Meğer fakirleşmemişiz.
Pahalılık, enflasyon, hatta alım gücümüzün düştüğü, külliyen yalanmış.
Maliye Bakanı Alişan Şan, yönetimi bizde olmayan Merkez Bankası’ndan elde ettiği bilgiler ile dönemsel olarak kredi kullanımları ve mevduatları karşılaştırmış ve sonucunda ülkede fakirliğin olmadığına karar vermiş.
Keşke merkez bankasından bilgi alana kadar, cebine sadece asgari ücret hatta bir memur maaşı koyarak markete gitseydi.
Sadece 1 aylık olmazsa olmaz ev ihtiyaçlarını alsaydı, oradan gidip, normal bir ailenin kullana bileceği elektrik, su ve telefon faturalarını yatırsaydı.
Bakalım o zaman cebinde çocukların okul masrafını karşılayacak para kalır mıydı, kalmaz mıydı .
Tabi bir de kira var, onu da düşünmek lazım.
Haa bu arada hasta olmak yok. Çünkü devlet hastanelerinde gerekli makinalar ya yok, ya da bozuk.
İlaç zaten yok.
Cepte para olmadığı için, hasta olma şansı da yok yani.
Abarttığımı düşünüyorsa, buyursun benim kullandığım ilaçları almaya kalksın.
Kullandığım ilaçların yarıdan fazlası devlette yok ve her biri 600 TL ile 800 TL arası ve 1 ayda bazılarından 2, bazılarından ise 4 paket kullanıyorum.
Bunları ajitasyon olsun diye yazmıyorum, bakana veri olsun diye yazıyorum.
Hani maliyeden veri almış, bilmem neyle karşılaştırmış, falan filan diyerek, işi bilimsel kılıfa sokmaya çalışıyor ya, yok öyle değil işte, bilim gerçek verilere dayanır, süslü ifadelerle olmaz.
Bu konuşmayı da meclis kürsüsünde yapıyor.
Aynı konuşmada kendi kendisini de yalanlıyor.
“Türkiye’den protokol dışı para istedik ve aldık. 3 de 3 yaptık” diyor, arkasından da bilindik, şükran ayinini yapıyor.
Biz fakirleşmedik(!) ama bakan spor olsun diye para dileniyor.
Sormazlar mı adama “Sn. bakan, madem fakirleşmedik neden para dilenip, bizi besleme durumuna düşürüyorsunuz?”
“Madem fakirleşmedik neden çalışanın 3 kuruşluk maaşına göz diktiniz ve almak için çeşitli taklalar atıyorsunuz” diye.
Bir insan, hele de bir bakan bir konuşmada kendi kendini yalanlar mı?
Konuştuklarının farkında mı değil, yoksa affedersiniz ,bizi mi “aptal” yerine koyduğunu sanıyor?
Yok Sn. Bakan, biz her şeyin farkındayız.
Sizin ekonomiden anlamadığınız kesin ama ekonomi kelimesinden anladığınız nedir, onu anlamadık.
Ekonomiden anlamış olsaydınız, aynı konuşmada “AKSA’ya olan borcu ya zam olarak halka yansıtacaktık, ya da biz borçlanacaktık. Biz borçlanmayı seçtik” der miydiniz?
Birincisi vatandaş olarak hepimiz, kullandığımız elektriğin parasını üstüne trafo parasını, bilmem ne fonlarını günü gününe ödemiyor muyuz?
Öyleyse AKSA’ya olan borç neden vatandaş olarak bizim borcumuz olsun?
Neden bizim faturalarımıza zam olarak yansısın?
Kimin borcuysa gidip ondan tahsil edin.
İkincisi, Hükümet olarak kendi yarattığınız bir AKSA ya olan borç için neden başka bir yerden borçlanıyorsunuz?
Borçla borç kapatma mı sizin ekonomiden anladığınız?
Kaldı ki Türkiye’den 3 de 3 yapmakla övündüğünüz para, borç ise neden bin bir şükran çektiniz?
Hem hani biz fakir değildik, neden borçlandınız?
Neresinden baksanız, bir biriyle çelişen, halkı “aptal” yerine koyan açıklamalar.
Keşke çıkıp, “ Bütçeyi, yedik, içtik; yedirdik içirdik, orantısız nüfus akışına dur diyemedik; oy kaygısıyla, otellerden v.s elektrik su parası tahsil etmedik, üstüne vergi borçlarını da sildik; Devlet Daireleri olarak zaten kendi kullandığımız elektriği ödemiyoruz, halkın da canını çıkardığımız için faturalarına yansıtamadık, o yüzden gidip dilendik” deseydiniz de, biz de yaptıklarınızı değil ama dürüst oluşunuzu alkışlasaydık.
Öyle, “çarşıdan karpuz almıştım, eve gelince çilek çıktı ama evdekiler üzüm diye yediler, halka da ayva kaldı” gibi açıklamalarla bulunduğunuz mevkiye saygısızlık yapmasaydınız.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.