Avrupa Dış İlişkiler Konseyi (ECFR) araştırması, Avrupa Birliği (AB) üyesi ülkelerde yaşayan 16 binden fazla katılımcının büyük çoğunluğunun Doğu ve Batı arasındaki ilişkilerin ciddi bir baskı altında olduğuna inandığını ortaya koydu.
Uzmanların düşündüğü gibi soğuk savaş geri mi döndü?
'Özgür dünya' bir kez daha yükselen bir otoriterlik ekseniyle mi karşı karşıya?
Geleceğimiz, çoktan unuttuğumuz bir geçmişe benzeyecek mi?
Berlin merkezli uluslararası düşünce kuruluşu European Council on Foreign Relations (Avrupa Dış İlişkiler Konseyi) bu soruların cevabını aradı.
Uzmanlar, 'Yeni bir soğuk savaş' fikrinin neden Avrupalıları Amerikalılarla birleştirmekten çok ayırmaya daha yatkın olduğunu araştırdı.
ECFR’nin yayınladığı son rapora göre Avrupalıların çoğu, ABD ile Çin ve Rusya arasında yeni bir soğuk savaşın başladığına ancak kendi ülkelerinin bunun parçası olmadığına inanıyor.
[Grafik: Trt Haber / Hafize Yurt]
“Büyüklerin savaşı” düşüncesi yaygın
Fransa, Almanya, İtalya, Polonya, Avusturya ve İspanya da dahil olmak üzere 12 ülkeden ankete katılanların yaklaşık yüzde 59'u ABD ve Rusya arasında yeni bir Soğuk Savaş'ın başladığını söyledi.
Sadece Polonya ve Fransa'da yanıt verenlerin çoğunluğu jeopolitik tartışmaların aslında kendi ülkelerini etkilediğini düşünürken geri kalanı daha büyük oyuncuların savaştığını söyledi.
Aynı zamanda, tüm katılımcıların yaklaşık üçte ikisi ABD ve Çin arasındaki artan rekabeti yeni jeopolitik gerçeklik olarak görürken bu sayının sadece yarısı AB'nin aynı konumda olduğunu hissetti.
[Grafik: Trt Haber / Hafize Yurt]
ECFR'nin bulguları neden bu kadar şaşırtıcı?
AB'nin ortak dış politikasının, AB üye devletlerinin bu kadar farklı tehdit algılarına sahip olması nedeniyle zayıf olduğu, dış politika analistleri arasında güçlü bir şekilde savunulan bir görüş haline geldi.
ECFR'nin yeni araştırması, bu algıların arkasındaki itici güçler hakkında daha fazla ayrıntı sağlıyor.
Katılımcılara dünyada kimin en fazla güce sahip olduğu sorulduğunda, çoğu en büyük devletlere odaklanmadı. Bu da gösteriyor ki Avrupa halkları, gücün çok daha yaygın olduğu fikrini tamamen içselleştirmiş görünüyor.
Avrupalıların yüzde 13'ü dünyanın işleyişi üzerinde en fazla etkiye sahip olanın Amerikan hükümeti olduğunu düşünürken sadece yüzde 6'sı en fazla etkiye sahip olanın Çin hükümeti olduğunu düşünüyor.
Genel görüş devlet dışı aktörlerin, şirketlerin ve süper zenginlerin bugünün dünyasının en etkili gruplarını oluşturduğu şeklinde.
[Fotoğraf: AP]
Soğuk savaş fikri AB'de bölünme yaratıyor
Araştırmanın sonuçlarına göre kısa vadede yeni bir soğuk savaş fikri AB’de birlik yerine bölünme getiriyor gibi görünüyor. Yani politika yapıcılar güçlü bir transatlantik ittifak için kamu desteği oluşturmak istiyorsa farklı, daha az ideolojik bir çerçeve sunmalı.
"AUKUS" gerilimi
AUKUS krizi, AB Ordusu tartışması ve Batı ittifakı içindeki çatlaklara bakıldığında Brüksel'deki AB yönetimi ile üye devletlerin politika hedeflerinin gitgide ayrıştığı gözler önüne seriliyor.
Avustralya'nın Fransa ile milyarlarca dolarlık denizaltı anlaşmasını iptal edip ABD ve İngiltere ile "AUKUS" adlı ortaklığı kurmasının ardından Avrupa Birliği (AB) ve Avustralya arasında temaslar devam ediyor.
Rusya hedefte Moskova'nın olduğunu iddia ediyor
Rusya Güvenlik Konseyi sekreteri Nikolay Patrushev, Argumenty i Fakty gazetesine verdiği demeçte, AUKUS olarak bilinen üç ülke arasındaki anlaşmanın kaçınılmaz olarak Batılı olmayan en güçlü iki gücü kontrol altına almayı ve bunlarla yüzleşmeyi amaçlayan bir başka askeri blok olacağını söyledi.
ABD ile Çin arasında bölgede yükselen rekabetinin devam ettiği bir dönemde AUKUS iş birliği kapsamında ABD ile İngiltere'nin Avustralya ile nükleer enerjili denizaltı teknolojisini paylaşma kararı Çin tarafından "büyük sorumsuzluk" olarak tanımlanmıştı.
"AB ordusu" fikirden öteye geçecek mi?
AB’nin ‘stratejik özerkliği’ fikri büyük heyecan yaratsa da nitekim AB ordusu fikrinde de belirli çatlaklar bulunuyor. "Avrupa ordusu" fikrinin gerçeğe dönüşmesi için ortak strateji, hukuki ve teknik altyapı, finansman ihtiyacı ve savunma harcamaları, tehdit algılarındaki farklılıklar gibi sorunların aşılması gerekiyor.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.