Dün sabah, boş oturmanın yalnızlığı içinde dalmış düşünürken; Hem geçmişte kalan anıların yakıcı sonuçlarını, Hem de, geride kalan kısa yaşamın dinmeyen hasretlerini; Tutkuların ve muhtemel sevdaların bizi nasıl “ tutsak “ edeceğini düşündüm… Gençliğin ve geçmişin fotoğraflarına bakmak, üzülmek ve avunmak… Uzun zamandır aramadığım için, nerede olduklarını bile unuttuğum bazı fotoğrafları bulmak için, öylesine dayanılmaz bir istek hissettim ki… Dolaplar, valizler, çekmeceler derken; bir küçük çanta içinde buldum onları… Birçoğu siyah beyaz! Özenle ve yansıttıkları anıları düşümde yeniden canlandırarak baktım her birine! İçimi nasıl boğucu bir sıkıntı bastı, anlatamam! *** Kanlı bir boğuşma içinde geçen Kurban Bayramının ilk günü… Annemin elini öpmek ve halini hatırını sormak için gittim… Odasında bir değişiklik var, duvara büyük çerçeveli yeni bir resim asmış! Dikkatimi çekti… Gür siyah saçlı, uzun kollu kırmızı bir gömlek içinde, kahve-yeşil gözlü bir genç adam bize bakıyor! 68 kuşağı gençlerin taktığıince, uzun kravatı var. Kırmızı gömleği, “devrimcilerin” simgesi… Bakışları öyle candan, sevecen ve etkileyici ki… Artist yakışıklısı desemyalan olmaz… Küçük kardeşime benzettim. Ama hayır, o değil! Bakakaldım, tanımaya çalışıyorum, çıkaramadım… *** Annem: “ – Ne yakışıklı bir gençtin o zamanlar! Mahallenin bütün kızları seni söylerdi!” Anneme baktım, bir de duvardaki resme! Annem devam etti: “ – Sonra sen uzun bir yolculuğa çıktın, yıllarca hasretini çektim, hep ağladım!” Gözleri yine yaşlanmıştı… “- Herkes bana, ‘oğlun komonist memleketlere gitti, bir daha gelemez’ derdi. Daha fazla maraz ederdim o zaman!” *** 1974 savaşında, Rumlar annemin ve ablamın oturdukları evi bastılar. Ablamlar, annem ve çocuklar canlarını kurtarmak için, her şeylerini terk ederek Mağusa kale içine kaçmışlardı. Evimiz talan edilmiş, tüm eşyalarımız çalınmıştı. Bu arada, tatile geldiğim zaman “ komünist “ memleketlerden getirdiğim tıp kitaplarım, aletler ve çok kıymetli tablolar da çalınmıştı! Annem, duvara astığı fotoğrafımı gizli bir yere saklamıştı kaçarken… *** Evet, o zamanlar bendim o resimdeki… Ama şimdi, ben değilim, bir başkası! Saçları dökülmüş, yüzü buruşmuş, alındaki çizgileri sabanın toprakta çıkardığı evlek kadar derin… Önümde çingene bohçası kadar göbek… O fotoğraftaki yakışıklı Don Juan ben miyim? Eğer o fotoğraftaki “ben” isem… Söyleyin, şimdiki “ben” kimdir? Altmışlı yılların gençleri, tanıyor muyuz birbirimizi…
Alındaki çizgilerin anlatmak istediği…
- 21:21 - Sami Özuslu: Üstel hükümeti bugünkü eylemde verilen mesajı yine anlayamadı
- 21:14 - Başbakanlık: Hayat pahalılığı uygulamasının ortadan kaldırılması söz konusu değil
- 20:18 - Harmancı: Cumhurbaşkanlığı seçimi, Kıbrıslı Türkler için göz ardı edilemeyecek bir eşik noktasıdır
- 20:18 - Yatarken telefonla uğraşmak uyku sağlığını olumsuz etkiliyor
- 20:17 - Büyük bir kıvılcım, dinamizm ve enerji ile doğan sürükleyici bir güç!
- 20:15 - Tufan Erhürman, sendikaların direnişini selamladı
- 20:13 - Sendikalar yarın da örgütlü işyerlerinde greve devam edecek
- 19:17 - Bilim insanları insan düşüncesinin hızını ölçtüler: Şaşırtan sonuçlar
- 18:14 - İnsanlığın Güneş'e en yakın olduğu mesafe rekoru kırıldı
- 17:10 - PGM: Yeni yılda da 24 saat kesintisiz görevde olacağız
- 17:09 - TCMB 22 ay sonra faiz indirimine gitti
- 15:10 - Tam 34 kilogram... En çok yağış o bölgeye düştü!
- 14:47 - Yer Lefkoşa: Sarhoş olup kavga ettiler!
- 14:12 - Hüseyin Ulu'nun ölümü... Araç sürücüsü teminatla serbest...
- 13:59 - Özersay: Fransız uçaklarının hava sahamızı ihlali provokasyondur
- Atatürk'ün ilk kez yayınlanan fotoğrafları
- Atatürk’ün az bilinen fotoğrafları
- Beş bin yıllık problem: İyi karpuz nasıl seçilir
- Karpuz kilo yapar mı?
12345678
Tüm Hakları Saklıdır © 2014 Detay Kıbrıs | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : +90 392 444 79 79 - +90 533 851 38 51 Faks : haber@detaykibris.com
Tel : +90 392 444 79 79 - +90 533 851 38 51 Faks : haber@detaykibris.com
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.