162 yıl önce Thomas Addison tarafından tanımlanan Addison hastalığı kortizol hormonunun yetersizliğinden kaynaklanan bir hastalıktır. İnternette sıklıkla Addison hastalığı nedir? Belirtileri nelerdir? soruları aratılıyor. İşte Addison hastalığı hakkında bilinmeyenler…
ADDISON HASTALIĞI NEDİR?
162 yıl önce kendi adıyla anılan Addison hastalığı tespit eden Thomas Addison Endokrinoloji’nin kurucusu olarak kabul ediliyor. Addison hastalığını ilk kez Eustachius tarafından 1714'te tanımlandı. 1885 yılında ise Thomas Addison, kansızlık hastalığı incelemelerinde böbreküstü bezlerinin yavaş çalışmasına bağlı kan değerlerini araştırdığı çalışmasında kortizol hormonu yetmezliği Addison hastalığı olarak tıp literatürüne girdi. Londra’da yayınladığı makalede Addison hastalığını böbreküstü bezlerindeki anemi hastalığı yani yeni bir anemi biçimi olarak açıkladı. Thomas Addison 19. yüzyılın ender eserlerinden bir olarak kabul edilen Monografi isimli çalışmasında Addison hastalığından detaylı bir şekilde bahsediyor. Addison bu çalışmasıyla Endokrinoloji’nin (İç salgı bilimi) kurucusu kabul ediliyor.
ADDISON HASTALIĞI BELİRTİLERİ NELERDİR?
Addison hastalığı, kilo kaybı, depresif bir ruh hali, konsantrasyon ve bellek kaybı gibi belirtilerle ortaya çıkıyor. Addison hastalığının başlıca bilinen belirtileri dinlenme ile geçen güçsüzlük, kas zayıflığı, açlığa dirençsizlik ve kan şekeri düşmesi ile ilgili hipoglisemi işaretleridir. Dikkat kaybı, düşünme güçlüğü, bellek sorunları, sinirlilik, karakter değişmesi, uyku eğilimi... Yorgunluk, güçsüzlük, kilo kaybı zamanla daha da belirginleşir.
YORGUNLUK HASTALIĞI “ADDISON”
Halk arasında yorgunluk hastalığı olarak bilinen Addison hastalığının bu belirtileri böbreküstü bezlerinin yetersizliğinden kaynaklanıyor. Hastalar bazen ellerini bile kıpırdatamadıklarından, kişisel bakımlarını yapmakta zorlandıklarından yakınırlar. Bunlar Addison hastalığının ileri dönem işaretleridir. Uzun süreli yüksek miktarda kortizon kullanan hastalarda da dikkat edilmezse böbreküstü bezi yetersizliği oluşabilmektedir.
Uzun süre kortizonlu ilaç verilen hastalarda, özellikle yüksek dozlarda kortizon kullanımında böbreküstü bezleri orijinal kortizon üretimini durdurup suskunluğa geçebilir. Bu son derece tehlikeli bir durumdur. Kortizonlu ilaçların zorunlu olarak uzun süreli kullanımlarının gerektiği tıbbi durumlarda ilaç dozajının etki ve yan etki süreçlerinin uzman bir hekim tarafından planlanması ve denetlenip izlenmesi gerekir. Böbreküstü bezlerinin tümörler, enfeksiyonlar (tüberküloz), ilaçlar (ketokonazol) kanama veya madde birikimleri (Amiloidoz) gibi nedenlerle tahribi de hormon üretimini tehdit edebilir, yetersizliğe yol açabilir.
CİLTTE PİGMENT BOZUKLUKLARI OLABİLİR
Hiperpigmentasyon olarak adlandırılan cilt rengindeki koyulaşma Addison hastalığının dikkat çeken belirtileri arasında yer alıyor. Addison hastalarının hemen hemen hepsinde saptanan ciltte koyulaşma, melanin artışına bağlı ortaya çıkıyor. Hiperpigmentasyon tüm vücutta yaygın olarak görülmekle birlikte, dudakların iç yüzlerinde de koyulaşmalara rastlanabiliyor.
AŞIRI TUZ YEME İSTEĞİ VE HİPOGLİSEMİ GÖRÜLÜYOR
Addison hastalığında aşırı tuz yeme isteği belirgin halde oluyor. Çünkü Addison hastalarının büyük çoğunluğunda sodyum düzeyi düşüyor. Sodyum ve sıvı kaybına bağlı olarak kan basıncı düşüklüğü nedeniyle Addison hastalarında asidoz ile birlikte potasyum yüksekliği de görülebiliyor. Addison hastalarında hastalarda hipoglisemi olarak bilinen kan şekeri düşüklüğü uzun açlık dönemleri sonrasında görülebiliyor. Bu hastalarda, enfeksiyon, ateş veya alkol alımı gibi durumlar hipoglisemiyi tetikleyebiliyor. Özellikle kadın hastalarda böbrek üstü bezinden salgılanan androjen hormonu eksikliği sonucu koltuk altı ve genital kıllarda dökülme ve libido kaybı sık görülüyor. Erkeklerde ise belirtiler bu kadar belirgin olmuyor. Yaygın adale ve eklem ağrıları, unutkanlık, depresyon ve psikoz gibi psikiyatrik belirtiler Addison hastalığında sıklıkla saptanıyor. Bazen bu belirtiler aniden şiddetlenip ateş, karın ağrısı, bilinç kaybı gibi ciddi belirtiler ortaya çıkabiliyor. Buna “adrenal kriz” adı veriliyor. Belirtiler şiddetli olduğunda doktor tarafından hastaya verilen tavsiyelerin ömür boyu uygulanması gerekiyor.
TEDAVİSİ VAR MI?
Böbrek üstü bezlerinin yetersiz salgıladığı hormonları ilaçlarla yerine koymak mümkün. Tedavi genellikle yaşam boyu sürüyor, bununla yaşamak öğrenmek gerekiyor. İlaçları hiç aksatmadan belirtilen saat ve dozlarda almak çok önemli.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.