Son günlerde FETÖ ile yatıyor ve FETÖ ile kalkıyoruz. Sanırım birçoğumuz da rüyamızda artık FETÖ’yü görmeye başladık. CIA ile birlikte okulları vasıtasıyla kara para olduğu öne sürülen 25-28 Milyon doları akladığı öne sürülen Fetullah Gülen’in Türkiye’ye iade edilmesi bekleyenlerin, Analarından öpücük beklediğini bilmem söylemekte fayda varmı?
Neyse FETÖ’nün bazı köklerinin KKTC’de de olduğunu daha önce birçok kez dile getirmiştik. Hatta bu konuda Başbakanlıkta bir toplantı yapıldığını ve listenin masaya yatırıldığını da belirtmiştik. Türkiye’de kapatılan iş adamlarının kurduğu bir derneğin kapatıldığını bu derneğe bağlı KKTC’de de iş adamlarının kurduğu bir dernek olduğuna da vurgu yapmıştık.
Bunları geçtik ama Sabah Gazetesinin haberini inanın es geçemedik. Sabah Gazetesinin, KKTC Merkez Bankası Başkanı Bilal San’ın kızının FETÖ’nün gizli haberleşme programı Bylock listesinde isminin çıkması bizi şok etti. Baş nereye giderse ayakta oraya gider diyenlere yok be gardaş o kadar da değil demek isterim. Ancak Bylock’u ben indirmedim. 6 yıldır bu numarayı eşim kullanıyor diyen başkanın kızına da ateş olmayan yerde de duman çıkmazdemeden geçemeyeceğim.
KKTC Merkez Bankası Başkanının, Bylock listesinden çıkan kızı ile ilgili neler söyleyeceğini, nasıl bir savunma yapacağını merak etmiyorum. Çünkü o birileri gibi yaptıysa cezasını çeksin deyip, ellerini yıkayacak ve ben temizim beni enterese etmez diyeceğinden adım gibi eminim.
**
KKTC’nin olmazsa olmaz kuruluşlarından biriside Kıb-Tek’tir. Faturası el yakıyor. Cebe koyunca cebi darmadağın ediyor dediğimiz Kıb-Tek’te, çok iyi yöneticiler olmasına karşın disiplin ve sorumluluk yerlerde sürünüyor. Yönetim Kurulunun bir birisine bayda atmaya çalıştığı, ihale komisyonuna girme kavgası yaptığı bir Elektrik Dairesinde, Cereyan fiyatı elimizi yakarken, yerlerde sürünen yönetimsizlik de yüreğimizi damgalıyor.
Kaymaklı’da dün arıza nedeni ile cereyan kesilmişti. Biz göz, gez, arpacık hedefteyiz ya acaba bize mesaj gelmeden bizim cereyanın kellesini bumburo götürdüler mi diye düşünürken Sanayi Bölgesindeki çek – point’in yolunu tuttuk. Borcumuza bilgisayardan bakın ödeyelim dedik. Oradaki görevli bilgisayar şifreli olduğu için açamam dedi. Bir başka arkadaşı çağırdı. O da bilgisayara baktıktan sonra sabahtan beri bunu neden açmadılar be deyip yerinden hışımla kalktı. Ben şimdi bilgisayarı kafama geçirecek diye düşünürken o öfke ve sinirle odadan çıktı gitti.
Sevgili dost Hüseyin’i arayıp borcumuzu öğrendik. Hava paramızı ödeyip oradan çıktık. Ancak Elektrik Dairesine dayıları vasıtası ile alınan bazı şımarık burnu kaf dağında olan çalışanlara değinmeden geçemeyeceğim. Veznelere gidersiniz ikisi çalışır beşi durur. Elektrik kesilir arızayı ararsınız telefonu kaldırdıkları için saatlerce telefon meşgul verir.
Elektrik özelleştirilmesin tamam ama Kanuniler de yaratmasın. Başını acemi berbere teslim eden cebinden pamuğunu eksik etmez tamam da, dayıları tarafından işe alınan ve kendini erişilmez sanan yeni yetme buğdaycıkların kulacıkları da çekilmeli değil mi?
Sunat Atun, Türkiye’den elektrik getirilecek diyor. Yenilenir enerjiden daha çok faydalanılmalı açıklamasında bulunuyor. Eskiden kulaklarımızı tırmalayan bu söylemler şimdi bana daha çok sempatik gelmeye başlıyor.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.