İş insanı bir dostum dün ziyaretime geldi. Uzun uzun iş yaşamı hakkında konuştuk. Bir yandan sendikalar, diğer yandan siyaset hatta Kıbrıs Çözüm Süreci bile klasik Kıbrıs sohbetlerinde olduğu gibi, gündem başlıklarımız arasındaydı.
Bu dostum toplumun ne kadar mutsuz, motivasyonsuz olduğuna dikkat çekti.
Açıkçası benim de moralimin, keyfimin çok yerinde olmaması ve buna net bir neden bulamamamdan konu başladı.
Genelde olan tüm dertlerimizin başında maalesef para geçiyor.
“Para ile mutluluk olmaz” söylemine alternatif “parasız hiç olmaz” tabiri tam yerine oturur galiba.
Ufak mutluluklar toplum için büyük önem taşıyor. Oysa siyasileşen hayatlarımızda bizi mutlu kılacak güzel renkler ortada yok gibi. Siyasilerin halktan kopuk olduğu bir dönemi yaşarken, siyasete güvenin ciddi şekilde erozyona uğradığını söyleyebilirim.
Siyasi erozyonun son yıllarda siyasi parti transferleri ile tavan yaptığı önemli bir gerçeğimiz oldu.
Buna ilave olarak CTP ve UBP’nin kurduğu koalisyon, su tartışmaları ile de birleşince tutarsızlıklar zinciri ve inançsızlık tavan yaptı.
UBP ile kurulan koalisyona özellikle CTP’lilerin çok sert tepki gösterdiğine tanık olduk. Üstelik bu koalisyonun sözde “istikrar” veya “ilkeler” koalisyonu olacağı iddialarına da hiç inananılmadı.
CTP’de çok büyük bir bölüm UBP ile ortaklığı hazmetmedi ve dananın kuyruğu sözde maaş ödemeleri nedeni ile UBP tarafından altyapısı iyice hazırlanan yeni hükümet modeli ile atıldı.
CTP’de bir çok dost yaşanan siyasi gelişmelerde farklı odakları suçladı. Üstelik hilkat garibesi şeklindeki ÖRP’yi kimin yarattığı, nasıl hükümete konulduğu ise ifade edilmedi bu dostların serzenişlerinde.
Siyaset çok garip bir satranç oyunudur. Başarabilen ise ayakta kalmayı, direnmeyi, güçlenmeyi öğrenir.
Çok gerilere gitmeye gerek yok, “Demokrat Parti’de yaşanan istifalar DP’nin sonunu getirdi” denildi. Üstelik “Serdar Denktaş sandığa çakılacak” yorumlarını da çok duyduk.
Ortada bir sihirli değnek mi vardı?
Eskiden Rauf Denktaş’ın korumasında olduğu için Serdar Denktaş’ın koalisyona ortak yapıldığı savunulurdu. Ancak kuşkusuz Serdar Denktaş’ın siyasette tam anlamı ile piştiği, bugün meclisin en deneyimli iki vekilinden birisi olduğu üstelik bu güne kadar en çok bakanlar kurulunda olmayı başaran siyasi figür olduğu ortada.
“DP’nin üzerinde ölü toprağı var” şeklinde yorumlar yaptık. DP’nin muhalefette olduğu dönemde sessiz kalmasını en çok eleştirenlerden birisiydim. Ancak görünen o ki Denktaş ekibini iyi toparladı. Bugün Denktaş’ın yaptığı açıklamalar, verdiği sözler, uygulamaya koymaya çalıştığı yol haritasının tutarlılığını iyi okumak lazım.
Tam 1 yıl önce bu da nereden çıktı diye sorguladığımız, alakasızmış gibi gördüğümüz “DP-UG yeni siyaset vizyonu” adım adım yürürlüğe girdi. Hatta bu yol haritası eski hükümet tarafından bile kopyalandı ve icraata sokulmaya çalışıldı.
Denktaş şimdi Başbakan Yardımcısı olsa da başbakandan daha fazla icraat yapan, daha etkin olan, daha güçlü bir siyasi profil çiziyor.
Halkın ihtiyacı olan moral motivasyonu da vermeyi başaracak olursa Serdar Denktaş kuşkusuz halihazırda başlamış olan DP’nin yükselişi daha da ivme kazanacak…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.