• BIST 9636.12
  • Altın 2930.278
  • Dolar 34.6515
  • Euro 36.3536
  • Lefkoşa 8 °C
  • Mağusa 7 °C
  • Girne 10 °C
  • Güzelyurt 5 °C
  • İskele 7 °C
  • İstanbul 8 °C
  • Ankara -3 °C

Anne adayları tam donanımlı ve yenidoğan yoğun bakımı bulunan hastaneleri tercih etmeli

Anne adayları tam donanımlı ve yenidoğan yoğun bakımı bulunan hastaneleri tercih etmeli
Anne adayları tam donanımlı ve yenidoğan yoğun bakımı bulunan hastaneleri tercih etmeli

Anne adayları erken doğum riskleri konusunda bilinçli olmalıdır.  Erken doğumu önlemede en önemli etken düzenli gebelik kontrolü ve doğum yapılacak doğru merkezin seçimidir.” siyen Yakın Doğu Üniversitesi Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Yrd. Doç. Dr. Özlen Emekçi Özay, erken ve prematüre doğum riskleri nedeniyle, tüm doğumların tam donanımlı ameliyathaneleri ve yenidoğan yoğun bakım üniteleri bulunan merkezlerde gerçekleşmesi gerektiğini kaydetti.

 

uzm.-dr.-ozlen-emekeci-ozay.png

 

Yrd. Doç. Dr. Özlen Emekçi Özay;  “Erken Doğum, Bebeğe Yoğun Bakım Uygulaması Gerektiren Sebepler Arasında İlk Sıradadır.”

Yirminci hafta ile otuz yedinci hafta arasında sonlanan gebeliklerin erken doğum olarak tanımlandığını söyleyen Yrd. Doç. Dr. Özlen Emekçi Özay, günümüzde yaklaşık tüm hamileliklerin %8’inin erken doğum ile sonuçlandığını bildirdi.  Anne karnında veya doğum sonrasında, ilk yirmi sekiz gündeki bebek kayıplarının %80’inin sebebinin erken doğum olduğunu söyleyen Yrd. Doç. Dr. Özlen Emekçi Özay, anne adaylarının erken doğum riskleri konusunda bilinçlenmesi gerektiğine dikkat çektiği açıklamalarına şöyle devam etti;  Dünyada her yıl 13 milyon prematüre bebek doğmaktadır.  Bu erken doğumlar bebeğin sağlığını riske atacak solunum sıkıntısı, beyin içi kanama, görme kaybı, zeka ve motor fonksiyon bozuklukları, bağırsak problemleri gibi birçok faktörü de beraberinde getirmektedir.  Prematüre bebekte organ sistemleri ve özellikle de akciğerler tam olarak olgunlaşmamıştır ve bu nedenle erken doğum, bebeğe yoğun bakım uygulanmasını gerektiren en önemli sebepler arasında en ön sırada yer almaktadır.”

 

Yrd. Doç. Dr. Özlen Emekçi Özay; “Her Gebelikte Erken Doğum Riski Akılda Tutulmalıdır.”

Erken doğumların ya da erken doğum riskinin büyük bir bölümünde doğumu başlatan faktörlerin bilinmediğini, bunun yanı sıra gebelik sürecinde oluşan bazı durumların erken doğum riskinde artışa sebep olabileceğinin tespit edildiğini kaydeden Yrd. Doç. Dr. Özlen Emekçi Özay, her gebelikte erken doğum riskinin akılda tutulması gerektiğini, bu nedenle de anne bebek sağlığı açısından doğum için tam donanımlı merkezlerin seçilmesi gerektiğini hatırlattı.  Erken doğuma neden olan risk faktörlerine de değinen Yrd. Doç. Dr. Özlen Emekçi Özay, sigara ve alkol kullanımı, anne yaşının on sekizden küçük veya doğum için oldukça ileri olması, daha önceki gebeliklerde erken doğum öyküsü bulunması, anemi yani kansızlık, aşırı zayıflık, ateşli hastalıklar, idrar yolu enfeksiyonları, çoğul gebelikler, plasentayla ilişkili problemler yaşanması, doğumlar arası sürenin çok kısa olması ve normalin üzerinde amniyotik sıvı miktarı bulunmasının bilinen risk faktörleri arasında yer aldığını söyledi.

