Başçeri, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Eylül ayında Birleşmiş Milletler Genel Kurulunda, Birleşmiş Milletler prensipleriyle çelişir şekilde, ambargolarla dünyadan koparılmaya çalışılan Kıbrıs Türklerine yönelik zulme son verilmesi ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin tanınması yönünde yaptığı tarihi çağrının, politikalarının ana eksenini oluşturduğunu ifade etti.
29 Ekim Cumhuriyet Bayramı kutlamaları Türkiye Cumhuriyeti Lefkoşa Büyükelçisi Ali Murat Başçeri’nin BRT’de yaptığı konuşma ve 21 pare top atışıyla başladı.
Başçeri, geleceğin teminatı, bağımsızlığın sembolü Cumhuriyetin kuruluşunun 99. yıl dönümünü kutlamanın haklı gururunu yaşadıklarını vurguladı.
Başçeri, “Cumhuriyet Bayramı coşkumuzu, sevincini 1923 yılından bu yana tüm yürekleriyle paylaşan, bizimle birlikte bu mutlu günü kutlayan Kıbrıs Türk halkına teşekkür ediyorum. Milletimizin en büyük bayramı kutlu olsun.” dedi.
Anadolu’dan tamamen sökülüp atılmak istenen Türk milletinin dişiyle tırnağıyla, tüm ruhuyla verdiği milli mücadeleyi, kurduğu Cumhuriyetle yeni bir başlangıç haline getirdiğini ve taçlandırdığını belirten Başçeri, “Cumhuriyetimiz yaşadığımız onca badirelere, uğradığımız onca saldırılara rağmen 100. yılının eşiğine gelmiştir” dedi.
Üstesinden gelinen her badirenin, milletin azmini ve kararlılığını bileyen her başarının, büyük ve güçlü Türkiye Cumhuriyetine giden yolun yapı taşları olduğunu kaydeden Başçeri, ayağına takılmak istenen her çelmeden kurtulan ülkenin, eskisinden daha hızlı ve kararlı şekilde yoluna devam ettiğini vurguladı.
Konuşmasında Kıbrıs sorununa da değinen Başçeri, gelinen noktada, meselenin adil, kalıcı ve sürdürülebilir çözümünün, Kıbrıs Türk halkının müktesep hakları olan egemen eşitliğin ve eşit uluslararası statüsünün tescil edilmesinden geçtiğini vurguladı.
Başçeri, KKTC’nin bu yönde ortaya koyduğu iradeye desteklerinin tam olduğunu söyledi.
-“Uluslararası alanda dikkate alınan ve krizlere çözüm üreten bir ülke”
Türkiye’nin her geçen gün artan görünürlüğü, etkinliği ve rekabet gücüyle, bugün artık uluslararası alanda ve özellikle bölgesinde görüşlerine başvurulan, önerileri dinlenen, dikkate alınan ve krizlere çözüm üreten bir ülke olduğunu söyleyen Başçeri, şunları kaydetti:
“Ülkemiz, akil ve müşfik diplomasi anlayışıyla, bölgesinde ve ötesinde bir barış, refah ve istikrar kuşağı oluşturmakta, bölgesel ve küresel krizlerin çözümünde daima diyalog ve diplomasiyi ön planda tutmaktadır. Ülkemizin bu yaklaşımının örnekleri, Afganistan’dan Libya’ya, Filistin’den Güney Kafkasya’ya tüm kriz bölgelerinde yaşanmaktadır.
Son olarak, Ukrayna-Rusya savaşında da ülkemiz, kolaylaştırıcı rolüyle tarafları bir araya getirebilmiş, barış umutlarını canlı tutabilmiştir.”
Başçeri, Birleşmiş Milletler ile de iş birliği halinde, tahıl sevkiyatı konusunda “İstanbul Mutabakatı”nın hayata geçirilmesinin önemli bir diplomatik zafer ve tüm dünya için bir ümit kaynağı olduğunu vurguladı.
- “Türkiye, Kıbrıs Türk halkının yanında yer almaya devam ediyor”
Başçeri, Türkiye’nin, her zaman olduğu gibi, hak ve eşitlik mücadelesinde Kıbrıs Türk halkının yanında yer almaya, bu mücadelenin en anlamı eseri KKTC’nin daha da güçlenerek yoluna güvenle devam etmesine katkı sağlamaya devam ettiğini belirtti.
Büyükelçi Başçeri, Kıbrıs meselesinin çözümü için Türkiye ve KKTC’nin ortaya koydukları yapıcı çabaların bugüne kadar karşılığını bulamadığını söyledi.
