Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, liderler görüşmesinin ardından CumhurbaşkanlığI’nda basına açıklamalarda bulundu.
Akıncı açıklamasında, Cenevre görüşmelerinin hayati düzeyde olduğunu ifade ederek, konferansa giderken Kıbrıs’ta da gerek müzakereciler arasında, gerekse liderler düzeyinde toplantılar yapılmaya devam edildiği belirtildi.
Akıncı, liderlerin 4 Ocak’ta bir kez daha toplanacağını belirterek, gerekmesi halinde Cenevre öncesi bir toplantı daha yapılacağını belirtti.
Bugün yapılan görüşmeyle ilgili de açıklama yapan Akıncı, bugünkü toplantıda müzakerecilerin geçtiğimiz 7 toplantıda yaptıkları görüşmeleri, anlaşamadıkları ve anlaştıkları hususları kendilerine verdiğini ve liderlerin de görüşmelerine bu konular üzerinde devam ettiklerini bildirdi.
Akıncı, toplantının ikinci kısmında, 9 Ocak’tan itibaren Cenevre’de yapılacak konferans hakkında görüş alışverişinde bulunduklarını da ifade ederek, Eide’nin BM’nin yaptığı hazırlıkları kendilerine aktardığını da bildirdi.
Toplantının olumlu bir atmosferde gerçekleştiği de bildirilirken, 50 yılı aşkın bir süredir devam eden soruna kabul edilebilir bir formül üretilmesi için çalışmaların devam ettiği de bildirildi.
“0 garanti söylemi sonuç getirmez”
Akıncı sözlerine şöyle devam etti:
“Güvenlik ve garantiler konusunda farklı pozisyondayız. Bu bir sır değildir. Önemli olan, öteden beri seslendirdiğimiz anlayışın olmasıdır. Bir taraf 0 garanti söylemini sürdürürse, bu işten bir sonuç çıkmaz. Ben o noktada kalmıyorum devamını getirip, “eğer biz garantiler konusu dokunulmazdır, değişiklik istemeyiz” dersek bu da aynı şekilde sonuç üretmez. Biz güvenliğimizin tehlikeye düşmesini istemiyoruz. Bunu diğer toplum için de istemiyoruz. Garanti anlamında varılacak yeni statünün, bizim açımızdan Türkiye tarafından sağlanmasını istiyoruz. Onlar istemiyor. Bir taraf için olumlu olan diğer taraf için olumsuz olmasın. Bir taraf için güvence teşkil eden unsurlar diğeri için tehdit olmasın. Bunu sağlamamız lazım ki bunun yolu müzakere etmektir. Daha peşin olarak konferansa gelmeden, “ancak oraya ortadan kaldırmak için gideriz” söylemi olumlu sonuç yaratmaz. Bu yüzdendir ki Yunanistan’da Mont Pelerin’in tarzını eleştirmiştik. Yapılması gereken iyi niyetle, tüm tarafların kabul edeceği gerçekçilik yolunda buluşabilmektir. Taraflar pozisyonlarını birbirine empoze edemezler. Bunun yeri de sağlanmıştır. Bunlar umarım yakın gelecekte Türkiye ile Yunanistan arasında da başlayabilir.”
“Doğalgaz tek bir topluma ait değil”
Akıncı, doğalgaz zenginliğinin tek topluma ait olmadığına da işaret ederek, bu konunun işbirliği alanına dönüştürülmesi gerektiğine işaret etti.
Akıncı, “bunun akılcı yolu çözümle birlikte, İsrail’in doğalgazıyla da birleştirerek, en kısa ve ucuz yol olan Türkiye üstünden, gerek Türkiye’nin ihtiyaçlarına, gerekse Avrupa’nın ihtiyaçlarına dönük olarak sevk etmektir” diyerek, bu konunun çözümle birlikte mümkün olabileceğine de işaret etti.
Akıncı, yakın gelecekte bir kazı olayı beklemediğini de söyleyerek, geçmişte yapılan kazı yüzünden Barbaros’un geldiğini ve masa dağıldığını da hatırlattı.
Çin ne alaka?
Bir basın mensubunun çoklu konferansa Çin’in de katılmak istediğine dair açıklama yaptığı üzerine Akıncı, konferansa asıl katılımcıların belli olduğunu, AB’nin 12 yıl onca Bürgenstock’a da katıldığını ve gözlemci olarak yine katılabileceğini belirtti.
Öte yandan, konferansın katılımcılarının 2 toplum temsilcileri ve 3 garantör ülkeler tarafından yapılacağını da belirterek, Cenevre’nin BM’nin merkezi olan bir şehir olduğunu, orada BM üyesi ülkelerin temsilcilerinin de bulunduğunu belirterek “Çin ne alaka?” diye sordu.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.