 

Erken Doğumun Belirtileri

Doğumun zamanından önce başlamasının öncelikle rahim kasılmaları olmak üzere anne adayının fark edebileceği şekildeki belirtilerle ortaya çıktığını söyleyen Yrd. Doç. Dr. Özlen Emekçi Özay, kasılmaların gerçekleşmesi ile rahim ağzının açılarak doğum eyleminin başladığını belirtti.  Yrd. Doç. Dr. Özlen Emekçi Özay doğumun başladığının işareti belirtilerle ilgili açıklamlarına şöyle devam etti: “Kasılmaların başlaması, pelviste dolgunluk hissi, adet sancısı benzeri kramp şeklinde ağrı, pozisyon değiştirilmesine rağmen geçmeyen bel ağrısı, vajinal akıntının artması veya sulu, kanlı olarak gelmesi durumlarında mutlaka hasta doktora başvurmalı ve erken doğum riskleri açısından değerlendirilmelidir.  Anne adayının erken doğum tehdidi karşısında meydana gelen rahim kasılmalarını saptayabilmesi için, ellerini karnına dokundurması yeterli olacaktır.  Avucun altında rahmin toparlanıyor hissi yaratması, rahim kasılması belirtisidir.  Kasılmanın sıklığının ve süresinin ölçülmesi önemlidir.  Saatte dört veya daha sık ortaya çıkan kasılmaların mutlaka doktora bildirilmesi gerekir.”

 

Yrd. Doç. Dr. Özlen Emekçi Özay;  “Tam Donanımlı Merkezlerde Gerçekleştirilen Düzenli Gebelik Kontrolleri, Erken Doğum Riskine Karşı Tedavi Şansı Sağlıyor.”

Gebelik süresince anne adayının gebelik kontrollerini düzenli olarak yaptırması gerektiğine değinen Yrd. Doç. Dr. Özlen Emekçi Özay, bu kontrollerin erken doğum gibi gebelik komplikasyonlarının erken dönemde teşhis edilmesine olanak sağladığına dikkat çekti.

“Erken doğum tehdidi şüphesi varlığında, anne adayının genel durumu ve erken doğum sebebi olabilecek risk faktörleri değerlendirilmeli, vajinal muayene ile kanama durumu, rahim ağzı uzunluğu, su gelişinin varlığı ve rahim ağzında kısalma veya açılma olup olmadığı kontrol edilmelidir.  Bebeğin pozisyonu, büyümesi, plasentanın durumu ve amniyotik sıvı miktarı ile bebeğin kalp atışları ve rahim kasılmaları kardiyotokografi - nonstress test (NST) ile değerlendirilmelidir.” diyen Yrd. Doç. Dr. Özlen Emekçi Özay, tam donanımlı merkezlerde gerçekleştirilen düzenli gebelik kontrollerinin tedavi şansı açısından da büyük önem taşıdığını belirtti.

 

Yrd. Doç. Dr. Özlen Emekçi Özay: “Otuz Yedinci Gebelik Haftası Öncesi Doğan Bebekler Mutlaka Yenidoğan Yoğun Bakım Ünitesinde Takip Edilmelidir.”

Doğum yapacak anne adaylarının mutlaka tam donanımlı ameliyathaneler ile yoğun bakım ünitesi bulunan merkezleri tercih etmesi gerektiğini söyleyen Yrd. Doç. Dr. Özlen Emekçi Özay, prematüre bebeklerdeki en önemli riskin akciğer gelişiminin tamamlanmış olmamasına bağlı ortaya çıkan solunum sıkıntısı olduğunu belirtti.  Erken doğan bebeklerin mutlaka yenidoğan yoğun bakım ünitesine ihtiyaç duyacağını belirten Yrd. Doç. Dr. Özlen Emekçi Özay;  “Anne karnında gelişimini tamamlayamamış bebekler, vücut ısılarını dengelemekte de sorun yaşarlar.  Aynı zamanda kan şekeri ve kandaki mineral seviyelerini de dengelemeleri zordur.  Emme refleksleri tam olarak gelişmemiş olabileceğinden, beslenme problemleri de ortaya çıkabilmektedir.  Miadında doğan yenidoğanlarda görülen fizyolojik sarılık, prematüre bebeklerde daha şiddetli ve daha uzun sürebilmektedir. Fizyolojik sarılık prematüre bebeklerde miadında doğan bebeklere oranla daha da sık ortaya çıkmaktadır.  Bebeklerin nörolojik gelişimi için sarılığın uygun tedavisi büyük önem taşımaktadır.  Bu nedenle, otuz yedinci gebelik haftasını doldurmadan doğan bebeklerin yenidoğan yoğun bakım ünitesinde takip edilmesi çok önemlidir.” dedi.

  • Yorumlar 0
  • Facebook Yorumları 0
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler