Avrupa Parlamenterleri ve Uluslararası Af Örgütü 11 insan hakları savunucusunun yargılandığı Büyükada davası için son aşamaya gelindiğini belirterek Türk hükümetine Avrupa Birliği standartlarına uyma çağrısında bulundu. Avrupa Parlamenterleri 3 Temmuz'da verilmesi beklenen kararın Türkiye'nin uluslararası taahhütlere ve standartlara uyup uymadığını netleştirmek için belirleyici bir fırsat sunduğunu söyledi.
Avrupa Parlamentosu Türkiye raportörü Nacho Sanchez Amor ve AB-Türkiye Karma Parlamento Komisyonu eş Başkanı Sergey Lagodinsky yapılan ortak yazılı açıklamada, "Osman Kavala davasında olduğu gibi son zamanlarda hayal kırıklığı yaratan tarihi yargı kararlarından sonra, yarın son aşamasının gerçekleşeceği 'Büyükada davasının' sembolik anlamda Türkiye'nin uluslararası taahhütlere ve standartlara uyup uymadığını netleştirmek için belirleyici bir fırsat sunuyor." dedi.
'İnsan hakları savunucuları devlet tarafından yargılanmak yerine koruma altına alınmalı'
Söz konusu Avrupa Parlamenterleri, "AB üyelik sürecinde bulunan Türkiye'nin demokratik toplum anlayışı açısından sivil toplum örgütlerine alan açması gerektiğini düşünüyoruz. Bu kapsamda, insan hakları savunucuları devlet tarafından yargılanmak yerine koruma altına alınmalı." ifadelerini kullandı.
Türkiye uzmanı Nacho Sanchez Amor ve Sergey Lagodinsky, "Alınacak yargı kararının değişiklik sunmasını bekliyoruz. Son yıllarda alanları daralan sivil toplum örgütlerine bir darbe daha indirilmemesini ümit ediyoruz. " şeklinde konuştu.
Parlamenterler, "Türk hükümetini Avrupa Birliği ve Avrupa Konseyi standartlarına uygun bir şekilde hareket ederek ciddi bir yargı reformuna doğru ilerlemeye teşvik ediyoruz. Bu kapsamda Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin kararlarına saygı duyulması ve uygulanması vazgeçilmez bir öncelik olmaya devam ediyor.” dedi.
Af Örgütü'nden Büyükada davası için Türkiye'ye çağrı
Ulslararası Af Örgütü'nün Belçika temsilciliği, 11 insan hakları savunucusunun yargılandığı Büyükada davası için Türk yargısına çağrıda bulundu.
Kamuoyunda "Büyükada davası" olarak bilinen ve 11 insan hakları savunucusunun yargılandığı dava yarın görülecek.
Karar duruşması öncesinde bir açıklama yapan Uluslararası Af Örgütü 3 yıldır insan hakları savunucularının asılsız suçlamalar nedeniyle 15 yıl hapse çarptırılabileceğini belirtti.
Söz konusu 11 insan hakları savuncuları arasında bulunan Uluslararası Af Örgütü'nün eski Türkiye direktörü İdil Eser, "Bu siyasi bir davadır. Bu tür davalar ile avukatları, gazetecileri, akademisyenleri susturmaya çalışıyorlar, topluma insan haklarını savunucusu olmanın veya gerçekleri anlatmanın risk teşkil edebileceği sinyalini veriyorlar." dedi.
15 yıla kadar hapis cezası talep ediliyor
Gözaltına alınan hak savunucuları adliyeye sevk edilerek sekizi hakkında tutuklama kararı verilmişti. 113 günlük sürecin ardından, 25 Ekim 2017 tarihinde görülen ilk duruşmada tutuklu bulunan hak savunucularının tamamı serbest bırakılmıştı.
3 ayı aşkın bir süre cezaevinde tutulan Almanya vatandaşı hak savunucusu Peter Steudtner, kanıtların savcılık tarafından oluşturulduğunu ve masumiyetlerini gösteren delillerin dikkate alınmadığını ifade etmişti.
Geçtiğimiz Kasım ayında savcı, Uluslararası Af Örgütü Türkiye Şubesi Onursal Başkanı ve eski Direktörü Taner Kılıç'ın 'silahlı terör örgütüne üye olmak' suçundan 7,5 yıldan 15 yıla, insan hakları savunucuları Nejat Taştan, Veli Acu, Günal Kurşun, İdil Eser ve Özlem Dalkıran'ın da 'silahlı terör örgütüne üye olmamakla birlikte bilerek ve isteyerek yardım etmek' suçundan yine 7,5 yıldan 15 yıla kadar hapisle cezalandırılmalarını istiyor.
Savcı diğer hak savunucuları İlknur Üstün, Ali Gharavi, Peter Frank Steudtner, Nalan Erkem ve Muhammed Şeyhmus Özbek içinse terör örgütlerine yardım yapıldığına dair delil olmadığı gerekçesiyle beraatlerini talep ediyor.
Mahkemenin 3 Temmuz cuma günü kararını vermesi bekleniyor.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.