Levent Koleji ve Lefkoşa Devlet Hastanesi civarında ikamet eden bölge sakinleri, neredeyse dört bir taraflarının baz istasyonlarıyla dolu olduğunu belirterek, baz istasyonu dikilen apartmanlarda mal sahiplerinin oturmadığını ve baz istasyonu için daire başına bin sterlin para aldıklarını iddia ediyor.
Baz istasyonlarının Lefkoşa Devlet Hastanesi'nin civarında da oldukça fazla olduğuna dikkat çeken vatandaşlar, "hastanede yatan hastalar var, çocuklar var. Bu kadar yakın mesafede bu istasyonların kurulması doğru değildir. Yetkililerin derhal önlem almasını ve bu baz istasyonlarının kaldırılmasını talep ediyoruz" diye konuştu. Bölge sakinleri, söz konusu baz istasyonlarının kaldırılması için imza topladıklarını ve bunu yetkililere ileteceklerini kaydetti.
Konuyla ilgili Yeni Bakış'ın sorularını yanıtlayan Dr. Suphi Hüdaoğlu ise, baz istasyonlarının ülkede uluslararası standartlara uygun yerleştirme kriterinde olmadığını belirterek, bilim insanları ve halk sağlıkçılarına göre, baz istasyonlarının yaşanılan yerlerde, apartmanların tepesinde olmaması gerektiğini kaydetti.
Hüdaoğlu, "Özellikle okullar, kreşler, çocuk yuvaları gibi çocukların daha yoğun oldukları yerlerde olmaması gerekiyor. Baz istasyonlarındaki radyo frekans denilen dalgalar yüksek eşiği aşmasa bile sürekli olarak değişken bir değere sahip olmalarından dolayı ve hücre zarının geçirgenliğini bozmasından dolayı sağlık açısından risk taşıyor" diye konuştu.
Mobil Haberleşme Uzmanı Prof. Hasan Amca da, cep telefonları ve baz istasyonları konusunda daha önce yaptığı açıklamalarda bu konuyu değerlendirmiş ve cep telefonları ile baz istasyonlarının standartlara uymayan bir şekilde ve yanlış kurulmasının sağlık açısından risk taşıdığını açıklamıştı.
Deniz ABİDİN
Ülkemizde hızla artan kanser hastalığında etkili olan çevresel faktörler vatandaşı endişelendiriyor, kaygıların artmasına neden oluyor. Levent Koleji ve Lefkoşa Devlet Hastanesi civarında ikamet eden bir grup vatandaş, civardaki birçok apartmanın tepesine kurulan baz istasyonlarının tehlike saçtığını belirterek, bu konuda yetkililerin önlem almasını istedi.
Bölge sakinleri, özellikle Levent Koleji'ne ait olan kreşin hemen arkasında yer alan Kut Ecza Deposu üzerinde yer alan baz istasyonunun tehlike arz ettiğini ifade ederek, "çocuklarımızı okula mı yolluyoruz yoksa ölüme mi?"diyerek tepkilerini dile getirdi. Ülkenin neredeyse dört bir tarafının baz istasyonlarıyla dolu olduğunu belirten bölge sakinleri, duyarsızlığın diz boyu olduğunu, baz istasyonu dikilen apartmanlarda mal sahiplerinin oturmadığını, daire başına bin sterlin para aldıklarını iddia ediyor.
"Yetkililer önlem almalı"
Söz konusu baz istasyonlarının Lefkoşa Devlet Hastanesi'nin civarında da oldukça fazla olduğunu söyleyen vatandaşlar, "hastanede yatan hastalar var, çocuklar var. Bu kadar yakın mesafede bu istasyonların kurulması doğru değildir. Yetkililerin derhal önlem almasını ve bu baz istasyonlarının kaldırılmasını talep ediyoruz" diye konuştu. Bölge sakinleri, söz konusu baz istasyonlarının kaldırılması için imza kampanyası düzenlediklerini, topladıkları imzaları yetkililere ileteceklerini kaydetti.
"Uluslararası standartlara uygun yerleştirme kriteri yok"
Konuyla ilgili Yeni Bakış'a konuşan Dr. Suphi Hüdaoğlu ise, baz istasyonlarının ülkede uluslararası standartlara uygun yerleştirme kriteri olmadığını belirtti. Hüdaoğlu, bilim insanları ve halk sağlıkçılarına göre, baz istasyonlarının yaşanılan yerlerde, apartmanların tepesinde olmaması gerektiğini kaydetti.
Hüdaoğlu şunları söyledi, "100 mertelik yarı çap alanında oturulacak bir alan olmamalıdır. Yani çevresi boyunca 100 metre mesafe arasında olmalıdır. Özellikle okullar, kreşler, çocuk yuvaları gibi çocukların daha yoğun oldukları yerlerde olmaması gerekiyor. Baz istasyonlarındaki radyo frekans denilen dalgalar yüksek eşiği aşmasa bile sürekli olarak değişken bir değere sahip olmalarından dolayı ve hücre zarının geçirgenliğini bozmasından dolayı sağlık açısından risk taşıyor. Bu da sinirlilik, tansiyon yüksekliği, baş ağrısı, halsizlik, beyin tümörü ve kan kanseri gibi riskleri artırıyor. Bu nedenle baz istasyonları prensip olarak 100 metrelik yarı çap alanda olmaması gerekiyor"
"Yetkililer hassasiyet göstermeli, ihtiyatlı davranmalı"
Hüdaoğlu, baz istasyonlarının ülkemizde apartmanların tepesine kurulduğunu, bu konuda uzmanların yaptığı açıklamaların toplum tarafından da bilinmekte olduğunu ifade ederek, "ne yazık ki 100 metrelik yarı çap alan ekonomik sebeplerden dolayı sağlanamadı" dedi.
