Araştırma: Yeni bir koronavirüsün insanlara da bulaşabileceği keşfedildi

Independent Türkçe'de yer alan habere göre, ABD’deki Chapel Hill, Kuzey Carolina Üniversitesi'nde yapılan yeni çalışma, domuz çiftliklerini alarma geçiren bir koronavirüs suşunun insanlara da bulaşabileceğini gösterdi.

Domuz akut ishal sendromu koronavirüsü (SADS-CoV) diye bilinen patojen, ilk olarak yarasalarda ortaya çıktı ve 2016'da keşfedildiğinden beri Çin'deki domuz sürülerini enfekte ediyor.

Virüsün insanlara yönelik tehdidi, SADS-CoV'un insana ait karaciğer, bağırsak ve hatta solunum yolu hücrelerinde kendini kopyalayabildiğini gösteren laboratuvar testleriyle kanıtlandı. 

12 Ekim'de hakemli bilim dergisi PNAS'ta yayımlanan bulgulara göre, şiddetli ishal ve kusmaya sebebiyet veren ve domuz yavruları için ölümcül olan SADS-CoV, bir alfakoronavirüs.

Covid-19’a neden olan Sars-CoV-2’nin ise betakoronavirüs cinsinden olduğu biliniyor. Bunun yanında SADS-CoV’un halihazırda insanlar arasında dolaşan iki soğuk algınlığı alfakoronavirüsünden (HCoV-229E ve HCoV-NL63) de farklı olduğu belirtiliyor.

Çalışmayı gerçekleştiren üniversitenin epidemiyoloji profesörü Ralph Baric, konuyla ilgili şunları kaydetti:

"Pek çok araştırmacı, SARS ve MERS gibi betakoronavirüslerin potansiyeline odaklanıyor. Ancak türler arasında hızla yayılma yeteneği göz önüne alındığında alfakoronavirüsler, insan sağlığıyla ilgili aynı derecede endişeye neden oluyor."

Çalışmanın başyazarı ve araştırma uzmanı Caitlin Edwards ve ekibi, virüsün türler arasında yayılma riskinin ne kadar yüksek olduğunu anlamak için farklı hücre türlerini virüsle enfekte etti.

Elde edilen bulgular, insan akciğer ve bağırsak hücrelerinin de dahil olduğu birçok memeli hücresinin enfeksiyona açık olduğunu ortaya koydu.

Edwards'a göre, SADS-CoV, genelde akciğer hücrelerini enfekte eden SARS-CoV-2'nin aksine, insan bağırsak hücrelerinde daha yüksek bir büyüme oranı gösterdi.

İnsanların SADS-CoV'ye karşı henüz bağışıklık geliştirmediğini söyleyen araştırmacı, virüsün geniş bir konakçı yelpazesi bulunduğunu ve insan nüfusu için potansiyel risk teşkil ettiğini söyledi