“Amerikalılar, hatta Starbucks Osmanlı Sultanı I. Selim’e teşekkür etmel
“I. Selim artık hemen hemen hiçbir imparatorluğun sahip olmadığı kadar toprak parçasını yönetiyordu. Dünyaya hükmetmenin anahtarları elindeydi. Dünyanın merkezini kontrol ediyordu. Akdeniz, Hindistan ve Çin arasındaki ticaret güzergahlarını tekelinde tutuyor ve eski dünyanın okyanusları ve tüm büyük denizlerindeki limanların sahibiydi. Müslüman dünyasındaki dini hükümranlığı artık rakipsizdi. Muazzam bir nakit kaynağı, toprağı ve insan gücü vardı. Hükümdarlığı o kadar çok güçlü bir hale gelmişti ki ‘Allah’ın yeryüzündeki gölgesi’ unvanını kazanmıştı. Memlüklerin mağlup edilmesi, çağın iki büyük jeopolitik ve küresel gücü olan İslam ve Hıristiyanlık arasındaki küresel güç dengesini tamamen değiştirmişti. Bu çağda din, sadece kişisel inanç meselesi değil, dünya genelinde siyasetin örgütlenme mantığıydı. I. Selim, 1517 yılında, İslam’ın kutsal şehirleri Mekke ve Medine’yi alarak Hristiyan nüfusun çoğunluk olduğu bir imparatorluğu Müslüman nüfusun çoğunluk olduğu bir imparatorluğa dönüştürdü. Kutsal şehirlerin anahtarlarını teslim alması onu imparatorluğunun siyasi lideri olmasını yanı sıra dünyadaki bütün Müslümanların başı olarak Halife haline de getirmişti.”