Hayatımız boyunca edindiğimiz davranış biçimlerinin çoğunu 6 yaşına kadar kazandığımızı biliyor muydunuz? Peki, bu döneme babalar ne kadar dahil oluyor? Toplumumuzda 0-6 yaş arasında öncelikli bakımın annede olduğu, babanın biraz geri planda olabileceği algısı mevcut. Ancak babanın geri planda kalarak sadece otorite figürü olarak çocuk gelişiminde konumlanması "anneye yapışık çocuk" kavramını ortaya çıkarıyor.
Peki, sağlıklı bir baba-çocuk ilişkisi nasıl olmalı?
Çocuğun karakter gelişiminde babanın etkisi nedir?
Babanın tavrı çocuğun geleceğini nasıl şekillendiriyor?
Uzman Psikolog Seda Aydoğdu'ya bu soruları yönelttik.
Çocuğun babası ile kurduğu ilişki ne kadar sağlamsa dış dünyayla ve diğerleriyle kurduğu ilişki de sağlıklı olacaktır. Baba ile kurulan ilişki dış dünyaya açılan kapıyı temsil eder. Baba kuralları ve otoriteyi temsil eden kişidir çocuğun hayatında ancak bu otorite ve yasa cezalardan ve yasaklardan arınmış bir şekilde çocuğu cesaretlendirip yön göstererek var olursa eğer kendine yetebilen ve dış dünyayla sağlıklı bir ilişki içerisinde olan bir gelişimin desteklenmesini sağlamış olur.
Uzman Psikolog Seda Aydoğdu
Çocuk gelişiminde babalar geri planda kalırsa...
Çocuklar hayata ilk basamaklarını anneleri sayesinde atıyor, büyüdükçe baba ve toplum sevgisiyle gelişimlerine devam ediyor. Uzman Psikolog Seda Aydoğdu bu noktada anneyle çocuk ilişkisini şöyle tanımlıyor:
"Anne ile kurulan ikili ilişki, sağlıklı bir şekilde anne baba ve çocuğun olduğu bir üçlü ilişki kurmaya geçiş dönemini simgeler."
Anneyle bağın babayla çocuk ilişkisini geri plana atması toplumumuzda sıkça görülen, hatta kabul görmüş bir durum. Peki, bu durum ne kadar sağlıklı? Babanın geri planda olması “anneye yapışık” bir diğer deyişle "anneye bağımlı" çocuklar yetişmesine zemin hazırlar mı? Bu soruyu Seda Aydoğdu'ya yöneltiyoruz.
"Aile dinamikleri çerçevesinde bakıldığında ve sağlıklı bir çocuk yetiştirme modeli göz önüne alındığında babanın geri planda olması değil aksine anne baba birlikteliği uzmanlar olarak bizlerin en çok önem verdiği ebeveyn tutumları içerisinde yer almaktadır. Anne ve baba çocuğun hayatında sağlıklı bir şekilde rol aldığında, tutarlı ve istikrarlı bir ilişki kurulduğunda çocuk yetiştirmek için ideal bir ebeveynlik tutumu benimsenmiş olmaktadır. Bu sayede çocuk ne anneye yapışık olacaktır ne de babadan korkup kaçacaktır aksine özgüveni yüksek bir çocuk yetiştirmenin temeli atılmış olacaktır."
Çocuğun karakter gelişiminde babanın etkisi nedir?
Ebeveynlerin tutumları çocukların karakter gelişiminde başrolü oynuyor. Dolayısıyla yanlış kurulan baba çocuk ilişkisi tamir edilmesi zor sonuçlar doğurabiliyor. Zira uzmanlara göre "baba" çocuğun dış dünyaya geçişini simgeliyor. Seda Aydoğdu çocuğun karakter gelişiminde babanın etkisini bakın nasıl anlatıyor:
"Çocuğun babası ile kurduğu ilişki ne kadar sağlamsa dış dünyayla ve diğerleriyle kurduğu ilişki de sağlıklı olacaktır. Baba ile kurulan ilişki dış dünyaya açılan kapıyı temsil eder. Baba kuralları ve otoriteyi temsil eden kişidir çocuğun hayatında ancak bu otorite ve yasa cezalardan ve yasaklardan arınmış bir şekilde çocuğu cesaretlendirip yön göstererek var olursa eğer kendine yetebilen ve dış dünyayla sağlıklı bir ilişki içerisinde olan bir gelişimin desteklenmesini sağlamış olur."
