Sizlerin de dikkatinden kaçmamıştır.
Akademik yılın başlaması ile birlikte zamlar da ülkeyi sarıyor.
Ne zaman ki öğrenciler ülkeye geliyor, zam furyası başlıyor.
Belli ki birilerinin iştahı kabarıyor.
Memlekette zam yemeyen ürün kalmıyor.
Peki neye göre yapılıyor bu zamlar?
Kar marjlarını artıtmak için.
Fırsat bu fırsat ya!
Hale hazır da 60 bin öğrenci de nüfusa eklendi.
Potansiyel tüketicilere artı 60 bin daha katıldı.
Off ki ne of..
Ver Allah Allah.
Nasılsa denetleyen yok.
Kafaya göre zam bu ülkenin geleneği olmuş.
Önceki gün markete uğradım.
Alacaklarımı aldım, kasaya koydum.
Market sahibi hesaplamaya başladı.
Topu topu üç beş parça bir şey.
Adam hesaplıyor, dönüyor bir daha hesaplıyor.
Hayırdır yanlışlık mı var dedim.
Öyle zannettim ama yok dedi.
Yine her şeye zam yapmışlar diye ekledi.
Neden diye sordum?
Güya dövizin kurundan dedi ama inanma yalan!
Zaten inanmıyorum dedim.
Adam belli ki kasadan yazan rakamı telafuz etmekte zorlanıyordu.
Borcum nedir dedim.
Söyledi ödedim çıktım.
Geçen yıl da aynı şey olmuştu, ondan önceki yıl da ondan önce gelen yıllarda da.
Akademik yılın başlaması ile birlikte içtiğimiz sudan yediğimiz pirince kadar zam geldiğini biliyorum.
Bunu her yıl yaşayarak öğrendim.
Öğrenci demek bu ülkede para demek nasılsa.
Hazır denetleyen de yok.
Vurun fiyatlara gitsin.
Buna ne derler biliyor musunuz?
Tek kelime ile fırsatçılık derler.
Vurgunculuk derler,yüzsüzlük derler.
Ama bu açıkgözler bir şeyi gözden kaçırıyorlar.
Bu öğrenciler bu ülkeye öğrenim için gelirken mecbur olduklarından gelmiyorlar.
Tercih yaparak geliyorlar.
Yani kimse bu ülkeye mecbur değil.
Bir gün o dal kırılır ve hepimiz güm diye yere çakılırız.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.