• BIST 9549.89
  • Altın 3005.805
  • Dolar 34.5348
  • Euro 36.0249
  • Lefkoşa 16 °C
  • Mağusa 17 °C
  • Girne 18 °C
  • Güzelyurt 14 °C
  • İskele 17 °C
  • İstanbul 17 °C
  • Ankara 13 °C

“ Asıl kumpasçı Özgürgün’dür”

UBP'de kılıçlar çekildi...
“ Asıl kumpasçı Özgürgün’dür”

  UBP Lefkoşa Milletvekili Ersin Tatar, Genel Başkan Özgürgün’ün suçlamalarını yanıtladı:

“ Asıl kumpasçı Özgürgün’dür”

  • Tatar, “ Genel Başkan Özgürgün’ün karşısındaki beş adayın tabandan gelen sese kulak vererek ileride birleşeceklerini açıklamalarını kumpas olarak nitelemesini” eleştirdi
  • Ersin Tatar, “erken seçimden bahseden Özgürgün’ün UBP kurultayı yanaşınca hükümete girmek için aşırı istek göstermesinin, kendisi ve Çavuşoğlu’nu Genel Yönetim Kurulu’ndan atarak keyfince yaptığı üye listesini onaylatma yoluna gitmesinin, hükümetteki bakanları belirlerken göz önünde tuttuklarının diğer muhtemel adaylara karşı kurulmuş asıl kumpas olduğunu” kaydetti.
  • Özgürgün’ün ‘ilk seçimlerde başarısız olursa zaten genel başkanlığı bırakacağını’ söylemesinin ülke ve UBP için geçerli, doğru bir yaklaşım olamayacağını da ifade eden Tatar şunları belirtti;
  • “Sayın Genel Başkan şimdiye kadar kendisine tanınan şansları iyi değerlendirememiş ve başarısız olmuştur. Gelinen konjoktürde, ne UBP’nin ,ne de KKTC’nin UBP’nin bir seçimden daha başarısız çıkma lüksü yoktur. UBP’yi ve ülkemizi seven bizler ne partimizi, ne de ülkemizi Sayın Özgürgün’ün performansını ve yapabileceklerini bile bile riske atamayız.”

Ulusal Birlik Partisi Genel Başkan adayı, Lefkoşa milletvekili Ersin Tatar, “ Genel Başkan Özgürgün’ün karşısındaki beş adayın tabandan gelen sese kulak vererek ileride birleşeceklerini açıklamalarını kumpas olarak nitelemesini” eleştirdi.

Tatar, şunları kaydetti;

“Sayın Hüseyin Özgürgün ne yazık ki , diyalog çağrılarımıza olumlu yanıt vereceğine, bizimle oturup konuşacağına, bir birini tutmayan, yalan, öfke dolu, ötekileştirici açıklamalarını sürdürüyor.

Sayın Özgürgün’ün karşısındaki beş adayın tabandan gelen sese kulak vererek ileride birleşeceklerini açıklamalarını kumpas olarak niteleyecek noktaya gelmiş olması artık Genel Başkanlığı’nın sona ermesi için ciddi ve yeterli bir olgudur.Bir Genel Başkan kendisine diyalog çağrısı yapan arkadaşları ile konuşacağına, onlarla uzlaşacağına, bunu yaparak parti bütünlüğüne hassasiyet gösterdiğini ortaya koyacağına, milletvekili arkadaşlarını birleşeceklerini söylediler diye kumpas kurmakla suçlarsa onun genel başkanlığı bitmiş demektir.

Kaldı ki,aslında , Genel Başkan kalmak uğruna kupas kuran biz değil kendisidir. CTP kurultayı öncesinde defalarca erken seçim istediğini söyleyen Sayın Özgürgün, UBP kurltayı yanaşınca birden bir ne oldu da CTP ile ortaklık uğruna UBP’yi küçük ortak durumuna düşürecek sekilde hükümete girilmesine öncülük etmiş aşırı istek göstermiştir ?

