Halkın Partisi Merkez Yürütme Organı üyesi avukat Ayşegül Baybars, son günlerde gündemi meşgul eden konularla ilgili açıklamalarda bulundu ve Halkın Partisi’nin vizyonunu anlattı. Ülkede kamu vicdanını derinden yaralayan müşavir sorununu kesin şekilde çözecek siyasi iradeye Halkın Partisi’nin sahip olduğuna dikkat çeken Baybars “hem bugün var olan müşavirler konusunda adım atıp bu adaletsizliğe son vereceğiz, hem de bundan sonra müşavir yaratılmasını hukuken önleyeceğiz” dedi. Baybars yüzden fazla kişinin “müşavir” statüsünü kazandığının dahi tartışmalı olduğunu ve buna rağmen hiçbir iş yapılmadan en üst düzeyden maaş çekilmesinin kabul edilemez bir durum yarattığını vurguladı.
Aynı zamanda Halkın Partisi kurucu üyesi de olan Av. Baybars iktidara gelen her hükümet döneminde haksız ve keyfi olarak yapılan atamalar nedeniyle bir o kadar da çalışmayıp evde oturarak yüksek baremler üzerinden maaş alan kişiler yaratılmakta olduğuna ve bu uygulamanın kamu kaynaklarının israf edilmesi ve vatandaşların ödediği vergilerin heba edilmesi anlamına geldiğine dikkat çekti. Halkın Partisi’nin iyi yönetim ilkesi çerçevesinde sürdürülemez bu yapının sona erdirilmesi için eşitlik, hakkaniyet ve ekonomik değerlendirmeler tahtında çalışma gruplarındaki çalışmalarının devam ettiğini ve farklı alternatifler üzerinde durarak bir biçimde bu kanayan yaraya son vereceğini söyledi. Baybars “Halkın Partisi bu siyasi iradeye sahiptir ve artık vatandaşın parasının bu şekilde heba edilmesine izin vermeyecektir” dedi.
“Bir Kez Daha Uyarıyoruz: Keyfi kredi Uygulamalarına Son Verin”
Son günlerde gündemi meşgul eden kamu bankalarında keyfi kredi verilmesi uygulamalarına da değinen avukat Baybars, bazı kamu bankaları kanalıyla haksız ve usulsüz bir şekilde geri ödenmemesi muhtemel bazı büyük kredilerin iktidar partilerinin yandaşlarına verilmek istendiğine dair bilgiler aldıklarını ifade ederek, bu hususta hem hükümeti hem de banka yetkililerini yasalara uygun davranmaları konusunda bir kez daha uyardı. Baybars “Aldığımız bilgiler meşruiyeti tartışmalı olan bu hükümetin, kamu kaynaklarını hesapsızca harcamaya devam ettiğini gösteriyor. Kamu kaynaklarını ve halkın parasını partililerine, yandaşlarına ve akrabalarına vermeye, verdiğimiz tepkiye rağmen devam ettiği yönündedir. Bu kararlara oy verip yardımcı olarak, imza atıp müsade ederek veya sesini çıkarmayarak ortak olan atanmışları ve çalışanları uyarıyoruz. 39/2001 sayılı Bankacılık Yasası’na göre bu kişilerin şahsi sorumlulukları vardır. Bu şekilde suç işleyenlerin mahkumiyetleri halinde 15.000 TL’ye kadar para cezası veya yedi yıla kadar hapis cezası veya her iki cezaya birden çarptırılmaları söz konusudur. İktidara geldiğimiz zaman, daha önce batırılan bankalar için yapacağımız soruşturmalar yanı sıra, halkımızın emeğinin karşılığı olan mevduatlarının korunduğu, aynı zamanda birçok kişinin çalıştığı ve kamu eliyle yönetilen bu bankalarda bu şekilde keyfi kredilere onay verenlerin yargılanmasını mümkün kılacağız. Bu konuda kararlıyız” dedi.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.