• BIST 9549.89
  • Altın 3005.805
  • Dolar 34.5348
  • Euro 36.0249
  • Lefkoşa 13 °C
  • Mağusa 17 °C
  • Girne 18 °C
  • Güzelyurt 13 °C
  • İskele 17 °C
  • İstanbul 17 °C
  • Ankara 11 °C

Başkanlık Sistemi İyi Mi? Kötü Mü? Çare Mi? (5)

Cenk DİLER

Geçtiğimiz dört bölümde, yazımızda, başkanlık sisteminin olmazsa olmazı tanımlayıcı unsurlarından, tarihçesinden, uygulandığı ülkelerden, daha iyi uygulanması için partilerin sahip olması gereken özelliklerinden bahsetmiştik. Bu sistemin de parlamenter sistemde olduğu gibi üstün ve zayıf olduğu söylenen yanları bulunmaktadır. Bugünkü yazımızın konusu başkanlık sisteminin üstün tarafları; Tufan Erhürman, “Çare Başkanlık Sistemi mi?” adlı eserinde (sf. 50-59), sistemin olumlu olduğu yönlerini şöyle sıralamaktadır:

  • Yürütme İstikrarı
  • Güçlü Yönetim
  • Hesap Sorulabilirlik

Burhan Kuzu da, Yeni Türkiye Dergisi’nde yayınlanan, “Neden Başkanlık Hükümeti?” adlı makalesinde, sistemin bu faydalı taraflarına açıklık getirmektedir (sf. 34-36). Yürütme İstikrarı: Kuzu, parlamenter sistemin çıkmazını koalisyonlar olarak görmektedir. Fransa örneğine de değinerek, Fransa’da 1958 öncesi 70 yılda 104 hükümet kuruluşundan hareketle bunun istikrarsızlığa yol açtığını belirtmekte, Türkiye’de ise, 1970-1980 yılları arasında 10 yılda 12 hükümet kuruluşundan bahsetmektedir. Hele 1973-1975 yılları arasında önce 115 gün, sonra 206 gün olmak üzere toplam321 gün Türkiye’nin güvenoyu alamamış hükümetlerle yönetildiğini vurgulayarak İSTİKRARSIZ YÖNETİMLERE dikkat çekmektedir. KKTC’de de koalisyon hükümetleri sayesinde neler yaşadığımız herkesin malumudur. Başkanın doğrudan halk tarafından ve belli bir dönem için seçildiğinden yürütme organının büyük istikrar göstermesi garantilenmiş olur. Her ne kadar parlamenter sistemlerde de, Büyük Britanya örneğinde olduğu gibi kabinenin çok istikrarlı olduğu rejimler varsa da, çoğunlukla koalisyonlar yüzünden kabinelerin pek işlemediği de bir vakıadır. Oysa başkanlık sistemi, başkanı yasama organından bağımsız kılmak, ona belli bir görev süresi tanımak ve halk tarafından seçilmek yoluyla, otoritesini meşrulaştırmak suretiyle, yürütmenin istikrarsızlığı ihtimalini ortadan kaldırmaktadır. Yine yürütmenin bir kez göreve geldikten sonra azledilemeyişi, diğer bir ifade ile konsensüs değişmelerinin kurumsal platforma yansımasının engellenişinin, hükümete istikrar ve politikalarına süreklilik sağladığı; ulusal yararın gerektirdiği durumlarda, hükümetin tarafsız, sınıflar üstü politikaları tavizsiz izlemesini kolaylaştırdığı, meclis üyelerinin oylarını, hükümetin düşmesine yol açma endişesi duymadan, parti disiplini ve SINIF ÇIKARLARI yerine “vicdanlarının sesine” uyarak, özgürce kullanmalarını imkan dahiline soktuğu belirtilir. Nihayet yürütmenin monolitik yapısının ise, kriz dönemlerinde ya da acil durumlarda, süratli ve dolayısı ile etkin müdahale imkanı sağladığına, homojen oluşu nedeni ile de, izlenecek politikalarda TUTARLILIĞI mümkün kıldığına inanılır. Güçlü Yönetim: Bu sistemin en bariz özelliği, GÜÇLER AYRILIĞI İLKESİNİ tam olarak gerçekleştirmiş olmasıdır. Ülkeyi kimin yönettiği çok açıktır. Sorumlu ve yetkilinin kim olduğu BELLİDİR. Bu modelde yasama, yürütme, yargı çok yetkilidir. YASAMA organı hem kanun yapma hem de bütçe gibi para ve harcama kalemlerini belirlemede MUTLAK YETKİLİDİR. Yürütmenin, yani başbakan olan başkanın ve onun sekreterleri konumundaki bakanların bu konularda hiçbir yetkileri YOKTUR. Bu modelde denetim, yetkilerin kullanımında karşılıklı olarak MUHTAÇ KILMA esası üzerine kurulmuştur. Evet, GÜÇLÜ bir yürütme vardır. Ancak bu güçlü yürütme sadece yasamanın çıkardığı yasaları uygulamada ve ayırdığı parayı harcamada yetkilidir. Oysa parlamenter modelde bu iki önemli yetki fiilen yürütmenin elindedir. Şu halde, başkanlık sisteminde yürütme, sürekli yasamanın eline bakar duruma getirilmiştir. Yasama, ayrıca bünyesindeki daimi komisyonlar aracılığı ile yürütmeyi sürekli DENETLEMEKTEDİR. Ayrıca bu yolla, yürütmenin ihtiyacı olan yasaları ve önceliklerini öğrenme imkânı elde etmektedir. Başkanlık sistemi taraftarlarına göre, sistemin