Kıbrıs Türkleri olarak bizler, yıllarca zulüm altında yaşadıktan sonra azim ve kararlılıkla yürüttükleri varoluş mücadelesini, Anavatan Türkiye’nin 20 Temmuz 1974 Mutlu Barış Harekatı sayesinde başarıya ulaştırdık.
Özgürlüğümüze kavuşmanın ardından Kıbrıs’ın yeniden birleşmesi için yıllarca çaba göstermemize rağmen Kıbrıslı Rumların uzlaşmaz tavrı nedeniyle tüm çabalarımız boşa çıktı. Bu nedenle Kıbrıs Türkü, dünya üzerindeki tüm halkla verilen self-determinasyon hakkını kullanarak, ada üzerindeki varlıklarını pekiştirmek için 15 Kasım 1983’te KKTC’yi ilan edilmiştir.
İşte bu gün, Kıbrıs Türklerinin dünyaya verdiği açık bir mesajdı: Bu ada üzerinde azınlık olmayacağız, kendi kaderimizi belirleme hakkıyla kurduğumuz bağımsız ve egemen devletimiz, sonsuza dek yaşayacaktır.
1983’ten bu yana geçen 39 yıl içerisinde, Kıbrıs’ın yeniden birleşmesi için sayısız çaba ortaya konmuş ancak Kıbrıslı Rumların gücü paylaşmak istememeleri ve Kıbrıs Türklerini azınlık olarak görmeleri nedeniyle bu çabalar da sonuç vermemiştir. Kıbrıslı Rumların bu tavrının ve Kıbrıs Türküne bakışının değişmeyeceğinin anlaşılması sayesinde de iki eşit egemen devlete dayalı çözüm politikası izlenmeye başlanmıştır. Bu sayede bundan sonra Kıbrıs Türkü olarak yapacağımız, önümüze bakıp KKTC’nin güçlenmesi ve kendi ayakları üzerinde durabilmesi için var gücümüzle çalışmaktır.
Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Sn. Recep Tayyip Erdoğan’ın bu yılki BM Genel kurulunda dünya devletlerine yaptığı “KKTC’yi tanıyın” çağrısı ve ardından KKTC’nin Türk Devletler Teşkilatına gözlemci üye olarak kabul edilmesi, Türkiye Cumhuriyeti ile KKTC’nin kararlılığının, Kıbrıs’taki statükonun yıkılışının ve yeni bir sürecin başlangıcının göstergesidir.
Anavatan Türkiye’nin de desteği ile Kıbrıs Türk’ü, kurduğu devlet ile dünyada hak ettiği yeri alacaktır. Her ne kadar da buna inanmayanlar olsa da, gerekli azmi ve dirayeti gösterdiğimiz, herhangi bir mazerete yer vermeyecek şekilde yorulmadan çalışmaya ve üretmeye devam ettiğimiz sürece, başarıya ulaşmamamız için herhangi bir neden yoktur. Tek yapmamız gereken KKTC’ye her alanda, her platformda ve kendi içimizde da sahip çıkarak onu yaşatmaktır.
Bu vesile ile bugünleri görebilmemiz için canını düşünmeden feda eden aziz şehitlerimizi, liderimiz Dr. Fazıl Küçük’ü ve Kurucu Cumhurbaşkanımız Rauf Raif Denktaş’ı saygı ve minnetle anar, kahraman gazilerimize ve KKTC’nin bu günlere gelebilmesi için fedakârca emek harcayan herkese teşekkürlerimiz sunarım.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.