Başbakan Ahmet Davutoğlu, TUBİTAK'ın AR-GE toplantısında konuştu. Davutoğlu, PKK'ye destek vermek için bir bildiri yayınlayan akademisyenlere neden PKK'yı eleştirmediklerini sordu.
Başbakan Davutoğlu, Diyarbakır'ın Çınar ilçesindeki patlamaya ilişkin, "Saldırıyı şiddetle kınıyorum. Saldırı sonucunda bir emniyet görevlimiz şehit düşmüş, 5 sivil vatandaşımız vefat etmiş, 6'sı emniyet görevlisi olmak üzere 39 vatandaşımız yaralanmıştır. Saldırıda ölen vatandaşlarımıza Allah'tan rahmet, yaralılarımıza acil şifalar diliyorum" dedi.,
İşte Davutoğlu'nun konuşmasından satırbaşları;
Ar-Ge ve tasarım merkezlerinde istihdam edilecek temel bilimler mezunlarının maaşlarının brüt asgari ücret kadarlık kısmını, iki yıl süreyle devlet olarak biz karşılamaya başlıyoruz. Firmalarımızın ortak proje yapmasını teşvik etmek amacıyla rekabet öncesi işbirliği projelerine destek sağlamaya başlıyoruz. Bu firmalara hem gelir vergisi stopajı, damga vergisi istisnası, vergi ve sigorta indirimi gibi vergisel destekler sağlayacağız hem de diğer desteklerimizle önlerini açacağız.
"TERÖRÜN HASMI İNSANLIKTIR"
Daha önce Madrid'de, Paris'te, Ankara'da, Suruç'ta olduğu gibi bu saldırılarda da gördük ki terör insanlığa düşmandır ve terörün hasmı bütün insanlıktır. İnsanlık olarak terörün her türlüsüne karşı ortak bir tavır göstermemiz, teröre karşı birlikte mücadele etmemiz artık bir zarurettir. Türkiye olarak kimden gelirse gelsin, kime yönelirse yönelsin, nerede gerçekleşirse gerçekleşsin, hangi gerekçeye dayanırsa dayansın terörün her türlüsüne karşı mücadelemizi sürdüreceğiz. Bir yandan terörle mücadelemizi sürdürürken aynı zamanda terörün beslendiği kaynakları da birer birer kurutmaya kararlıyız.
"KAN DÖKEN TERÖR ÖRGÜTÜ İÇİN TEK BİR CÜMLE KURMAYAN..."
Bu bildiriye yansıyan provokatif dil, fikir özgürlüğü kapsamında değerlendirilemez. Zira ben bu bildiriyi, tek tek harfine, virgülüne kadar düşünerek okudum. Kafamı iki elimin arasına alarak bu bildiriye imza atan, bir kısmını da şahsen tanıdığım akademisyenlerin psikolojilerini anlamaya çalıştım. Büyük üzüntü, hicap duydum. Demokratik hukuk devletinde yaşayan vatandaşlar olarak, aydınlar olarak böylesine tek yanlı, böylesine şiddet ve terörü mazur görüp meşru düzeni korumaya çalışanları insafsızca eleştiren bir yaklaşımın nasıl sergilenmiş olduğunu ciddi bir şekilde hepimizin düşünmesi lazım. Sayısız cinayet işleyen, kan döken terör örgütü için tek bir cümle kurmayan, korsan örgüt bildirilerine imza atan, devletin bölge halklarına katliam uyguladığından söz eden bir bildiri, hiçbir meşru, hukuki, insani mülahaza içermemektedir.
"DÜN GECE 5 AYLIK BEBEĞİ KATLEDEN..."
Net olarak soruyorum; bildirinizde terör örgütünden tek bir kelime bahsetmiyorsunuz. Terör örgütünün bu eylemlerini benimsiyor musunuz? Dün gece 5 aylık bir bebeği katleden bu terör örgütünün eylemlerini benimsiyor musunuz? Benimsemiyorsanız yeni bir bildiriyle bunu açıklamanız lazım.
Aydın olmak, demokrasiyi savunmak önce demokratik yöntemleri savunmakla olur. Tekrar soruyorum. Daha bugün gece yarısı emniyet lojmanlarını ve lojmanların etrafındaki evleri hedef alan, biri 5 aylık olan 5 sivil ve bir emniyet görevlisi vatandaşımızın katledilmesine sebebiyet veren bir terör örgütünün arkasında niçin hizalanıyorsunuz? Niçin bu terör örgütüne dönüp, bütün o bildiride, altına imza koyduğunuz bildiride bir eleştiri getirmiyorsunuz?
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.