Dünkü yazımla ilgili çok mesaj aldım.
Bazı kadınlar, böyle bir konuyu dile getirdiğim için mutlu olmuş, onu yazmışlar.
Ancak bazı kadınlar ve özellikle erkek arkadaşlarım, böyle bir konuyu ağzıma almamı ve dillendirmemi bana yakıştırmadıklarını yazmışlar.
İşte benim de dile getirmek istediğim tam da buydu.
Beni tanıyan tanımayan erkeklerin, “Küfür konusunu” dillendirmeyi, bir kadına yakıştırmaması.
Bu ayıbı, kadına yüklemesi.
Yani, küfrü kullananların ayıp ettiklerini es geçip, dile getiren bir kadın olduğu için ayıbın ,dile getirene yüklenmesi.
Evet sorun, tam da bu zaten.
Kadının cinselliği ağzına alması, ya da cinsel içerikli bir küfürden eleştiri olarak bile bahsetmesi, kadının ayıbı olarak görüldüğü müddetçe, küfürler, kadına verilen bir ceza olarak görülmeye devam edecek.
Nasıl ki, insanoğlu kendisini hayvandan üstün görüp, en ufak bir kızgınlığında, karşısındakine “ hayvan” ya da” eşek” diyerek cezalandırıyorsa, aynı şekilde, erkekler de cinselliği kendinde bir güç, kadınları da küçülten bir olgu olarak gördükleri için, kadınların cinselliği üzerinden yaptıkları küfrü de, bir ceza aracı olarak kullanıyorlar.
Oysaki küfür, cinsiyetle ya da milliyetle, şunla, bunla ilgili bir şey değil, tamamen kişilikle ilgili bir konudur.
Şaka yollu bile yapılan küfürler, toplumun şekillenmesinde önemli rol oynar.
Bir tarafı yüceltirken, başka tarafı küçültür.
O yüzden, eğer yüklenecek bir ayıp varsa, bu kadına değil, kadını aşağılayarak kendine prim yapmaya sağlayanlara yüklenmeli.
Zira önce niyetler ve dil eğitilmeli.
Duygular ve kalp eğitilmeli.
Eğitim dilde başlarsa, yüreklere de zihniyetlere de yerleşir.
Böylelikle, erkekliği kendinde güç görenler, cinselliği kadına aşağılayıcı bir suç olarak yükleyenler, kendilerinde hak bulmaz ve tecavüze yeltenmez.
O yüzden, kadınlar cinsel bir meta olmadıklarını, cinselliğin kendilerini küçülten bir davranış olmadığını ve erkeği yüceltmediğini, yüksek sesle dillendirmelidirler.
Ancak o zaman, kendini bilmeyen ve toplumun tabularıyla, erkekliği kendilerinde güç gören magandaların cesareti kırılabilir.
Hatta bazıları olabildiğince eğitilebilir.
Kaldı ki bu konuyu dillendiren yalnız kadınlar olmamalı.
Tecavüzlere, tacizlere nefretle bakan, onaylamayan, kadınına, anasına, bacısına değer veren her erkek de destek olmalı.
Eskiler, “birine kırk defa delisin denirse deli olur” derler.
O yüzden ilk terbiye edilmesi gereken de dil olmalı….
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.