• BIST 9647.28
  • Altın 2928.974
  • Dolar 34.6381
  • Euro 36.4981
  • Lefkoşa 15 °C
  • Mağusa 14 °C
  • Girne 15 °C
  • Güzelyurt 13 °C
  • İskele 14 °C
  • İstanbul 8 °C
  • Ankara 3 °C

Avrupa Parlamentosu hayvanların kafeste yetiştirilmesinin yasaklanmasını istedi

Parlamento kararının hayvan hakkı derneklerinin yıllar süren mücadelesinin sonucu olduğunu belirten Kafessiz Türkiye Kampanya Direktörü Emre Kaplan ile Türkiye'deki kafes uygulamalarını ve buna karşı yürütülen kampanyaları konuştuk.
Avrupa Parlamentosu hayvanların kafeste yetiştirilmesinin yasaklanmasını istedi

Avrupa Parlamentosu kabul ettiği bağlayıcı olmayan bir kararla 2027 yılına kadar hayvan yetiştiriciliğinde kafes kullanımının yasaklanmasını talep etti. Karar çok sayıda tavuğun yanı sıra domuzları ve tavşanları da kapsıyor.

Söz konusu karar 1,4 milyon Avrupa Birliği vatandaşı tarafından imzalanan ve çiftliklerdeki kafeslerin aşamalı olarak kaldırılmasını talep eden “Kafes Çağını Sonlandır” dilekçesinin ardından geldi.

Parlamentoda 558 kişi kararı desteklerken, 37 kişi karşı çıktı, 85 kişi ise çekimser kaldı. Kararla birlikte 30 Haziran’a kadar dilekçeye resmi yanıt vermesi beklenen Avrupa Komisyonu üzerindeki baskının artması bekleniyor.

 

Sıra komisyon kararında

Kararı duyuran Yeşiller Partisi Eş Başkanı Ska Keller, “2027’den önce bu acımasız uygulamaya son verme sırası şimdi Komisyon’da” ifadelerini kullandı.

Parlamento Genel Kurulu’nda konuşan Almanya AP üyesi ve Avrupa Halk Partisi üyesi Norbert Lins meselenin hayvan refahı ile çiftçiler üzerindeki etki ve rekabet gücü arasındaki “doğru dengeyi” kurma meselesi olduğunu söyledi.

 

‘Hayvan derneklerinin başarısı’

Karar hakkında Yeşil Gazete’ye açıklamalar yapan Kafessiz Türkiye Kampanya Direktörü Emre Kaplan, “Parlamento’nun bu kararı yaklaşık 170 hayvan derneğinin 20 yıllık mücadelesinin sonucu” ifadelerini kullandı.

Kafes karşıtlığının aslında dünya genelinde çok yaygın olduğunu dile getiren Kaplan, “İnsanlara kafeslerin ve içerisinde sıkışık bir şekilde yaşayan hayvanların fotoğrafını gösterdiğinizde kimse ‘yasaklanmasın’ demiyor. Bu yüzden de oylamaya sunulduğunda karar çok hızlı alınabiliyor” dedi.

 

Şirketleri hedef alan kampanyalar

Ancak hayvancılıkla uğraşan ve bu uygulamadan ekonomik olarak zarar görecek işletmelerin lobilerinin çok güçlü olduğunu belirten Kaplan, “Bu yüzden şirketleri doğrudan hedef alan kampanyalar düzenlendi ve bu kampanyaların bu gibi kararlarda etkili olduğunu düşünüyorum” görüşünü paylaştı.

Derneklerin bir diğer başarısının ise en çok ne kadar hayvanı kurtarabiliriz görüşüyle yola çıkarak milyonlarca hayvanı etkileyen kafes uygulamasına odaklanmalarını ve iş birliği yapabilmeleri olduğunu söyledi.

‘Şirketler de baskı oluşturmaya başladı’

Şirketlerin bir kısmının kampanyalar sonucunda bir kısmının ise kendilerinden kafes kullanımı sonlandırmaya karar verdiğini anlatan Kaplan, Avrupa’da şu anda yumurta üretiminin yüzde 51’inin kafessiz şekilde gerçekleştiğini söyledi.

Bu yönde taahhütleri olan şirketlerin de rekabetçi ortamı korumak için hayvan dernekleri ile birlikte diğer şirketlerin de bu kararı alması için çalışma yürüttüğünü aktaran Kaplan, “Örneğin Unilever ve Nestle kafes uygulamasının yasaklanması için parlamentoya dilekçe gönderdi” dedi.

Kafes uygulaması neden yasaklanmalı?

“Tavuklar kafeste deyince insanlar muhabbet kuşu kafesi gibi bir şey zannedebiliyor” diyen Emre Kaplan gerçekte ise durumun çok daha vahim olduğunu aktardı.

Yumurtacılıkta kullanılan kafeslerde yasal olarak tavuk başına bir A4 kağıdından daja küçük bir alan düşüyor. Bu da canlıların kanatlarını bile açamadıkları kafeslerde tüm ömürlerini geçirdikleri anlamına geliyor.

