Bu yaz sıcak geçecek.
Bu yaz yollar kapanacak.
Jeneratör sesleri duyulacak uzun uzun.
Devlet dairelerinde işiniz varsa hiç ümitlenmeyin işleriniz olmayacak.
Müneccimlik yapmıyorum.
Ama geleceği görür gibiyim.
Bu yaz, daha çok vatandaş denize gidecek.
Ancak bu yaz, daha çok eylem de olacak.
Grevler ile ülkenin sallanması çok uzakta değil.
Sendikalar bu ülkeyi hükümetin başına yıkacak.
Yıkmalı da.
Dün Başbakan Hüseyin Özgürgün ilk kez lafı dolandırmadan açıkladı yeni hükümetin vizyonunu. Süslü laflar da sokuşturdu cümlelerinin arasına.
Meclis kürsüsünden dakikalarca okunan, sayfalar tutan hükümet programınının gerçek içeriğini TAK aracılığı ile 80 yaşındaki Ayşaba’nın anlayacağı şekli ile ifade etti.
Biraz kandırmacalı dile getirse de, köyün minarelerini gösterdi bize.
Özetle ne söyledi?
Özgürgün, “Özelleştirme” dendiği zaman halkta “peşkeş çekme veya satmak” gibi bir algı oluştuğunu, ancak bunun öyle olmadığını savundu.
Üstelik açıklamasında Güney Kıbrıs’ı örnek verdi Güney’in AB ülkesi olduğunu unutup, yani şeffaflığın AB kriterlerinin parçası olduğu gerçeğini gizleyerek, Güney’de özelleştirme yapıldığını ifade etti.
Devam etti Özgürgün “Bunun adını şöyle koyalım; halka düzgün güvenilir sağlıklı düzenli ve ucuz hizmetlerin ulaşabilmesini sağlamaktır özelleştirme”…
Özgürgün konuşmasının devamında limanlar, elektrik ve telekomünikasyon anlamında adımlar atmayı planladıklarını kaydetti.
Daha ne söylesin Başbakan?
Daha nasıl anlatsın hükümetin vizyonunu.
Başbakan konuşmasına şöyle devam etti;
“Ercan Devlet Havaalanı bu anlamda bir ilkti… Hatalar da yapılmıştır ama günahıyla sevabıyla bir ilkti ve tecrübe deneyimdi”.
Kuşkusuz kasa boşalınca, memurun 13. Maaş korkusu sarınca hükümeti Ercan’a sarıldı o dönem. Peşkeş değil dediler oysa bugün bile Ercan’da şabeli işlerin döndüğü gerçeği var. Bakan Ertuğruloğlu ile Omusdman’ın biribirine düştüğünü daha çok kısa bir süre önce görmedik mi?
“Şimdi o deneyim ve tecrübeden yararlanarak bir sonraki adımda o hataları tekrarlanmaması kaydıyla yolumuzdan da sapmadan devam etmeliyiz. Çünkü dünya gerçeği bu. En yakın örnek Güney’de” dedi Özgürgün.
Bir anda dünya devleti olduğumuzu hissettim bu açıklamalarda.
“Daha önce eğitim, sağlık, iletişim ve ulaştırma devlet elindeydi ama şimdi savunma dışında diğer alanlardan devletlerin tamamen çekildiğini ve özelleştirildiğini görüyoruz” dedi Başbakan.
Birden aklıma Doğa Koleji geldi. Hani boy boy reklamları dönen şu sıralar.
Hani Doğa diye çıkılan yolda Nişantaşı olan ve kimsenin kılını bile kıpırdatamadığı.
Bu arada DAK ve DAİ AB normlarında mı verilmişti Doğa Okullarına?
Nasıl güvensin bu halk sizin toplumun çıkarını düşündüğünüze?
Sayfa 6’da Emir’in röportajını okuyun derim.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.