Gelinen noktada, meselenin adil, kalıcı ve sürdürülebilir çözümünün Kıbrıs Türk halkının müktesep hakları olan egemen eşitliğin ve eşit uluslararası statüsünün tescil edilmesinden geçtiğini belirten Başçeri, KKTC’nin bu yönde ortaya koyduğu iradeye desteklerinin tam olduğunu vurguladı.
Ali Murat Başçeri, “Gerçekleri görmek isteyen herkesin, adada iki ayrı devlet, iki ayrı halk olduğunu bildiği ortadayken, Kıbrıs Türk halkının egemen eşitliğinin kabulü ve eşit uluslararası statüsünün tescil edilmesi, Doğu Akdeniz’in bu güzel adasındaki kalıcı ve sürdürülebilir bir çözümün ve dolayısıyla Doğu Akdeniz’deki istikrarın anahtarı olacaktır.” ifadelerini kullandı.
- “Doğu Akdeniz’de Türkiye ve KKTC’nin adil bir şekilde yer almadığı hiçbir denklemin barış ve istikrar üretemeyeceğini herkesin kabul etmesi gerekmektedir”
Doğu Akdeniz’de de yıllardır dayatılmak istenen maksimalist iddialara, oldubittilere kararlılıkla karşı durmaya birlikte devam edildiğini söyleyen Başçeri, şu ifadeleri kullandı:
“Doğu Akdeniz’de Türkiye ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin adil bir şekilde yer almadığı hiçbir denklemin barış ve istikrar üretemeyeceğini herkesin kabul etmesi gerekmektedir.
Sayın Cumhurbaşkanımızın Eylül ayında Birleşmiş Milletler Genel Kurulunda, Birleşmiş Milletler prensipleriyle çelişir şekilde, ambargolarla dünyadan koparılmaya çalışılan Kıbrıs Türklerine yönelik zulme son verilmesi ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin tanınması yönünde yaptıkları tarihi çağrı bu politikamızın ana eksenini oluşturmaktadır.
Türkiye, dayatmaları reddederek kendi kaderini çizme cesaretini gösteren, eşitlik temelinde özgür ve onurlu bir yaşam yolunu seçen Kıbrıs Türkü’nün der daim yanında yer alacaktır.
Omuz omuza, gönül gönüle sürdürdüğümüz varlık ve özgürlük mücadelesinde bugüne kadar kat edilen mesafenin temelinde, Türkiye ve Kıbrıs Türk halkının birlik ve bütünlüğünü muhafaza etmekte gösterdiği kararlılık ve başarı yatmaktadır.”
Başçeri, “Bugün bize düşen, yolumuza aynı inançla devam etmektir.” ifadelerini kullandı.
-“Cumhuriyetimiz sayesinde bugün haklı olarak büyük bir millet ve devlet olmanın gururunu yaşıyoruz”
Türkiye Cumhuriyeti’nin, aziz milletinin her bir ferdinin inançla yürüttüğü Kurtuluş Savaşı’nın sonucunda, vatan aşkı, egemenlik ve bağımsızlık hasretiyle oluşan en kıymetli hazine olduğunu belirten Başçeri, “Gelecek yıl 100. yılını kutlayacağımız Cumhuriyetimiz sayesindedir ki, bugün haklı olarak büyük bir millet ve devlet olmanın gururunu yaşıyoruz.” dedi.
Cumhuriyetin kuruluşuna varan kurtuluş mücadelesinde, yediden yetmişe kenetlenen, tek yürek, tek yumruk olan milletin, bugün de birlik, beraberlik ve kardeşlik içinde geleceğini inşa ettiğini kaydeden Başçeri, Millî Mücadele’yi zafere taşıyan, Cumhuriyete hayat veren ruhun, tıpkı 99 yıl önce olduğu gibi bugün de dipdiri yaşadığını vurguladı.
Başçeri, şu ifadeleri kullandı:
“Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün 29 Ekim 1923 günü Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde Cumhuriyeti ilan ederken işaret ettiği gibi ‘Türkiye Cumhuriyeti mesut, muvaffak ve muzaffer olacaktır.’
Bu anlamlı günde, başta Cumhuriyetimizin kurucusu Büyük Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve onun kahraman silah arkadaşları olmak üzere topraklarımızı vatan kılan tüm kahraman şehitlerimizi ve gazilerimizi, rahmet, minnet ve şükranla anıyorum.”
Başçeri, milli birlik, bütünlük ve bekanın teminatı olan Cumhuriyetin 99. yaşının kutlu olmasını dileğinde bulundu.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.