• BIST 9395.39
  • Altın 2837.382
  • Dolar 34.4229
  • Euro 36.2785
  • Lefkoşa 14 °C
  • Mağusa 13 °C
  • Girne 17 °C
  • Güzelyurt 13 °C
  • İskele 13 °C
  • İstanbul 10 °C
  • Ankara 7 °C

Alerji mevsimi baharla sınırlı değil

Alerji mevsimi baharla sınırlı değil
Alerji mevsimi baharla sınırlı değil

Yoğun kar yağışının görüldüğü kış aylarını geride bıraktık. Havaların ısınmasıyla, ağaçlar çiçekleniyor, çayır ve çimenler yeşeriyor. İşte tam bu dönemlerde mevsimsel alerjileri tetikleyen polenler yayılıyor.

Yaşam kalitesini bozan polen alerjisi, özellikle burunda tıkanıklık, kaşıntı, hapşırma, gözlerde kaşıntı, sulanma, yaşarma, batma, bazen de nefes darlığı şeklinde kendisini gösteriyor.

Peki günlük hayatı fazlasıyla etkileyen bahar alerjisinden nasıl korunuruz? Nelere dikkat etmeliyiz? 

Sağlık Bilimleri Üniversitesi Allerji ve İmmünoloji Öğretim Görevlisi, Klinik Eğitim ve İdari Sorumlusu Prof. Dr. İsmet Bulut, bu sorularımızı yanıtladı.

"Polen sorunu bölgesel ve mevsimsel değişiklik gösterir"

Polenlerin özellikle bu mevsimde saat 10.00- 18.00 arasında yoğun bir şekilde bulunduğunu söyleyen Bulut, sorunun bölgesel ve mevsimsel olarak önemli farklılıklar gösterdiğinin altını çiziyor.

Buna göre, atmosferde polen yoğunluğunun artış gösterdiği zaman aralıklarında daha dikkatli ve tedbirli olmak gerekiyor.

Hastaların öncelikle hangi polene duyarlı olduğunu anlamaya çalıştıklarını söyleyen Bulut, hangi mevsimde hastaların daha çok semptom gösterdiklerini ve bu semptomların neler olduğunu ve semptomatik olunan dönemlerde alınması gereken önlemleri hastalarla mutlaka paylaşmak gerektiğini vurguluyor.

 

Alerji mevsimi baharla sınırlı değil

 

“Polen solunumunu engellemek için maske kullanabilirsiniz”

Hastanın dışarıda olduğu saatlerde atmosferde bir polen yoğunluğu varsa hastada semptom artışı gözleneceğini söyleyen Bulut, şöyle konuştu:

“Hastalarımızın hangi dönemde semptomları olduğunu sorgulayıp, alerji deri testleri ve/veya kan testleri ile polen duyarlılıklarını tespit edebiliyoruz. Polen duyarlılığı tespit edildikten sonra, polen yoğunluğun fazla olduğu ortamlarda bulunmayın önerilerinde bulunuyoruz. Ayrıca polenlerin daha fazla olduğu zaman diliminde sportif aktivite ve egzersiz yapmamaları gerekiyor. Arabalarının polen filtrelerini temizlemeleri ve evlerini belli zaman aralıklarında havalandırırken polen filtresi kullanmaları faydalı olacaktır. Bunun yanı sıra hastalar mümkün olduğunca dışarıda durmamalı, ağaçlık ve yeşillik alanları tercih etmemeli. Evdeyken pencereler kapalı tutulmalı, dışarıdan eve girince de elbiseler değiştirilmeli ve duş alınmalı. Alerjik konjonktivit (gözlerde kaşıntı, sulanma, yaşarma, batma) yakınmaları olan hastalar, gözün etrafını tamamen kapatacak şekilde güneş gözlüğü takmalı. Ve ayrıca dışarıya çıkmak zorunda kaldıklarında maske kullanıp polen temasının önüne geçebilirler."

 

Her mevsimin poleni ayrı

Ağaç polenleri, çayır-çimen polenleri, tahıl polenleri, yabani ot polenleri…

Her polenin herkesi aynı derecede etkilemediğini söyleyen Bulut, her polenin belirli bir mevsimi olduğunu söylüyor:

Polen mevsimi Türkiye’de nisan ayında başlayıp mayıs ayında zirve yapıyor ve haziran sonuna doğru azalıyor.

Ocak ve mart ayları arasında ağaç polenleri yoğunluk gösteriyor. Bu polenlere duyarlılığı olan hastaların belirtileri bu dönemde artış gösteriyor.

Nisan ve mayıs aylarında ise çayır-çimen polenleri etkili. İlkbahar aylarında yeşillenen çayır ve çimenler bu polenlere duyarlılık gösteren hastaları oldukça zorluyor.

Mayıs ve haziran ayları arasında ise tahıl polenleri görülüyor. Özellikle İç Anadolu; Konya, Ankara, Eskişehir… Tahıl hasadının yapıldığı bölgelerde burunda kaşıntı, hapşırma, gözlerde kaşıntı, sulanma, yaşarma, batma gibi şikayetlere sahip olan hastaların dikkatli olması gerekiyor. Çünkü onların arpa buğday, çavdar gibi tahıl ürünlerinin polen dönemlerinde alerjik reaksiyonları artış gösterecektir."