dayandığı güçler ayrılığı esasının sağladığı bölünme, UZMANLAŞMAYI KOLAYLAŞTIRARAK, yönetimi etkinleştirir. Gücün bölünmesinin onu zayıflatarak, özgürlüklerin ihlalinin, güçler arasında kurulacak işbirliği ve karşılıklı FREN ve DENGE mekanizmaları ile sağlanacak dengenin, güçleri birbirine eşit ve rakip, “kıskanç” iktidarlara dönüşmesi ile keyfi yönetimin, sistemin öngördüğü “azınlık vetoları” aracılığı ile de, çoğunluk “istibdadını” engelleyerek, azınlıkların korunulacağına inanılır. Hükümetin, meclisin araya girmemesi anlamında doğrudan işbaşına gelişinin, konsensüs dengelerinin hassas ve görüş farklılıklarının “anlamlı” olduğu toplumlarda ve dönemlerde, hükümetin kurulamayışının neden olabileceği yönetim ve dolayısı ile otorite boşluğunun yaratabileceği sakıncaları engellediği, temsil ilişkisini daha doğrudan hale getirerek, halk egemenliği ve ulusal temsil fantaziyesini realiteye dönüştürdüğü, yürütme ve dolayısı ile onun aracılığı ile kullanılan devlet gücünün otoritesini sağlamlaştırıp, meşruiyetini arttırdığı, yürütmenin “kimliğini” doğrudan saptama hakkı veren bu yöntemin, halka, izlenecek politikaları da doğrudan onaylama ya da reddetme imkanı sağlayarak ve yürütmenin davranışlarını tahmin edilebilir kılarak, siyasal katılımı genişlettiği, kısaca, yönetimi DEMOKRATİKLEŞTİRDİĞİ ileri sürülür. Hesap Sorulabilirlik: Başkanlık sisteminin en olumlu ve çekici yönü, SORUMLU ve YETKİLİNİN kim olduğunun çok açık olarak belli olmasıdır. Bu durum demokratik bir sistemde oldukça önemli bir noktadır. Gerçekten yeni bir seçimde vatandaşın oylarını isabetli kullanabilmeleri ve tercihlerini tereddüt etmeden yapabilmeleri, bir önceki dönemde yapılan olumlu ya da olumsuz işlerden KİMLERİN ve HANGİ ÖLÇÜDE sorumlu olduklarının veya sorumlu olmadıklarının net olarak bilinmesine bağlıdır. Kısacası, bir önceki dönemde yapılan işlerin sevabıyla, günahıyla faturasının kime kesileceği bilinmelidir ki, demokrasilerde seçmenin aldatılması önlenebilir. İşte başkanlık modeli böyle bir faturanın bize sunulmasına imkân vermektedir. Dört ya da 5 yıllık icraatı çok net olarak görme fırsatı tanımaktadır. Oysa parlamenter rejimde genelde başvurulmak zorunda kalınan koalisyonlar, yetkileri muhtelif ellere dağıtmakta ve sorumluların bulunması güçleşmekte, yapılacak seçimde seçmen kararsız ve tereddüt içinde kalmaktadır. Başkanlık sisteminin olumsuz olarak düşünülen yönleri de yok mu? Tabii ki var. Onları da yarın irdelemeye çalışacağız. (Devam edecek)   İLGİNÇ BAKANLAR KURULU KARARLARI: Bakanlar Kurulu, TC Çevre ve Şehircilik Bakanı’nın daveti üzerine, 15-17 Ekim 2014 tarihleri arasında İstanbul’da yapılacak olan “Ekonomik İşbirliği Teşkilatı” (EİT) 5. Çevre Bakanları Toplantısı’na ülkemizi temsilen katılacak heyette yer alan Çevre ve Doğal Kaynaklar Bakanı Hamit Bakırcı, Bakanlık Müdürü Efsun Kaşif Salel , Çevre Koruma Dairesi Müdürü HasibeKusetoğulları ve Basın Danışmanı Burhan Canbaz için 1.800 TL. karşılığında temin edilen uçak biletleri, söz konusu toplantının ileri bir tarihe ertelenmesinden dolayı İPTAL edildiğinden, iptal sonucu oluşan 905 TL. tutarındaki cezanın bakanlık bütçesinden ödenmesini onayladı. Bakanlar Kurulu, ilansız İHALE ile Devlet İhale Tüzüğü 3(2) maddesi uyarınca, Karayolları Dairesi sorumluluğunda bulunan Anayol güzergâhındaki temizlik çalışmalarının Temizhan Ticaret Ltd. Sti.’ne 46.000 TL. karşılığında yaptırılmasını onayladı. Bakanlar Kurulu, ilansız İhale ile Devlet İhale Tüzüğü 3(2) maddesi uyarınca, Taşkent-Dikmen-Uluslararası Kıbrıs Üniversitesi arasındaki yolun tamir edilmesi için Mısra-Harfiyat İnşaat Nakliyet Şti. Ltd.’e 49.950 TL. ödenmesini onayladı. Bakanlar Kurulu, “Kavramlar Dünyası” ve “Sayılar Dünyası1” isimli kitapların basımı için ANKARA’da basım ve yayım hakkı olan, KÖK-E Yayıncılık Eğitim Ticaret Ltd. Şti.’ne Devlet İhale Tüzüğü 3(2) maddesi gereğince, 62.440 TL. ödenmesini onayladı. DİKKAT! DİKKAT! DİKKAT! İHALESİZ ALIM TEHLİKELİ VE ŞAİBELİDİR.          

  • Yorumlar 0
  • Facebook Yorumları 0
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Bu yazıya henüz yorum eklenmemiştir.
Yazarın Diğer Yazıları