Kaplan, “Hayvanların yürümesi, toprağı eşelemesi, içgüdülerindeki gibi güvenli ve izole bir follukta yumurtlaması, kum banyosu yapması mümkün değil. Bu kadar sıkışıklık içinde ruh sağlıkları da kötüye gittiği için tavuklar sık sık birini didikleyip yaralıyor. Kafeslere sürtünmekten ve saldırıya uğramaktan tüyleri yolunuyor” bilgilerini paylaştı.

‘Biyogüvenlik riski oluşturuyor’

Emre Kaplan kafesli üretim metotlarındaki bir sıkıntının da biyogüvenlik riski oluşturmaları olduğunu söyledi.

Kafesler içerisinde genetik olarak birbirine yakın türlerin bulunduğunu belirten Kaplan, “Sıkışık şekilde hayvan yetiştirme durumunda virüs bulaşma riskinin arttığına dair yeni deliller ortaya çıkıyor” dedi.

Kuş gribinin birçok varyantı olduğunu dile getiren Kaplan, “Bu riskler de göz önünde bulundurulunca bu üretim metodunun mantıksızlığı iyice anlaşılıyor” ifadelerini kullandı.

 

Türkiye’de durum ne?

Türkiye’de 120 milyon tavuk yaşadığı düşünülüyor.Kafessiz Türkiye olarak üreticilerle iletişime geçerek güncel sayılara ulaşmaya çalıştıklarını aktaran Kaplan, “2018 yılında kafessiz üretim miktarı yüzde 5 ile yüzde 10 arasındaydı. 2020 yılında ise bu oranın yüzde 20’ye çıktığını düşünüyoruz. Belirsizliğin sebebi de kayıtsız olanların büyük çoğunluğunun kafessiz olması” ifadelerine yer verdi.

‘İnsanların yüzde 76’sı kafessiz üretim istiyor’

2018 yılında yumurtalar üzerine hangi üretim metodunun kullanıldığına dair barkod basılmaya başlandığını belirten Kaplan, bunun üzerine birçok insanın kafessiz uygulamaları tercih etmeye başladığını aktardı.

KONDA tarafından Ocak 2021 tarihinde yayınlanan bir anket sonucuna göre Türkiye’deki insanların yüzde 76’sı kafeslerin yasaklanması gerektiği düşüncesinde.

 

Hangi markalar kafessiz üretim seçiyor?

Turizm alanında birçok otel zincirinin kafesleri terk etme taahhüdü olduğunu belirten Kaplan, “Dedeman, Marmara, Marriott, Hilton, Intercontinental ve Divan gibi birçok otel bu taahhütte bulundu. Özellikle Divan bünyesinde pastanelerin de olması nedeniyle taktir edilmeli” dedi.

Kaplan, “Dedeman Otelleri de Türkiye’de kafessiz sisteme geçişini tamamlayan ilk otel zinciri olarak diğer pek çok otele örnek oldu” yorumunu yaptı.

Catering konusunda da uluslararası taahhütlerin Türkiye’de de uygulandığına dikkat çeken Kaplan, “ISS, Sodexo, Sofra ve Parıltım bu taahhütlerde bulundu” bilgisini paylaştı.

Metro marketlerinin de 2018 yılında taahhüt verdiğini ve 2025 yılında kafeste yetiştirilen ürün satmayacağını söylediğini belirten Kaplan, “Türkiye’e Doğu Avrupa’daki birçok ülkeden daha erken harekete geçtiler. Bunda özellikle Türkiye’deki yöneticilerinin hasassiyetinin etkili olduğunu düşünüyorum” dedi.

Gıda üreticisi olarak ise Barilla ve bünyesindeki Filiz makarnaları, Ferrero ve Heinz kafes uygulamasını sonlandırma taahhüdü veren markalardan.

 

Starbucks için kampanya

Daha fazla şirketin kafesten vazgeçmesi için Kafessiz Türkiye olarak çalışmalar yürüttüklerini belirten Emre Kaplan, şu anda aktif olarak Starbucks için böyle bir kampanya olduğunu söyledi.

Markanın birçok ülkede kendisine karşı düzenlenen kampanyalar sonucunda kafesten vazgeçtiğini belirten Kaplan, “Ancak Orta Doğu’da işletmecisi Alshaya buna karşı çıkıyor. Müşteri talebi olmadığını iddia ediyorlar ancak bu taahhüdü veren birçok markanın olması onların bu argümanını geçersiz kılıyor” ifadelerini kullandı.

“Starbucks hayvanlara kafeslerde eziyet etme! Kafessiz sisteme geç” çağrısının yapıldığı imza kampanyasına bugüne kadar 300 bin üzerinde kişi imza verdi. Bu kampanyaya dahil olmak isteyenler bu adres üzerinden imza verebiliyor.

  • Yorumlar 0
  • Facebook Yorumları 0
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler