Abdullah Kurdi, oğlu Alan’ın fotoğrafının yarattığı anlık tepkilerin dışında değişen bir şey olmadığından şikayet ederken, Türkiye’ye ise Suriyelileri kabul ettiği için minnettar olduğunu söyledi.
Geçen yıl Eylül ayında Türkiye’den Yunanistan’a kaçmaya çalıştıkları botun batması sonucu oğulları Alan ve Galip ile karısı Rehan’ı kaybeden Abdullah Kurdi, aradan geçen yaklaşık 9 ayda Batı’nın göç politikalarının iyiye gitmemesinden duyduğu hayal kırıklığını anlattı.
Abdullah Kurdi, “İlk başta Alan’ın fotoğrafı Batı kamuoyunun ruhunda ve siyaset odalarında bir şeyleri harekete geçirmiş gibi görünüyordu. Oğlumun adına okullar ve kampanyalar yapıldı. İnsanların empatisini uyandırabileceği ve ailemin unutulmasını engelleyebileceği için bunlardan memnundum. Ama yine batan teknelerin, Balkanlar’da örülen duvarların, hükümetler arasındaki polemiklerin haberleri aslında anlık duygusal tepkilerin ötesinde değişen pek de bir şeyin olmadığını gösteriyor” dedi.
'Davutoğlu 5 bin dolar verdi'
Ailesini kaybetmesinin ardından Kobani’ye döndüğünü ancak kimseden yardım görmediğini anlatan Kurdi, kentin harap halde olması ve etrafında kimsenin kalmaması yüzünden Erbil’e taşınmak zorunda kaldığını söyledi.
Abdullah Kurdi, “Ne uluslararası, ne Suriyeli, ne de Suriyeli Kürt örgütler yardım etti. Dayanışma ruhu yok oldu. Eski Türk Başbakan Davutoğlu dışında; O bana 5 bin dolar verdi. Bir de Irak Kürdistanı Başbakanı Neçirvan Barzani beni arayarak Erbil'e davet etti ve bana bir ev satın aldı" diye konuştu.
Kurdi, “Türk hükümetinin Suriyeli mültecilere yaklaşımını nalsı buluyorsunuz?” sorusuna da şöyle cevap verdi:
“Türkiye’ye minnettarım çünkü benim yurttaşlarıma çok sayıda çalışma izni verdi ve birçoğuna vatandaşlık alma hakkı tanıdı.”
'Aylan değil, Alan'
Abdullah Kurdi, Avrupa kurumlarına ne mesaj vermek istediği sorusunu yanıtlarken de “Ölümden ve aşağılanmaktan kaçan insanların suratına kapıları kapatmak ahlaki açıdak kabul edilemez. O teknelere binenlerin başka seçeneği yok, bana inanın” dedi.
Abdullah Kurdi, bundan sonra neler yapmayı planladığını da “Barzani bana Alan adına bir çocuklara yardım vakfı kurma sözü verdi, ben de orada çalışacağım” diye anlattı.
Baba Kurdi, oğlunun adının uluslararası medyada “Aylan” olarak yazılmasından da rahatsız olduğunu söyleyerek “Lütfen ona “Aylan” değil “Alan” diyin. Bu benim için önemli” dedi.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.