Anastasiadis’in tuhaf “tüm gerçek” saplantısı
Cyprus Mail
Başyazı
Anastasiadis veya sözcülerinden biri sürekli olarak Crans- Montana’da bir anlaşmaya varabilmek için kendisinin “gerçek siyasi irade” sergilediğini ancak sürecin Türkiye’nin uzlaşmazlığı yüzünden çöktüğünü dile getirmektedir. Sürekli olarak tekrarladıkları "tüm gerçek" insanları güvenini tekrardan kazanmak yerine onlarda şüphe uyandırıyor.
Basındaki bir makaleye yanıt veren Sözcü Vekili Victor Papadopoulos yaptığı açıklamada, "İyi niyetli olan her objektif gözlemci için, Anastasiadis’in Kıbrıs Rum tarafının zamanla belirlediği sınırlar çerçevesinde, Kıbrıs’ı üçüncü taraflara bağımlı olmayan normal, bağımsız bir devlet yapabilmek için Kıbrıs anlaşması bulma yönündeki tüm olasılıkları tüketerek gerçek bir siyasi inançla müzakere ettiği çok açıktır,” sözlerini dile getirmiştir.
Anastasiadis, Crans-Montana da yaşananlarla ilgili tüm gerçekleri, Kıbrıs’a döndükten sonra, yapmış olduğu basın toplantılarında, verdiği ropörtajlarda ayrıca yaptığı açıklamalarda, Kıbrıs halkına anlattığını ifade etmiştir.
İsviçre'de sürecin çöküşünden iki ay sonra Anastasiadis’in, neyin yanlış gittiğine dair tüm gerçeği söylediği konusunda kendini halen güvenimizi kazanmak zorunda hissetmesi ayrıca Papadopulos’un sözleriyle Türkiye tarafında gerçek bir uzlaşmazlık duvarıyla karşılaştığını dile getirmesi oldukça tuhaf.
İletişim açısından bakıldığında, bu çok akıllıca bir yaklaşım değildir. İnsanlar sürekli olarak bütün gerçeği söylediği konusunda ısrarcı olan birisine güvenmeme eğilimindedirler. Gerçeği söyleyenler, her zaman aynı konu hakkında konuşup durmazlar. Belki de Anastasiadis aynı hikayeyi defalarca tekrar ederek insanların sonunda ona inanacağını düşünüyordur. Bu durum başka bir soruyu akıllara getiriyor: Neden insanların Crans-Montana’da yaşanan olaylarla ilgili kendisinin yaptığı söylemlere inanmadığını düşünüyor?
Anastasiadis’in söylemlerinde hep şüpheler vardır çünkü bu olaydan alnının akıyla çıkma düşüncesiyle, başarızılığın yüzde yüz Türklerin uzlaşmazlığından kaynaklı olduğunu dile getirerek sürecin çöküşünü çok acemice ele almıştır. Yaşananlar hususunda Kıbrıslı Rumların, Türk tarafının söylemlerine inanmayacağının hesabını yaparken, Espen Barth Eide’nin onu desteklememe ihtimalini hesaba katmamıştır. Eide, yaşanan bu başarısızlıktan herkesin sorumlu olduğunu ifade ederek Anastasiadis’in savunduğu suçsuzluk iddialarını zayıflatmıştır.
Bu nedenle Anastasiadis, Eide'yi yalan söylemekle suçlamaya karar vermiş ve Eide’yi, "Türkiye için lobicilik yapan kişi" olarak nitelendiren Yunanistan Dışişleri Bakanının desteğini alarak Norveç'e karşı kötü bir kampanya başlatmıştır.
Eide, Anastasiadis’in yaptığı gibi müzakerelerin başarısızlıkla sonuçlanmasında taraflardan birini tek başına suçlayan bir tutum sergilememiştir ayrıca yapmış olduğu açıklamalar daha çok inandırı olmuştur. Şaşırtıcı bir şekilde vermiş olduğu tüm röportajlarda, kendini yaşananlarla ilgili tüm gerçeği anlattığını söylemek zorunda hissetmemiştir.
7 Eylül 2017
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.