• BIST 9916.22
  • Altın 2962.961
  • Dolar 35.2472
  • Euro 36.7735
  • Lefkoşa 10 °C
  • Mağusa 10 °C
  • Girne 14 °C
  • Güzelyurt 9 °C
  • İskele 10 °C
  • İstanbul 12 °C
  • Ankara 7 °C

Anoreksiya Nervoza

Psk. Asra BABAYİĞİT

Anoreksiya nervoza bir yeme bozukluğudur. Hem zihni hem de bedeni etkiler. Bu hastalık ilk olarak 1873 yılında tanımlanmıştır. Anoreksiya’nın kelime anlamı “iştah kaybı ya da azalması” iken nervosa kelimesi ise psikolojik nedenlerin etkisini belirtmek amacıyla kullanılmaktadır. Anoreksiya nervoza yeme bozukluğuna yakalanan kişilerin son yıllarda giderek arttığı gözlemlenmektedir. Bu durumun ortaya çıkmasında, model ve sanatçıların zayıf kalma ile ilgili mücadelelerinin ve mankenlerin fiziki görünüşlerinin medyada abartılı bir şekilde yer almasının da etkili olduğu düşünülebilir. Genellikle 15-25 yaşları arasında ortaya çıkmaktadır. Tüm hastaların cinsiyetlerine bakıldığında, %95’nin kadın, %5’in ise erkek olduğu görülmektedir. Hastalık oranı da %1 civarındadır. Tüm psikolojik rahatsızlıklar arasında tedavi edilmemesi durumunda ölüme yol açan tek rahatsızlık olması açısında erken tedavi oldukça önemlidir. Genetik yatkınlık, sosyokültürel ve ekonomik faktörler, aile geçmişi ve kişilik özellikleri (mükemmeliyetçilik, olsumsuz benlik algısı, vb.) hastalığın belirleyicileri olarak sayılabilir. En belirgin belirtisi aşırı kilo alma korkusudur. Kişi çok zayıf olmasına karşın kendini şişman görür yani çarpık bir beden imgesi vardır ve vücut ağırlığını kontrol edebilmek için yiyecek alımını gereğinden fazla kısıtlar. Aldığı az miktardaki yiyeceklerin de en az kalorili yiyecekler olmasına oldukça özen gösterir. Buna ek olarak da ağır egzersizler yapabilir. Kilo almaya karşı duyulan aşırı korku yiyecek konusunda fobik davranışlara bile neden olabilmektedir. Çevresindeki herkes çok zayıf olduğunu söylemesine rağmen kişi kendini kilolu görür. Bu yüzden kilo almalarına yardımcı olunmasına çoğunlukla karşı çıkarlar yani direnç sıklıkla görülür. Anoreksiya sorunlarının olduğunu çoğunlukla kabul etmezler. Tanı konulabilmesi için bu belirtilerin yanında kadınlarda en az 3 ay menstürasyon görülmemesi gerekmektedir. Bir diğer yeme bozukluğu olan Bulimia Nervozadan ayırt edilebilmesi çok kolay olmamakla birlikte Bulimia’da zaman zaman ortaya çıkan yeme nöbetleri ve ardından yaşanan pişmanlık ve kusma davranışı aralarındaki farkı belirginleştirmektedir. Anoreksiya Nervoza, erken tanı ve tedavi yapılmadığı takdirde yaşam boyu devam edecek bir problem haline gelebilir. Tedavi edilmediği takdirde kemik erimesi, böbrek hasarı ve kalp rahatsızlıkları gibi sorunlara yol açmakla birlikte son aşamada ölüme dahi neden olmaktadır. Bazı hastaların sağlıklı bir kiloya ulaşmak için hastaneye yatırılması gerekmektedir. Böyle bir durumda tedavi planı detaylı bir biçimde hastaya açıklanmalı ve iyi bir işbirliği kurulması hedeflenmelidir. Destekleyici psikoterapi yöntemleri ile kişinin benlik duygusunu arttırma, yaşam ile ilgili çatışmaların çözümlenip aşırı zayıflama yerine daha uygun ve gerçekçi baş etme yolları belirlemek amaçlanmalıdır. Yeme bozuklukları tedavisinde psikiyatri, psikoloji, beslenme ve diyetetik, iç hastalıkları, kadın doğum, ortopedi, endokrinoloji gibi birçok disiplin yer almaktadır. Tüm bunların yanında ailenin de tedavi programına dahil edilmesinin olumlu etkileri olduğu düşünülmektedir.

  • Yorumlar 0
  • Facebook Yorumları 0
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Bu yazıya henüz yorum eklenmemiştir.
Yazarın Diğer Yazıları