Bağımsızlık Yolu Lefkoşa Bölgesi Örgütlenme Sorumlusu Cansu N. Nazlı kadın cinayetine verilen 30 yıl hapis cezasına ilişkin sosyal medya hesabından açıklamada bulundu.
Nazlı açıklamasında, kadın katilinin cezalandırılmasının önemine vurgu yaparken, kadına şiddet e tacizin günbegün arttığı coğrafyamızda, kadına yönelik şiddeti önleyici bir mekanizmaların yoksunluğunun bu adada yaşayan tüm kadınların can güvenliğini tehdit etmeye devam ettiğinin altını çizdi.
Ayrıca Nazlı, şiddet gören kadınların başını sokacağı bir çatının hala devlet tarafından açılmadığını ifade ederek, sağlanan adli yardımın özel sektör emekçisi bir kadın için yeterli olmadığını ve parça parça önlemlerle bu işin çözülmeyeceğini, sorunların AB fonlarıyla değil her alanda uzun soluklu politik bir mücadeleyle çözmenin mümkün olabileceğini vurguladı.
Açıklama şöyle:
Gülbahar’ı öldürmekten yargılanan Fatih Çıkrıkçı’ya bugün 30 yıl hapis cezası verildi. Kızkardeşimizi geri getirmeyecekse de kadın katilinin yargılanıp cezalandırılması elbette önemli. Ancak hemen her gün gazeteler kadınların taciz edildiği, şiddete uğradığı haberleriyle doluyken kadına yönelik şiddeti önleyici bir mekanizmanın yoksunluğu bu adada yaşayan tüm kadınların can güvenliğini tehdit etmeye devam ediyor.
Aramızdan alınan kız kardeşlerimizin yarısından çoğunun öldürülmeden önce tehdit edildiği yahut şiddet türlerinden birine maruz kaldığı yönünde, polis tarafından ciddiyetle takip edilmeyen şikayetleri bulunuyor.
Devlet tarafından şiddet gören kadınların başını sokacağı bir çatı hala açılmıyor. Asgari ücretli bir kadına vatandaşsa adli yardım sağlanabiliyor artık, ama özel sektör emekçisi bir asgari ücretliden belirli periyotlarda mahkemeye gelmesini istemekten çekiniyoruz.Zaten hiçbir şeye yetişmeyen maaşını da kaybetmemek için devamlı izin alarak işini tehlikeye atma lüksleri yok özel sektör emekçisi kadınların, şiddete maruz kalmış olsalar bile. Adli yardım sağlanıyor sağlanmasına da, aldığı ev kirasına ve çocuğun etüdüne harcandıktan sonra eline bir şey kalmıyor. Diyeceğim o ki, kadına yönelik şiddeti önlemek, kadınları şiddetten korumak istiyorsa devlet parça parça önlemlerle bu iş çözülmeyecek. Şiddet önleme merkezleri, sığınma evleri, polislerin eğitilmesi ne kadar gerekli olsa da, yetmeyecek.
Kamusal ücretsiz kreş ve etüt merkezleri de gerekecek, karşılanabilir kira bedelleri için devlet kontrolü de, güvenceli iş de gerekecek, temel ihtiyaçları karşılamaya yetecek bir asgari ücret tespiti de. Bu sorunların kısa dönemli ab fonları yahut kadın emekçileri güvencesiz şekilde 2 kuruşa çalıştıran şirketlerin sponsorluğuyla çözülemeyeceği ortadadır. Kadına yönelik şiddet dediğimiz beladan kurtulmamız her alanda uzun soluklu politik bir mücadeleyle mümkün, bu yolun kestirmesi yok!
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.