürlüler Derneği, KKTC Engelliler Dayanışma Derneği, Kanser Hastalarına Yardım Derneği, Umut Otizm Derneği , SOS Çocuk Köyü ile Thalassaemia Derneği gibi, birçok dernek yararına konserler gerçekleştirdim. Gailem İNSAN diyerek sürdürdüğüm yaşamımda , birçok kurum ve kuruluşa maddi manevi destekler yanında farkındalıklar yarattım. Özellikle özel gereksinimli bireylerin ( engellilerin ) yaşamlarıyla ilgili hassasiyetimle , tüm etkinliklerimde ve katıldığım programlarda, empati yapmanın önemini vurguladım. Müziğin terapi gücüne inanarak “ Müzik sevginin , sevgi de yaşamın kaynağıdır “ sözüyle dillerde ve gönüllerde yer edinebilmenin huzurunu yaşıyorum.
2015 – 2016 yıllarında Londra Türk Dili Okullarında öğretmenlik yanında, Kıbrıs Türk Toplumunun sosyal yaşamına da katkı koymak amacıyla, Londra Vatan Kültürel Türk Müziği Korosu şefliğini yürüttüm. Bugün hala ; Çağdaş Müzik Derneği başkanlığı ile Zeytin Ağacı Eğitim ve Yardımlaşma Derneği organizasyon ve tanıtım koordinatörlüğü görevleri yanında, Beyarmudu Belediyesi TSM Korosu, Lapta Beldesi Kültür ve Dayanışma Derneği Lapta Esintileri Korosu ile Çağdaş Müzik Derneği TSM korosunun şefliğini de yürütmekteyim.
Türkiye Cumhuriyeti Türk Musikisi Federasyonu (TÜMFED) delegesi olup, Hamitköy Dr. Fazıl Küçük İlkokulu’nda öğretmenlik yapmaktayım. Evli ve iki kız çocuk babasıyım.
2- Seçilirseniz ülke ve aday olduğunu bölge için yapmayı planladıklarınız nelerdir?
3- Ekonomi, sosyal, kültürel ve çevresel yaşam ile ilgili öngörüleriniz nelerdir?
Siyasete girmemin en büyük sebebi ; ülkede var olan kaynakların fütursuzca kullanılmasını durdurmak ve halka hak ettiği devlet hizmetlerini sunmaktır.
Özellikle eğitimde fırsat eşitliğini dikkate alarak , devlet okullarının fiziki yapılarının iyileştirilmesi yönünde adımlar atmak isterim.
KKTC’nin kültür varlıklarının ortaya çıkartılmasına, kültürümüzün halkımız tarafından en yaygın biçimde özümlenmesine ve kültür hazinelerimizin dünyaya daha iyi duyurulmasına özel önem verilmesini sağlamak isterim. Din, dil, mezhep ve etnik köken farklılıklarımızın, ülkemizde ayrımcılığın değil, renkli ve zengin bir kültürün bütünlüğü çerçevesinde görülebilmesi için gerekli her türlü düzenleme yaparak , eğitim ve yayın programlarında kültür konularına daha geniş yer verilmesi ve kültürel amaçlı faaliyetlere daha çok kaynak ayrılması için çalışacağım. Bu anlayışla ülkemizin kültür hayatının zenginleştirilmesine ve yeniden yapılandırılmasına olanak verecek kültür kurumlarını, çağdaş bir anlayışla yeniden düzenlenmesi de hedeflerim arasındadır.
Sanat ve sanatçılar desteklenecek: Tüm sanat dalları, kültürel gelişmenin önemli öğeleri olarak kabul edilerek sanatçılar korunurken, gerekli kamu desteği sağlanmalıdır.
Sanata özel yetenekli çocuklara en ileri düzeyde eğitim olanağı sağlamak , hususunda çalışmalar yapacağım.
Kültür ve sanat alanındaki vergiler asgari düzeye çekilebilir; sanatçıların, yazarların ve düşünürlerin sosyal güvenliği sağlanabilir.
Tiyatro sanatı KKTC’nin bütün ilçelerinde yaygınlaştırılırken , Devletin bir sanat kurumu olan Devlet Tiyatroları’nda çalışan sanatçılarımızın özlük hakları ve çalışma koşulları iyileştirilebilir; özel tiyatroların devlet tarafından desteklenmesi için gerekli yeni düzenlemeler yapılabilir.
Kültür ve sanat eğitimi, laik, demokratik , kültürel değerlerimizden kopmadan, çağdaş dünyayla bütünleşmeyi sağlayacak ve katılımı özendirecek bir yapıya kavuşsun diye çalışmalar yapmak arzusundayım.
