Önce küçük bir şok, şaşkınlık. Ardından dinmek bilmeyen bir öfke, üzüntü ve aşkla da karışık biraz. Aldatmayı bilemiyoruz da, aldatılmak hakikaten hiç hoş bir his değil. Aylarca, belki de yıllarca aklın arkasından silinmeyen, sonraki ilişkilerinizde (ve hattâ belki affettiyseniz, o ilişkinizin devamında da) başrolü kapan bir tecrübe işte.
Üzerine daha da fazla cümle kurmayalım, paranoyaları, hüzünleri daha da fazla depreştirmeyelim... demek isterdik. Gel gelelim, bu listemiz tamamiyle paranoyaları depreştirmeye yönelik. Dünyanın en büyük sosyal haber sitelerinden Reddit.com'da açılan başlıkta, insanlar aldatıldıklarını ilk nasıl anladıklarını yazmışlar. Buyrunuz, bazı acı tecrübeler:
1. Nikah davetiyesiyle;
Cursethewind takma adlı kullanıcıdan geliyor; ''Onun sadece yakın bir arkadaşı olduğunu zannettiğim kadından nikah davetiyesi aldım. Meğer tam dört yıldır nişanlılarmış, görünen o ki ikinci kadın da benmişim...''
2. Şüpheli iş telefonları;
Phlox_carolina takma adlı kullanıcı ise ne yazık ki babasını aldatırken yakalamış; ''Her gece annem uyuduktan sonra babam iş telefonu bahanesiyle sokağa çıkıyordu. Bu telefonların işle ilgili olmadığından şüphelendim, bir gece onu takip ettim. Sonuç olarak babamın annemi aldattığını farkettim. Bunu yapmalı mıydım, bilmiyorum... Çünkü evlilikleri bitti.''
3. Birlikte fotoğraf çekilmek istemiyorsa;
OfficePsycho'nun yaşadıkları insana aşka inancını kaybettiren cinsten. Kötü, epey kötü: ''Yaklaşık 6 yıldır o kadınla birlikteydim, bir süredir beni çok defa farklı erkeklerle aldattığından haberim olmayarak.
Beni terketmeden aylar önce benimle fotoğraf çekilme isteğini bir kenara bıraktı. O günler filmli fotoğraf makinalarıyla fotoğraf çekildiğimiz günlerdi, ben hiç sevmezdim, o ise sürekli fotoğraf çekilmek isterdi. Bu isteğini bırakmasını benim isteklerime saygı duyması olarak algılamıştım aslında.
Başka bir şey daha; ona evlenme teklif etmeyi düşünüyordum! Ona bir ressama portremizi çirdirmemizi önerdim, böylelikle evlenme teklif ederken elimde harika bir hediye olacaktı. Portre fikrimi reddetmesini halâ çok net hatırlıyorum, ''Ya ayrılırsak?'' demişti. Aklım başımdan gitmişti bu yanıtla, ama bir sürü başka sıkıntı vardı hayatımda, yine anlamamıştım.
Benden ayrıldıktan sonra, yeni tanıştığımız ortak tanıdıklara onunla yalnızca 1 yıldır birlikte olduğumuzu söylemeye başladı. O kadar az fotoğrafımız vardı ki, 6 yıldır birlikte olduğumuzu iddia etsem manyak eski sevgili damgası yiyecektim... Görünen o ki portremizi bu yüzden reddetmişti, benimle fotoğraf çekilmeleri bu yüzden bırakmıştı!''
4. Nerde olduğu hakkında yalan söylüyorsa;
Sericatus'un geçmiş tecrübeleri, biraz naifçe de olsa ''Belki halâ umut vardır?'' dedirtiyor. En azından 6'da 1 oranında umut vardır?
''Hayatım boyunca 6 eski sevgilim bana nerede olduğu hakkında yalan söyledi. Beş tanesinin beni aldattığı ortaya çıktı. Bir tanesiyse meğer bana o sırada Sevgililer Günü hediyesi aldığı için yalan söylüyormuş :)''
5. Aldatmayla suçlanıyorsanız;
PetticoatBandit'e Türkçe'mizin güzide bir atasözünü hediye etmek isteriz: Yarası olan gocunur.
''Eski sevgilim televizyonda gördüğüm ve 'Aa ne tatlı adam!' dediğim bir aktör yüzünden kıskançlık krizine girmiş, onu o aktörle aldatacağımı iddia edip benle tartışmaya başlamıştı. Bırakın aktörü tanımayı, adını bile bilmiyordum üstelik! Bir süre sonra ortaya çıktı ki; tam da o sırada beni 'sadece bir arkadaşı' ile aldatıyormuş. Sadece bir arkadaş yani.
Bu saçmalık halâ zaman zaman aklıma geliyor, sinirimden tüylerim diken diken oluyor!''
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.