Bilimsel araştırmalara göre bağırsak ve beyin arasında direkt bir iletişim var. Dolayısıyla bağırsaklarımız psikolojimizi olumlu ya da olumsuz yönde etkileyebiliyor. Peki bu nasıl oluyor? İşte Gastroenteroloji Uzmanı Doç. Dr. Resul Kahraman'ın konuyla ilgili açıklamaları…
Sinyaller beyne çok hızlı ulaşır
Bağırsakların bağımsız sinir sistemine Enterik Sinir Sistemi (ENS) adı verilir. Enterik Sinir Sistemi merkezi sinir sisteminden bağımsız çalışabilir ve sadece sindirim sistemini düzenlemekle görevlidir. Bağırsaklardaki enterik sinir sisteminde tüm sindirim sistemini saran 100 milyondan fazla sinir hücresi bulunur. Bu sistem beynimizde bulunan hücrelerle benzer iletişim iletişim özelliğine sahip olduğu için bağırsaklarımız ‘ikinci beyin' olarak da adlandırılır. Bağırsağın beyne ulaştırdığı sinyaller, beyinden alınan sinyallerden neredeyse 10 kat fazladır. Beyin ve bağırsak arasındaki bu bağlantı, sindirimimizi, ruh halimizi ve düşünme şeklimizi daha hızlı etkilemektedir.
İşte probiyotiklerin gücü
Bağırsaklarımız bakteriler, virüsler, mantarlar dahil olmak üzere trilyonlarca mikroorganizmaya ev sahipliği yapar. Eğer bağırsak yüzeyinizde faydalı bakteriler nam-ı değer probiyotikler fazlaysa bağırsaklarınız sağlıklıdır. Dolayısıyla siz de sağlıklı olursunuz. Üstelik vücutta salgılanan serotonin (mutluluk) hormonunun yüzde 95'i faydalı bakteriler tarafından üretilir. Bağırsakta oluşan serotonin de sinirsel iletişimde rol oynayan maddelerle beynimizi etkileyerek genel ruh halimizi pozitife döndürür. Yani bağırsaklarınız mutluysa siz de mutlu olursunuz.
Prebiyotikleri de unutmayın
Prebiyotikler faydalı bakterilerin yani probiyetiklerin besin kaynaklarıdır. Bu nedenle prebiyotik alımını artırmak bağırsak sağlığını olumlu yönde etkiler. Meyve, sebze, tohumlar, kabuklu yemişler, kepekli tahıllar, baklagiller gibi besinleri parçalayan faydalı bakterilerin oluşturduğu kısa zincirli yağ asidi bütirattır. Bütirat sadece bağırsaklarınızı mutlu etmez, beyninize de fayda sağlar. Bütirat, bağırsak mukoza hücreleri için ana yakıt kaynağıdır. Bağırsak bariyerini güçlü ve sağlam tutmaya yardımcı olur. Ayrıca ruh halini bozan bağırsaklardaki iltihaplanmayı da önlemeye yardımcı olur. Bütiratın yeni beyin hücreleri gelişimine yardımcı olabileceği gösterilmiştir. Bağırsaklarınızdaki bütirat üretimini arttırmanın yolu meyveler, sebzeler, kepekli tahıllar ve baklagiller gibi bağırsak bakterilerinize doğrudan besin sağlayan prebiyotik yiyecekleri tüketmekten geçmektedir. Bu nedenle, prebiyotik alımınızı artırın.
Bu belirtiler varsa bağırsağınızda zararlı bakteriler artmış olabilir
1) Hazımsızlık, şişkinlik
2) İshal
3) İrritabl (Hassas) Bağırsak Sendromu
4) Kabızlık
5) İştah kaybı veya olağan dışı açlık
6) Mide bulantısı
Depresyon ve kaygı gibi sorunlar yaşıyorsanız dikkat!
Bağırsaklarda kötü bakterilerin çoğalması durumunda ise bağırsak mukozası bozulur ve bağırsak geçirgenliği artar. Dolayısıyla vücuda zararlı maddelerin girişi kolaylaşır. Zararlı maddelerin bazıları kan beyin bariyerini de aşarak beyin fonksiyonlarını etkileyebilir. Bu durum da kaygı, keyifsizlik, depresyon ve hafıza problemleri gibi sorunlara yol açabilir.
Nasıl beslenmeliyiz?
1 – LİF
Lifli gıdalar tüketmek, hafızayı ve genel ruh halini iyileştirir. Bağırsak mikrobiyotasını da destekleyerek iltihaplanmayı ve hücrelerdeki dengesizlik sonucu oluşan stresi azaltır. Lif içeriği yüksek yiyecekler arasında baklagiller, yulaf, fındık, bitter çikolata, meyveler ve sebzeler bulunur.
2 – D VİTAMİNİ
D vitamini, bağırsak florasını (bağırsak yüzeyinde yaşayan bakterilerin tümü) düzenler ve iltihap içeren hastalıkları azaltır. D vitamini içeren bazı yiyecekler arasında yumurta sarısı, ton balığı, somon balığı, portakal suyu ve güçlendirilmiş süt bulunur.
3 – PROTEİN
Proteinden zengin beslendiğimizde bağırsak floramızdaki faydalı bakterilerin sayısı artar. Bu da ruh halini iyileştiren serotonin üretimi nedeniyle depresyon hissini azaltır. İyi protein kaynakları arasında yumurta, yoğurt, yağsız et, hindi, tavuk, balık, brokoli, yulaf ve fındık bulunur.
4 – OMEGA-3
Omega-3 yağ asitleri de faydalı bakterilerin sayısını artırır. Bu da hafızayı, bilişsel işlevi güçlendirmeye ve şeker isteklerini azaltmaya yardımcı olur. Ceviz, keten tohumu, somon, sardalya ve uskumru, Omega-3 açısından zengindir.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.