Anastasiadis konuştu Akıncı’nın sözcüsü yalanladı

Politis,bu kez Anastasiadis’in, Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı ile uzlaştıkları noktaları anlattığı söyleşiyi “Mustafa İle Uzlaştıklarımız” başlığıyla manşete çekti. Ve kafalar bir kez daha karıştı. Neden mi? Çünkü Sn. Anastasiadis’in anlattıkları ile Sn. Akıncı’nın söyledikleri arasında ciddi farklılıklar var. Yani örtüşmüyor. Şimdi spekilasyon diyeceğim. Olmayacak. Yanıltmadır diyeceğim. Doğru durmayacak. Zira bu kez anlatılanları sürecin en yetkili iki isminden birisi anlattı. Hal böyle olunca da söylenenleri ciddiye almamak olmaz. Dolayısı ile ciddiye alıyorum. Ta ki Sn. Akıncı da çıkıp birşeyler söyleyene kadar. Ha desem ki Sn. Anastasiadis içe dönük seçimlere yönelik halkına oynuyor. Dolayısı ile olmayan şeyleri de konuşmuş olabilir. Bu mümkün mü? Evet zayıf bir ihtimal da olsa mümkün. Anastasiadis içe dönük seçimlere yönelik böylesi hassas bir dönemde müzakere masasını riske etmek pahasına da olsa bir dönemi bu şekilde kullanabilir. Hoş kullanmayadabilir. Ve doğruları da konuşmuş olabilir. Yani Sn Akıncı ile uzlaşmış oldukları konuları anlatmış olabilir. Nitekim Politis “Mustafa ile uzlaştıklarımız” başlığını atarak okuyucusuna duyurdu Anastasiadis ile gerçekleştirilen söyleşiyi. O zaman bizlere de bütün bunları anlamamız için bir tek yol kalıyor. O da Sn. Akıncı’nın yapacağı açıklamalardır. Aksi Sn.Anastasiadis’in söyledikleri üzerinden konuyu değerlendirmek durumunda kalacağız ve kafamızdaki sorulara cevaplar arayacağız. Örneğin müzakere masasındaki pozisyonumuzu muhafaza edip etmediğimizi sorgulamaya başlayacağız ister istemez. Zira ortaya çıkacak çözümle birlikte isteyenin istediği yerde kalması konusunda uzlaşı var aramızda diyor Anastasiadis. Başka ne diyor? Garantiler konusunda şartların tamamen farklı olduğu ve değiştiği hususunda Türk tarafı ile aynı düşüncedeyiz diyor. Başka ne diyor? Dönüşümlü başkanlık konusunu biz istemiyoruz. Bunu kabul etmiyoruz. Türk tarafı bunu geçmişten kazanılmış bir hak olarak görüyor diyor. Başka ne diyor? Oluşturulacak devletler, yani kurucu devletler önceden var olmayacak anayasadan kaynaklanacak diyor. Başka ne diyor? Nüfus oranlarının şimdi de gelecekte de korunmasını gündeme getirecek karşılıklı anlayış var diyor. Oysa Sn Özersay’ın da vurguladığı gibi sarih nüfus ve mal çoğunluğu olacağı ve iki kesimliliğin bu şekilde hayata geçirileceği söylenmişti. Lakin şimdi Anastasiades çözümden sonra dileyenin dilediği yerde mal alabileceğini söylüyor. Üstelik Annan Planı’nda da var olan nüfus ve mülkiyet iadesi açısından TAVAN (üst sınır)dan kimse bahsetmiyor. Bütün bunları detaylandırdığımız zaman akla gelen ilk soru ise şu oluyor. Kıbrıs Türk tarafı bugüne değin açıkladığı tezlerinden vaz mı geçiyor? Nedir meselenin esası derken ; KKTC Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Barış Burcu’dan açıklama geldi. Burcu, Rum tarafında mayıstaki parlamento seçimlerine yönelik propaganda çalışmalarının, dostane uyarılarına rağmen müzakere sürecini sarsıntıya uğratacak şekilde devam ettiğini belirtti. Kıbrıs Türk tarafının kendi pozisyonlarıyla ilgili açıklamalarda bulunurken görüşme sürecine zarar vermemeye her zaman azami özen gösterdiğine işaret eden Burcu, "Henüz ortak uzlaşı sağlayamadığımız konularda, sanki Rum tarafı da bizim pozisyonlarımıza gelmiş gibi sahte bir algıyı hiçbir zaman yaratmadık. Muhataplarımızın da aynı şekilde davranmalarını beklerdik" ifadelerini kullandı. Ve biz karşılıklı bu açıklamalardan ne anlıyoruz? Rum lider’in samimiyetten uzak tamamen içe dönük, seçimlere yönelik kendi halkına karşı kullandığı bir koz oldu verdiği bilgiler. Türk liderliği ise henüz uzlaşı sağlanamayan konuların uzlaşı sağlanmış gibi gösterilmesinden rahatsız. Şimdi böylesi bir durumda halkların yürütülen sürece dair kuşkularını giderebilir misiniz? Bu mümkün mü? Değil.