Dr. Hüdaoğlu, baz istasyonu dikilen apartmanların çoğunda ev sahiplerinin oturmadığını, kiracıların ikamet ettiğine dikkat çekerek, kaygıların daha da çok artmasına neden olduğunu söyledi. Hüdaoğlu, devletin ve bu konuyla ilgili yetkililerin bu konuda hasasiyet göstermesi gerektiğini belirterek, "tartışılan konularda ihtiyatlı davranın deniliyor. Biri başka bir diğeri de başka bir bilgi veriyorsa toplum sağlığını korumak açısından tedbirli davranın deniliyor. Buna Dünya Sağlık Örgütü tarafından ihtiyatlılık ilkesi deniliyor ve önemli bir ilkedir. En azından yöneticilerin bu konuda ihtiyatlı olması gerekiyor"
Amca: "Standart dışı kurulmaları risk taşır"
Mobil Haberleşme Uzmanı Prof. Hasan Amca da, cep telefonları ve baz istasyonları konusunda daha önce yaptığı açıklamalarda bu konuyu değerlendirmiş ve cep telefonları ile baz istasyonlarının standartlara uymayan bir şekilde ve yanlış kurulmasının sağlık açısından risk taşıdığını açıklamıştı.
Amca, 2011 yılında Fransa’nın Lyon şehrinde 31 dünyaca ünlü elektromanyetik-sağlık etkileşimi uzman bilim insanının bir araya gelerek toplanan verileri değerlendirdiklerini belirterek, değerlendirme sonucu yapılan açıklamada “Cep telefonlarının kansere neden olma ihtimali var” sonucuna varıldığını kaydetti. Amca, bu ihtimalin belirli bir dozun üzerinde elektromanyetik alana, belirli bir zaman süresi içerisinde sürekli olarak maruz kalındığında ve uygun vücut ortamı bulunduğu zaman oluşabileceğini belirtti.
“Görevimiz düşük seviyede sistem tasarlamak”
Hasan Amca, mobil haberleşme profesörleri olarak görevlerinin, en düşük sinyal seviyeleriyle çalışan haberleşme sistemleri tasarlamak olduğunu ifade ederek, bunun da standartlara uymakla mümkün olabileceğini anlattı.Amca, hedeflenmesi gereken sistemde, çok sayıda ve çok düşük güçle yayın yapan baz istasyonları kurarak, cep telefonlarının gücünü en aza indirilmesinin sağlanması gerektiğinin altını çizdi. Amca, mobil opertörlerin bilim insanlarından aldıkları görüşler çerçevesinde tüm bu hesaplamaları yaparak
insanların en az olumsuz yönde etkileneceği sistematik çözümü bulup uygulamaya çalıştıklarını dile getirdi. Prof. Dr. Hasan Amca, 2013 yılında Hüseyin Aşık ve Kadri Ballı ile birlikte yaptıkları ölçümlerde baz istasyonlarından yayılan gücün en çok 0.5 V/m civarında ölçüldüğünü açıkladı.
Bu rakamın 900 MHz frekansta çalışan bir baz istasyonu için dünya sağlık örgütü limiti olan 90 V/m sınırının oldukça altında olduğunu belirten Amca, 3G yayınları için ise yapılan ölçümler sonucu elde edilen rakamın 0.13 V/m olduğunu, Dünya Sağlık Örgütü tarafından konan sınır olan 137 V/m’den oldukça düşük olduğunu söyledi.
“Rakamlar biliniyor, ona göre üretiliyor”
Cep telefonu ve baz istasyonu üreticilerinin bu rakamları bildiğini, sistemlerini ona göre ürettiklerini dile getiren Amca, Dünya Sağlık Örgütü tarafından yayınlanan rakamlar referans alındığında, sağlık açısından çok fazla endişe edilmesinin gerekmediğinin ortaya çıktığını belirtti.
Cep telefonları ve baz istasyonlarının zararlı olup olmadığı konusunun sık sık gündeme geldiğini ifade eden Amca, “Cep telefonları zararlıdır, fişlerini çekip sistemi kapatın” noktasına getirildiğini, ancak bugün cep telefonları, tablet bilgisayarlar olmayan bir hayatı kabul etmenin mümkün olmadığını anlattı. Bu tip cihazların tasarım esnasında insan sağlığı üzerindeki etkilerini dikkate alarak tasarlanmalarının sağlanması gerektiğini vurgulayan Amca, mobil cihaz üreticilerinin bu mesajı yıllar öncesinden aldığını, üretirken sağlıkla ilgili endişeleri de tasarım süreçleri arasına kattıklarını belirtti.
Kaynak: YeniBakışGazetesi
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.