Çağdaş müzecilik geliştirilip; kültürel mirasın, ait olduğu coğrafyada korunmasına ilişkin evrensel ilkenin yaşama geçirilmesi sağlanabilir.
Yerel yönetimlere ve sivil toplum örgütlerine sanat için destek: Yerel yönetimlerin de kendi beldelerindeki kültür eserlerine sahip çıkmaları özendirilirken, sivil toplum örgütlerinin aynı amaçlı çabaları da teşvik edilebilir.
Kütüphaneler, modernleştirilerek teknolojinin gelişmiş olanaklarından yararlandırılarak , eğitim ve kültür politikalarımızın odak merkezleri haline getirilebilirler.
Kültür ve sanat kurumlarının siyasal amaçlar için kullanılmamaları, kuruluş amaçlarına uygun sanatsal etkinlikler içinde olmaları ve bu etkinliklerin bütün dünyada kültürümüzü tanıtıcı rol oynamasını sağlamak için çalışacağım.
Kültür ve sanat ile ilgili dernekler , okullu ve alaylı tüm sanatçılar , ülke kültür ve sanatına yapmış oldukları katkılar çerçevesinde dikkate alınarak , ayrım yapılmaksızın maddi manevi desteklenmelidir.
Sanatçılara ; sanatını icra edemeyeceği durumlarda , salgın hastalık sebebiyle ihtiyaçlı durumlarda ve uzun süre tedavi gerektiren sağlık sorunlarında , maddi manevi destek sağlanabilmesi için çalışacağım.
Ülkemizin çok çeşitli kültürel birikimini, tarih-kültür, arkeoloji ve doğa zenginliklerini, çağdaş bilimsel yöntemlerle araştıran, dengeleyen, yayan kurum ve arşiv düzeninin geliştirilmesi sağlanmalıdır. Tarihimize ait taşınmaz kültür varlıklarının korunması, kayıt altında tutulması, bakım ve muhafazada sorumlulukla davranılması için gerekli önlemler alınabilir. Tarihi kültürel zenginliklerimizin gelecek kuşaklara aktarmak üzere devralınan emanetler olduğunun bilinci ile, bu varlıklarımızı olası afetlerden korumak amacıyla, devlet bünyesinde oluşturulacak özel kurumlar aracılığıyla ihtiyaç duyulan her türlü önlem alınabilir.
Devlet bünyesindeki sanat kurumlarının özerkliğini koruyacak, siyasi amaçlar için kullanılmalarına engel olunmalıdır.
Geniş katılım ile KKTC’nin kültüre ilişkin gelecek hedeflerinin belirleneceği bir kültür strateji belgesi oluşturmak en büyük arzumdur.
Sanat emekçilerinin sigorta ve ihtiyat sandığı yatırımlarının , ilgili bakanlık tarafından ödenmesini sağlamak
Kültür ve sanat alanındaki vergileri asgari düzeye çekmek
Bütün sanatçılarımızı sosyal güvenceye kavuşturmak
Sanatçıların örgütlenmesini teşvik etmek
Yalnız Devlet bünyesinde çalışanların değil , tüm sanatçılarımızın özlük haklarını ve çalışma koşullarını iyileştirmek
Geleneksel sanatları ve sanatçılarımızı güçlendirmek için gerekli maddi ve manevi desteği sağlamak
Tüm sanatçıların etkinliklerinin , gösterilerinin , konserlerinin , sergilerinin ve projelerinin , halka ulaşmasını sağlamak
Eğitimde kültür ve sanata daha geniş yer verecek, okullarda bu tip etkinliklere daha çok kaynak ayrılmasını sağlamak
Sanata özel yeteneği olan çocukları erken yaşlarda tespit ederek, yeteneklerini geliştirmeleri için en ileri düzeyde eğitim olanakları sağlamak
Özel gereksinimli ( engellli ) bireylerin sanatsal yeteneklerinin tespiti ile geliştirilmesine özen göstererek , fırsat eşitliği sağlamak
Engellilerle ilgili yasaların güncellenip , hayata geçirilmesi için gerekli çalışmaları yapmak
Engelsiz Yaşam Evi projesi için gerekli girişimleri ve icraatları hızlandırıp , söz konusu merkezin faaliyete geçmesini sağlamak
Engelli bireylerin , kayıt altına alınarak ilgili bakanlık bünyesinde arşiv oluşturulması için çalışma başlatarak , ihtiyaçları olan hizmetlerden yararlanmalarını sağlamak
Tüm ilçelerimizde , sanatın her dalıyla ilgilenenlerin buluşma yeri haline gelecek Kültür-Sanat Evleri açmak veya mevcut olanları geliştirmek
Yurttaşlarımızı kültür ve sanatla buluşturmak için gezici tiyatroları, sergi ve konserleri daha geniş kitlelere ulaştıracak destekler sağlamak
İlçelerimizde çekim merkezi olacak, her türlü donanım ve bilişim altyapısına sahip, modern salonlar inşa etmek
Ülkemizdeki tarihsel, kültürel ve doğal birikimin gelecek kuşaklara aktarılması için kurumsal bir arşiv ve koruma sistemi oluşturmak
Çağdaş müzeciliği geliştirecek, kültürel mirasın ait olduğu coğrafyada korunması ilkesini uygulamak
Ekonomik açıdan bugün geldiğimiz noktada , ekonomik kurtuluş paketine ihtiyaç vardır. İçinde bulunduğumuz ekonomik yapı sürdürülebilir değildir. Bu sebeple , konuyla ilgili olarak tüm paydaşların ve halkımızın görüşlerinden yola çıkarak , partimizin ( HP ) hazırlamış olduğu ekonomik kurtuluş paketindeki 6 madde hayata geçirilmelidir.