İstilacı tür: Yakup otu

Eylül ve ekim aylarında da yabani otlardan kaynaklı polen artışı yaşanıyor. Bu dönemde en etkili olan yabani otlardan biri de Ambrosia artemisfolia yani bilinen adıyla Yakup otu.

Bu bitkinin istilacı bir tür olduğuna değinen Bulut, bitki hakkında şunları söylüyor:

“Ana vatanı ABD, yetiştiği birçok yerde biyolojik çeşitliliği ve ekosistemi etkileyen istilacı bir bitki. Türkiye’de 1990’lı yıllardan beri bilinmekle birlikte, Son 10 yılda belirgin bir şekilde Doğu Karadeniz ve Trakya yörelerinde yayılmıştır. Özellikle otoyol kenarlarında bulunur. Bizde kliniğimizde değerlendirdiğimiz ve Allerji Deri testlerini yaptığımız hastalarımızda bu polenin duyarlılığını çok yüksek oranlarda görmekteyiz.”

 

Fotoğraf: Getty

 

Yapışkan çam otu poleni semptomları artıyor

Bir de Parietaria judaica yani yapışkan çam otu var. Bu bitki ise süre olarak polenleşmesi daha uzun sürmektedir.

Bu bitkinin çiçeklenme döneminin mart ayından başlayıp eylül ayına kadar sürdüğünü söyleyen Bulut, “Bahar geldiğinde, bu bitki çiçeklenmeye başlar. Buna ilkbaharda etkili olan rüzgarlar ve hava değişiklikleri de eklenince havada sürekli polen taşınmada artış görülür ve daha fazla insan alerjik semptomlardan etkilenir. Bu bitkinin uzun süren çiçeklenme dönemi nedeniyle de semptomların süresi de uzun sürer” diyor.

Görüldüğü üzere polen alerjileri sadece bir mevsimde etkisini göstermiyor. Kış mevsimi hariç tüm mevsimlerde birçok kişiyi etkiliyor. Fakat bir grup hasta var ki, onlar aynı anda birçok polene duyarlı olabiliyor. Bu da o kişilerin yaşam kalitesini oldukça kötü etkiliyor. Hemen hemen yılın tüm aylarında semptomatik hale geliyorlar.

“Mevsimsel hastalığı yüzde 70-80 oranında başarı ile tedavi edebiliyoruz”

Polen alerjisinin çocuklarda da aynı reaksiyonlara sahip olduğunu söyleyen Bulut, tedavi sürecinin 3 aşamadan geçtiğini belirtiyor.

Bunların polen ile teması azaltmak, ilaç tedavisi ve alerji aşıları şeklinde ifade edilebileceğini söyleyen Bulut şöyle konuştu:

“Hasta bize bu yakınmalarla geldiğinde ne kadar süredir bu durumu yaşadığını soruyoruz. Haftanın kaç günü veya ayda kaç kez bu durumu yaşadığını soruyoruz. Mevsimsel ise dışarıya çıkarken dikkatli olmaları, sportif aktivite yapmamaları gerektiğini ve duyarlı oldukları bitkilerin ortamında bulunmamaları gerektiğini söylüyoruz. Bunun yanı sıra burun ve gözde oluşan kızarıklık, akıntı veya tıkanıklık gibi durumlarda ilaç tedavisi uyguluyoruz. Son olarak ise hastaya, belirtilerin tüm mevsimlerde devam edip etmediğini veya mevsimsel olarak artıp artmadığını soruyoruz. Hastarımız çoğu kez, ‘ evet yıl boyu devam ediyor ama ilkbahar geldiğinde dayanılmaz hale geliyor’ diyor. Bu sefer napıyoruz? Allerjenik duyarlanması yani solunum yoluyla alınan alerjenlere duyarlılıkları var mı diye kola yapılan deri testi yapıyoruz. Ve yaptığımız testlerle bu yakınmalara sebep olan ne tür bir solunum yolu alerjenlere duyarlılığı olup olmadığını tespit edebiliyoruz. Hastalarımıza duyarlı olduğu poleni anlatıyoruz. Korunma önlemleri ve ilaç tedavisi ile takibimize alıyoruz. Bu sürede bizler hastalarımızı tanıma fırsatı buluyoruz; tabi hastalarımız da bizleri. Hastalarımız ilaç tedavisi kullanmak istemediğinde, hastalığın yakınmalarını yoğun yaşadığını ifade ettiğinde veya ilaçların yan etkileri nedeniyle kullanmak istemediğinde elimizde bir diğer tedavi seçeneği olarak alerji aşısı da uyguluyoruz.”

Hastaları alerji aşıları ile duyarlı oldukları alerjenle karşılaşsa dahi semptom göstermeyecek hale getirdiklerini söyleyen Bulut, bu aşıları mevsim öncesinde yaptıklarını ve 3-5 yıl kadar sürdüğünü, bu süreçten sonra hastaların tüm şikayetlerinin tamamen ortadan kalktığını ve mevsimsel hastalığı yüzde 70-80 oranında başarı ile tedavi edebildiklerini belirtiyor.

Etiketler: , , ,
  • Yorumlar 0
  • Facebook Yorumları 0
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler