25 kuruşluk poşete bir yılda 370 milyon lira ödendi
Paralı poşet uygulamasına geçilen 2019 yılında tüketicinin cebinden 370 milyon lira çıktı. Poşetten gelen bu paranın 278 milyon lirası devletin kasasına gitti, 92 milyon lira da market kazandı.
Market ve mağazalarda geçen yıl 1.5 milyar adet paralı poşet satıldı. Bu satıştan Çevre Bakanlığı 222 milyon TL, Maliye 56 milyon TL gelir elde ederken, marketlerin kasasına da 92 milyon lira girdi.
Paralı poşetin bir yıllık kazanç bilançosu, Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum’un CHP Milletvekili Ömer Fethi Gürer’in yazılı soru önergesine verdiği yanıtla ortaya çıktı.
Sözcü'den Erdoğan Süzer’in haberine göre Kurum verdiği yanıtta, 2019 yılında yaklaşık 1.5 milyar adet poşetin paralı satıldığını ve bakanlık olarak bu satıştan 221 milyon 681 bin lira geri kazanım katılım payı elde ettiklerini belirtti.
'Poşet kullanımı yüzde 78 oranında azaldı'
Geçen yıl 25 kuruşluk poşet parasının 15 kuruşu Çevre Bakanlığı’na, yaklaşık 6.2 kuruşu marketlere ve yaklaşık 3.8 kuruşu da vergiye gidiyordu. Bakanlık, yüzde 22’lik vergi zammını ise bu yıl poşete yansıtmayarak, market payını düşürdü.
CHP'li Gürer, Çevre Bakanı Kurum’un paralı poşet sayesinde poşet kullanımının yüzde 78 oranında azaldığını söylediğini, ancak bunun gerçek durumu yansıtmadığını belirtti.
Gürer, “Çünkü marketlerde poşetler küçülmüş ve kalitesizleşmiştir. Artık bir poşet yerine en az 3-4 poşet kullanılması gerekiyor” dedi.
Özel bir banka, KHK ile ihraç edilen doktorun hesap açmasına izin vermedi. BDDK Hakem Heyeti de, "Banka istediği kişiyle çalışmakta özgürdür" diyerek doktorun başvurusunu haksız buldu.
KHK'lı olduğu için sigorta şirketinin ödeme yapmadığı memur, KHK'lı olduğu için adına gönderilen havaleyi bankadan alamayan öğretmen haberlerinden sonra yeni bir mağduriyet haberi geldi.
Gazete Duvar'dan Hacı Bişkin'in haberine göre, KHK ile ihraç edilen doktor özel bir bankadan hesap açtırmak istedi. Ancak banka, doktorun KHK’lı olması gerekçesiyle hesap açtırmadı.
Bunun üzerine bankaya dilekçe yazan doktora, yine ‘ret’ yanıtı geldi. Doktor pes etmeyerek bu kez de Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu Hakem Heyeti’ne başvuruda bulundu.
'Banka kiminle çalışıp çalışmayacağına karar vermekte serbesttir’
Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu Hakem Heyeti doktorun başvurusuna, ‘Banka kiminle çalışıp çalışmayacağına karar vermekte serbesttir’ diye yanıt verdi. Bu yanıtın ardından doktor, çalıştığı özel kurumla banka arasında imzalanan sözleşmeyi hatırlatarak, bulunduğu ilçedeki tüketici hakem heyetine başvurdu.
Başvuruda, “Banka işyeri ile yaptığı sözleşmenin gereğini yerine getirmiyor, her işçiye hesap açmakla yükümlü olduğu halde bana açmıyor” denildi.
'Fakat KHK’lıyım, özürlüyüm'
Adına hesap açtırılmayan doktor tepkisini şu sözlerle dile getirdi: “Bana bunu uygulayan banka kısmi Avrupa Birliği üyesi olan bir ülkeye ait şirket. Şüphesiz bu insanların insan haklarına yaklaşımı bizimkilere göre çok daha üstündür. Konunun tepe yönetimi tarafından duyulması ile birlikte bu sorunun Avrupa standartları ile çözeceğine inanıyorum. Benim tek kuruş dahi kredi kartı borcum yok. Bir bankanın kaçırmayacağı müşteri pörtföyüne uyan bir kişiyim. Fakat KHK’lıyım, özürlüyüm.”
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.