Pahalılığın önlenmesi, fiyat indirimlerinin raflara yansıtılması adımları;
Kamuda ve özelde maaşların iyileştirilmesi adımları;
Gençler için konut/barınma projesi;
Genç işsizler için istihdam politikaları;
Maliye gelirlerinin artırılması adımları;
Kamuda tasarruf tedbirleri.
4- Kıbrıs sorununun nasıl çözülebileceğini düşünüyorsunuz? Sizce neler yapılmalı? 5- Türkiye ile ilişkilerde nasıl bir yol yöntem izlenmeli?
Kıbrıs sorununun çözümü çabalarında denenmemiş bir yöntemin kalmadı. Kıbrıs’ta yaşanan türden uyuşmazlıklarda, mevcut durumun her iki tarafı da ciddi oranda rahatsız eder bir noktaya vardığında çözümün mümkün olabileceğini görüyoruz. Fakat şu anda Kıbrıs Rum tarafını rahatsız edecek bir durumun olmadığı da bir gerçektir.Kıbrıs sorunu çözülmese ve mevcut statüko devam etse bile Kıbrıs Rum tarafı bütün adanın yasal hükümeti konumundadır. AB’nin tam üyesidir ve doğal gazı tek başına çıkarmak için adımları atmaya devam edebilmektedir. Uluslararası aktörler kendisine bu konuda herhangi bir caydırıcı mesaj vermemektedir. İki bölgeli iki toplumlu federasyon çözüm modeli sorunlu bir model değil aslında. Ama Kıbrıs’taki olgular açısından baktığımızda tarafların talep ettiklerini söyledikleri şey bu olmasına rağmen aslında iki tarafın aynı cümleden anladığı şey farklıdır. Yani iki bölgelilikten Rumlarla Türkler farklı şey anlıyoruz. Siyasi eşitlikten farklı şey anlıyoruz. Bu da doğal olarak müzakerenin içeriğine yansıyor. Bu anlayışın giderilmesi için çaba sarf edildiği zaman bir çözüme varılabileceğini düşünmekteyim.
Türkiye ile ilişkilerde toplumu geren, kutuplaşmaya neden olan popülist söylemlerle değil, aklıselimin ve sağduyunun hakim geleceği demokratik ortamlara ihtiyacımız vardır.
Devletler arasındaki ilişkiler konusunda karar üretirken meselelere kişisel düzeyde değil toplumsal düzeyde yaklaşmak gerekir. Güçlü tarihsel bağlarımız bulunan ve zor zamanlarımızda her durumda yanımızda duran Türkiye Cumhuriyeti’nin bizlere karşı (KKTC) bir devlet olmanın gereği neyse onu yapması gerektiğini düşünüyorum. Türkiye Cumhuriyeti ile olan ilişkilerimizde yaşanan sıkıntılar ve yapılan yanlışlara bir nokta koymak gerekir.
KKTC’nin Türkiye tarafından itibarını artıracak şekilde bir muamele görmesi gerektiğini, kurumlarının devre dışı bırakılmayacağı bir ilişki kurulması gerektiğini, Kıbrıs Türk halkının özgür iradesine saygı gösterilmesi gerektiğini ve politikalarını da buna göre şekillendirmesi gerektiğini düşünüyorum.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.