Sadece kural koyan, cezalandıran, ilişki kurmaktan uzaklaşan mesafeli baba çocuğunun dış dünya ile ilişkilerinde kendisini güvensiz hissetmesine neden olur.
Sadece kural koyan baba mı, çocukla oyun oynayarak kaliteli vakit geçiren baba mı?
Özgüven, kararlılık, kendini ortaya koyabilme... Sağlıklı bir baba-çocuk ilişkisinin çocuğa kazanımlarından sadece bazıları... Peki, bu ilişki doğru şekilde nasıl kurulur? Sadece kural koyan, cezalandıran baba figürü, bu kazanımlardan çocukları ne kadar uzaklaştırıyor?
"Sadece kural koyan, cezalandıran, ilişki kurmaktan uzaklaşan mesafeli baba çocuğunun dış dünya ile ilişkilerinde kendisini güvensiz hissetmesine neden olur. Eleştiren baba zamanla eleştiren bir iç ses haline gelebilir. Bu yüzden sadece eleştiren değil aynı zamanda cesaretlendiren, yol gösteren ve teşvik eden bir baba çocuğunun hem gelişmesine hem de diğerleriyle sağlıklı bir ilişki kurmasına yardımcı olur."
Baba ile kurulan ilişki iç sesimizin bir versiyonu olan eril sesi oluşturur. Yetişkinlik dönemindeki partner seçiminde büyük rol oynayan bu iç ses çocuklarımızın nasıl bir ilişki dinamiği içerisinde yer alacağını da belirtir. İkili duygusal ilişkilerin belirleyicisi olan bu ses aynı zamanda otorite karşısında konumu da belirleyen bir hale gelebileceğinden ötürü sadece romantik değil sosyal hayat ve iş hayatı gibi birçok ilişki içeresinde de belirleyicidir."
Rutinler çocukların hayatı için çok önemli. Aile ne kadar rutine bağlı olursa çocuk da aslında hem dış dünyayla olan ilişkisinde, hem babayla olan ilişkisinde bu düzeni, bu dengeyi kurmuş olur.
Anne ve babalara tavsiyeler: Anneler babaya alan açmalı
"O yapamaz, anne olarak çocuğun ihtiyaçlarını en iyi ben karşılarım"
Babaların çocuk bakımındaki yeterliliğine dair kaygı ve şüpheler aslında baba-çocuk ilişkisini sekteye uğratabiliyor. Seda Aydoğdu da bu noktaya değinerek; "Anne bazen babaya çok fazla alan açmıyor. Babanın çocuğun ihtiyaçlarını karşılayamayacağını ya da yeterince hassas ilgilenemeyeceğini düşünüyor" diyor. Aydoğdu sözlerini şöyle sürdürüyor:
"Ama babalık çoğunlukla öğrenilen bir süreç ve babaya alan açılması çocukla beraber ikili bir ilişki kurması çok önemli. Bu yüzden annenin de biraz deşarj olabilmesi için geri plana kayıp baba çocuk aktivitelerine destek olması oldukça önemli."
Yoğun çalışan babalar ise çocuklarına vakit ayırmakta zorlanabiliyor. Bu noktada önemli olan "çok" değil "kaliteli" vakit geçirebilmek.
"Bu durumda en azından belli rutinlerin oluşturulması, haftada bir saat mesela baba çocuk oyun günü, film günü, çizgi film günü olabilir. Mutfakta beraber bir şeyler hazırlama günü olabilir. Yani illa dışarıya çıkmalı, çok vakit harcamalı şeyler değil, evde de minimalize edilmiş, ama mümkün mertebe bir standarda oturtulmuş şeyler olabilir. Çünkü rutinler çocukların hayatı için çok önemli. Aile ne kadar rutine bağlı olursa çocuk da aslında hem dış dünyayla olan ilişkisinde, hem babayla olan ilişkisinde bu düzeni, bu dengeyi kurmuş olur.Sadece babayla değil, aynı zamanda anne-baba-çocuk günü, bir üçgen ilişkide çocuğun görmesi ve çocuğun üçüncü konumda kalabilmesi bizim için çok kıymetli oluyor. Zaten bunlar sağlandığı zaman da çocuk anneye çok yapışmamış oluyor."
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.