Benim hiç bir arkadaşımla bir alıp veremediğim yok, Bakan arkadaşlarımızı her hangi bir şekilde hedef de almıyorum ama 3 İlçe Başkanı ile Genel Sekreteri neden bakan yapıldı? Bu yapılırken doğru çıkmayacak olsa da bir kurultay hesabı yapılmadı mı?

Sayın Nazım Çavuşoğlu ile beni Genel Yönetim Kurulu’ndaki görevimizden alan Sayın Özgürgün’ün amacı istediği üye listesini Genel Yönetim Kurulu’ndan geçirmek değil miydi? Bu davranış kumpas değilse, nedir?

Sayın Özgürgün açıklamalarında bazı şeyleri gizliyor, bazı konularda ise açıkça yalan söylüyor.

Tekrar vurguluyorum; Ben asla Sayın Özgürgün’den Bakanlık istemedim.Başkan adayı olmaya ise son üç ay içerisinde değil bir yıl önceden karar verdiğim. Bu kararımı kendisi dahil partinin içindeki  bazı arkadaşlarım aylar öncesinden biliyordu. Bilmiyordum diyen yalan söylüyor.

Sayın Özgürgün’ün ‘UBP, köhnemiş 700 üye ile kurultay yapacaktı ve ben kazanacaktım ama ben şimdi 8 bin üye ile seçime gidiyorum ’ şeklindeki sözleri ise bir UBP Genel Başkanı’na yakışmayan mazimizi karalayıcı, gerçek dışı bir söylemdir. Bir kere UBP’yi başarıdan başarıya ulaştıran bir sistemi köhne, delegelerimizi köhnemiş bir düzenin parçaları şeklinde suçlama anlamına gelecek şekilde konuşmak yaralayıcı ve karalayıcı olmaktır.

Kaldı ki UBP’de üyelik sistemi zaten vardı. UBP’liler partiye üye olur, örgütlerde görev alır, ilçe ve kurultayda ise delege olarak seçtikleri arkadaşları aracılığı ile iradelerini ortaya koyarlardı. Bizim de onay verdiğimiz son tüzük kurultayında yapılan ise üyenin doğrudan doğruya kendisinin ilçe başkanlıkları ve genel başkanlık seçiminde oy kullanmasıdır.

Yeni düzenlemeyi savunurken geçmişi köhne olarak karalamak UBP Genel Başkanı’na yakışmaz ama  belli ki Sayın Özgürgün yaptığı görevin tarihi sorumluluğunun ve ağırlığının bile farkında değildir. Bizim son dönemde yaptığımı itiraz partimize üye yapılmasına değildir. Bizim itirazımız, bazı kişiler üye yapılırken birçok arkadaşımızın bize yakın oldukları düşüncesiyle üye yapılmamasındır, diyalog isteğimizin, listeler üzerinde uzlaşma talebimizin  reddedilmesinedir.

Sayın Özgürgün, koltuk sevdalısı olmadığını, fedakarlık yaparak hükümete girmediğini söylerken de herkesi aldatabileceğini zannediyor. Sayın Özgürgün’ün hükümette görev almamasının tek nedeni, CTP Genel Başkanı Sayın Talat’ın milletvekili olmadığı için Başbakanlık görevini alamamasıdır. Sayın Talat ve Sayın Özgürgün kabine dışında kalmışlar ve henüz kamuoyu ile UBP yetkili organlarının, UBP milletvekillerinin dahi bilmediği gizli bir protokole imza atmışlardır. Sayın Özgürgün’ün yanlışları sonucu aslında UBP iki buçuk bakanlığa denk gelen bir ağırlıkla hükümete girmiş, beş kırık dökük Bakanlık koltuğu ile aldatılmış, küçük ortak durumuna düşürülmüştür. Gerçekler acıdır ama Sayın Özgürgün’ün yanlışları ve  hükümet programını bile son güne kadar UBP Meclis grubundan saklaması sonucu UBP’nin özel önem verdiği hiç bir konu layıkı ile hükümet programında yer almamıştır. Sayın Özgürgün demokrasiye inanan, katılımcılığı benimseyen, şeffaf bir Genel Başkan olmadığı ispat edercesine Sayın Talat’la imzaladığı hükümet protokolünü UBP’lilerden ve halkımızdan gizlemektedir.

