Vaka sayılarının tüm dünya ile birlikte ülkemizde de tırmanışa geçmesiyle birlikte uzmanlar, hem maske-mesafe-hijyen tedbirlerine geri dönün hem de aşı olun çağrısı yapıyor. Tıbbi Mikrobiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Pınar Çıragil'e salgının seyrini ve aşılarla ilgili merak edilen noktaları sordum. İşte Çıragil'in açıklamaları…
Yoğun bakımlara yatışlarda artış olabilir
Tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de son dalganın sönümlenmeye başlamasıyla birlikte önlemler/kısıtlamalar kaldırıldı ve bugün yeni bir dalga ile karşı karşıya kaldık. Geçen yaza benzer bir durumda olduğumuz artık çok açık; üstelik bu sefer devam eden Covid-19 dalgasında, Omicron varyantının alt soyları olan özellikle BA.4 ve BA.5'in daha önce dolaşan virüslere göre bulaşının daha hızlı olduğunu biliyoruz. Artan vakalarla birlikte, sonbahar ve kış aylarında okullar açıldıkça, insanlar tatilden döndükçe ve soğuk havaların başlamasıyla birlikte, iç mekanlarda sosyal hareketlilik daha da artacaktır. Bu durum maske takılması gibi önlemlerin de uygulamadan kalkması nedeniyle, Covid-19'a bağlı hastaneye ve yoğun bakım ünitelerinde yatışlarda da bir artışa neden olabilir. Son dalga ile birlikte Covid-19 nedeniyle hastaneye yatış oranları iki katına çıkarken, yoğun bakım ünitesi başvuruları şimdiye kadar nispeten düşük kaldı. Bununla birlikte, daha yaşlı gruplardaki enfeksiyon oranları artmaya devam ederken, Avrupa'da hâlâ her hafta 3 bine yakın kişinin Covid-19'dan yaşamını kaybettiği bildirilmekte.
BA.4 ve BA.5'ten korur mu?
Şu anda veriler sınırlı olsa da, iki doz mRNA aşısının önceki varyantlara kıyasla Omicron enfeksiyonunu önlemede daha az etkili olduğuna dair bilgiler olmakla birlikte; hastaneye yatışı gerektiren daha ciddi hastalıklara karşı koruma oranlarının iyi olduğu bildirilmekte. Ayrıca, destekleyici dozun enfeksiyona karşı koruma sağlamada değerli bir araç olduğunu biliyoruz ve destekleyici dozun ciddi hastalıklara karşı çok iyi koruma sağlayacağını umuyoruz. Hatırlatma dozlarının uygulanması, maske takılmasının teşvik edilmesi, kapalı ortamlarda kısa süre kalınması ve fiziksel mesafeye dikkat edilmesi, şu anda Covid-19'a karşı toplumu ve sağlık sistemi kapasitesini korumaya yardımcı olmak için önemlidir.
Geç olmadan önlem alınmalı
Vakalardaki artış yakın geçmişin bir resmini çizmekte. Ancak geleceğe bakmak ve geleceğe hazırlanmak çok daha zor olmakla birlikte, gerekli düzenlemelerin uygulanmaya girmesi ve önlemlerin alınması gerekir. Harekete geçmek için sonbaharı beklemek çok geç olabilir. Bu amaçla DSÖ, gelecek enfeksiyon dalgalarına hazırlanmaya yardımcı olmak için Covid-19 ve diğer solunum yolu virüsleri için sonbahar/kış stratejisini yayınladı. Bu kapsamda; n Aşı takviminin tamamlanarak hatırlatma dozlarının yapılması, n Bağışıklığı baskılanmış kişilere ve bunların yakın temaslılarına ikinci bir hatırlatma dozu uygulanması ve belirli risk altındaki gruplara son dozlarından en az 3 ay sonra ikinci bir rapel verilmesinin düşünülmesi; n Kapalı mekanlarda ve toplu taşıma araçlarında maske takılmasının teşvik edilmesi; n Kalabalık ortamların ve kamusal alanların (okullar, ofisler ve toplu taşıma gibi) havalandırılmasının uygulanması önerilmektedir.
Hatırlatma dozunu kimler yaptırmalı?
Ülkemizde aşılama oldukça başarılı ve erken başlamasına rağmen ilk aşılanan yaşlı grup inaktif aşı ile aşılanmıştı. Ancak biliyoruz ki inaktif aşılar mRNA aşıları kadar koruyucu değil. Bu nedenle toplumun her kesiminin ve özellikle yaşlılar, hamileler, bağışıklığı baskılanmış kişiler, kronik hastalar ve okullar açılmadan önce belli yaş grubundaki çocukların da hatırlatma dozlarının yapılması gerekir. Hatırlatma dozları yapılmayan, eksik aşılı kişilerde hastaneye yatış, ciddi hastalık geçirme, yoğun bakıma yatışların daha yüksek olduğu bilinmelidir.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.