Akıncı, Kıbrıs sorununun daha fazla çözümsüz kalmaması gerektiğini belirterek
‘Kıbrıs Türk tarafı olarak biz bunu defalarca kanıtladık. New York’ta da aynı yapıcı tutumla bulunuyoruz. BM Genel Sekreteri Sayın Antonio Guterres ile Pazartesi günü yapacağımız görüşmede, son 2 yıldır üzerinde kararlılıkla durduğumuz hususlarda bir sonuca ulaşılabilmesinin arayışında olacağız’ dedi.
Kıbrıs’ta çözümsüzlükten kurtulup sonuca gitmenin yolunun en başta, söylenenlerin sadece slogan olarak kalmaması, içeriğinin de doğru şekilde doldurulmasından geçtiğine dikkati çeken Cumhurbaşkanı Akıncı, ‘Sadece algı yönetmek için söylenenler Kıbrıs’ta iki halkın gerçek çıkarlarına hizmet etmez; belki sadece siyasi hesap yapanların o gününü kurtarır. Kamuoyuna söylenenlerle gerçek tutumlar arasındaki fark, Kıbrıs sorununun çözümüne hizmet etmez. Bizim en baştan beri tutumumuz nettir’ diye konuştu.
Akıncı ‘Örneğin siyasi eşitliği kabul ederim deyip kararlara etkin katılım ve dönüşümlü başkanlığı reddetmek siyasi eşitliği BM raporlarında ve mevcut uzlaşılardaki şekliyle kabul etmemek anlamına gelir. Aynı şekilde geçmiş mutabakatlara bağlıyız deyip, geçmiş mutabakatlar arasında yer alan siyasi eşitliğin unsurlarını reddetmek de yine siyasi eşitliği kabul etmemek anlamına gelir. Ne söylendiği elbette önemlidir ancak söylenenlerle yapılanların farklı olmaması çok daha önemlidir’ ifadelerini kullandı.
Referans kavramlarının oluşturulmasına yönelik çalışmalara ilişkin soruya karşılık Akıncı, Kıbrıs Türk tarafının, BM Genel Sekreteri’nin geçici Kıbrıs Özel Danışmanı Jane Holl Lute’un göreve başladığı ilk andan itibaren, Genel Sekreter’in tamamlanmasını beklediği referans kavramlarının oluşturulabilmesi için 3 temel unsurun ne olması gerektiğini ortaya koyduğunu kaydederek, bunların, 11 Şubat 2014 Ortak Açıklama Belgesi, geçmiş mutabakatlar ve 30 Haziran 2017 tarihli Guterres Çerçevesi olduğunu belirtti.
Son iki yılda Anastasiadis’in 30 Haziran 2017 tarihli belgeyi kabul etmemekte direndiğini hatırlatan Akıncı, gelinen aşamada bu belgenin tarihini ve içeriğini çarpıtmadan, sulandırmadan olduğu gibi kabul ediyorsa bunun olumlu bir gelişme olduğunu, burada önemli olanın oradaki 6 maddeyi Genel Sekreter’in kağıdında olduğu gibi kabullenip o çerçevede müzakereyi ileriye götürmek olduğunu söyledi.
Cumhurbaşkanı Akıncı, bazı kelime oyunlarına saparak 30 Haziran 2017 tarihli belgeden bahsederken, diğer yandan da belgenin dışında farklı içerikler yaratmaya çalışmanın, yeni bir başlangıç yapılacaksa buna kesinlikle yardımcı olmadığını vurguladı.
Akıncı ‘Sayın Anastasiadis’in sözünün ve özünün bir olması gerekir. Söyledikleriyle ifade etmeye çalıştıklarının herkesin net bir şekilde anladığı çerçevede olması gerekir. Kısacası açıklık ve netlik en büyük ihtiyacımızdır. Bunun yanında Kıbrıs Türk tarafı olarak biz tutumuzu izah ederken şunun bilincindeyiz ki aslında savunduklarımız artık BM ilke ve parametresi haline gelmiş hususlardır. Bu noktada BM’nin kendi parametrelerine sahip çıkmasının ve Rum tarafının bu parametrelerden sapmasının önlemesinin büyük önemi olduğu inancındayım’ dedi.
Akıncı bir başka soruya karşılık ise, Akıncı, Kıbrıs Türk tarafının, sonuç odaklı ve stratejik bir anlaşma hedefi olan yeni bir sürecin başlaması halinde bunun oldukça net ve sağlıklı başlamasını ve başarılı bir şekilde sonuçlanmasını hedeflediğini söyledi.
Cumhurbaşkanı Akıncı ‘Uzayıp giden bir süreç değil, Genel Sekreter’in raporlarında da yer aldığı gibi, stratejik bir anlaşmayı hedefleyen, iyi planlanmış, iyi kurgulanmış, açık uçlu değil sonuç odaklı bir süreci hedefliyoruz. Sayın Genel Sekreter ile bu anlayışla görüşeceğiz. Kuşkusuz Genel Sekreter’in öngöreceği, bizi olumlu sonuca götürme olasılığını barındıran 3’lü veya 5’li gayrı resmi buluşmaları iyi hazırlanılması durumunda olumlu değerlendireceğimizi daha önce de belirttik, aynı noktadayız’ dedi.
Genel sekreter ile yapıcı bir tutumla görüşmeye gideceklerini de ifade eden Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, ‘Hidrokarbon konusundaki gerginliği ortadan kaldırıp çıkış yolu olan kendisine de gönderdiğimiz 13 Temmuz tarihli önerimizi de yeniden anımsatacağız. Gerginliğe değil barış ve istikrara katkı yapmak için buradayız’ diye konuştu.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.