Sayın Özgürgün’ün ‘ilk seçimlerde başarısız olursa zaten genel başkanlığı bırakacağını’ söylemesi de ülke ve UBP için geçerli, doğru bir yaklaşım olamaz. Sayın Genel Başkan şimdiye kadar kendisine tanınan şansları iyi değerlendirememiş ve başarısız olmuştur. Gelinen konjoktürde, ne UBP’nin ,ne de KKTC’nin UBP’nin bir seçimden daha başarısız çıkma lüksü yoktur. UBP’yi ve ülkemizi seven bizler ne partimizi, ne de ülkemizi Sayın Özgürgün’ün performansını ve yapabileceklerini bile bile riske atamayız.

Sayın Özgürgün artık doğruları içselleştirmeli ve söylemelidir. Sayın Özgürgün , kendisinin 1992 yılından 1998 yılına kadar Demokrat Parti’de olduğunu, 1994 seçimlerinde UBP adayı Sayın Şemi Bora karşısında seçime girdiğini ancak kaybettiğini, 1998 yılında DP’den milletvekili seçildikten 10 ay sonra UBP’ye transfer olduğunu unutarak parti milletvekillerimizi ve tabanımızı DP’den gelenler ve gelmeyenler diye bölmeye çalışmakla, ‘ DP’den gelen Sayın Zorlu Töre’yi Partiye gelirken alınan kararlara uymadığı için partiden atması gerektiğini söylemekle de yanlış yapıyor.

UBP bir bütündür ve KKTC’yi yaşatıp yüceltme, halkının refah seviyesini artırma, demokrasiyi zenginleştirme, Anavatan Türkiye ile birlikte kardeşçe ileriye doğru yürüme önceliği olan herkesin birleşme adresidir.

Sayın Özgürgün’ün ‘ kendisinin  UBP içinde pek çok kez birleştirici rol oynadığı ile ilgili söylemi de gerçek değildir. 2013 kurultayı eğer mahkemeye taşınmışsa, eğer bazı arkadaşlarıız partiyi terk etmek zorunda kalmışsa bundan Sayın Özgürgün’ün hatalı ve kışkırtıcı kararlarının, nutuklarının önemli payı vardır.

2006 yılındaki kısa Genel Başkanlık sürecinde yerel seçimlerde başarı sağlayamayan, şahsi hatalarıyla partiyi bir arada tutamayan, son iki yılki  Genel Başkanlık dönemindekiseçimlerde gereken çabayı gösteremeyen, yanlış kararları sonucu yerel seçimlerden başarısız çıkan, tabana tepeden bakan, milletvekili arkadaşlarını aday oldular diye dışlayan, karalayan, aşağılamaya çalışan Özgürgün’ün partiye zararlarına dur denilmesinin şimdi tam zamanıdır.

Bizim isteğimiz partimizin bir an önce çalışkan, doğruları söyleyen, tabanla bütünleşen, herkesi kucaklayan, vefalı, projeye önem veren KKTC halkının refah seviyesini yükseltmekte kararlı bir genel başkana kavuşmasıdır.

Ülkenin ve partimizin buna büyük ihtiyacı vardır.

Ben halkımızdan ve UBP’lilerden gördüğüm büyük ilgiden çok memnunum. Herkes, söylediklerimizin UBP’de yaşanan gerçekler olduğunu, Sayın Özgürgün’ü başarısız bulduklarını bunun yaşanarak görüldüğünü bize söylüyor.

Eğer UBP Genel Başkanı olursam, ki buna yürekten inanıyorum;Daha önce de ifade ettiğim üzere hedefim; Hızlı büyüyen bir KKTC ekonomisi, demokratik, katılımcı, proje üreten, taban ve tavanın bütünleştiği, herkesin bir birini sevip saydığı bir Ulusal Birlik Partisidir. Kendime ve halkımıza, UBP’lilere başarılı olacağımız yönünde kesin olarak güveniyorum”

 

Etiketler: , ,
  • Yorumlar 0
  • Facebook Yorumları 0
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler