• BIST 9006.55
  • Altın 3072.831
  • Dolar 34.2778
  • Euro 37.22
  • Lefkoşa 17 °C
  • Mağusa 20 °C
  • Girne 21 °C
  • Güzelyurt 17 °C
  • İskele 20 °C
  • İstanbul 13 °C
  • Ankara 12 °C

Bekle Beni, Döneceğim…(*)

Kıvanç BUHARA

O’nu en son; Bundan otuz sekiz yıl önce, Bana, Odessa limanından, göz yaşları içinde el sallarken anımsıyorum. Yıllar önce, Mağusa limanından,FelixDzerjinski gemisi ile geldiğimiz Ukrayna’nın Odessa limanından, Acarya yolcu gemisiyle, “ belki bir gün dönerim” ümidi ile ayrılıyorum. O’na, geminin güvertesinden; “- Bekle beni, döneceğim” diye haykırdığımı, sanki bugünmüş gibi anımsıyorum. Limana bakan Potemkin merdivenlerinden, siyah kıvırcık saçları ile Puşkin bizi seyrediyor olmalıydı. Sarı saçları Haziran rüzgarında uçuşurken, boğuk bir sesle “ Ya tebyajdu” (**) diyordu. Gemi, Karadeniz’in koyu yeşil, siyaha çalan sularını usulca yırtarak limandan çıkarken, o hala hareketsiz orada duruyordu. Deniz, her tarafımızı sımsıkı kuşatmıştı.Odessa giderek küçüldü ve bir süre sonra gözden kayboldu. Geçmek bilmeyen uzun, sıkıcı ve yorucu yıllar, geride dinmeyen acıları ve hüzünleri bırakarak gittiler. O’na söz vermiştim. Mutlaka dönecektim. Yıl 1976. Küçük bir uçakla İstanbul’dan Ercan’a indik. İki odalı küçük bir gümrükten geçtik. Kalabalık, gürültülü, çığlık çığlığa büyük kentlerden sonra ne kadar sessizdi buraları. Tüm insanlarla birlikte, her şey susmuştu. Yaşanan savaşın ürküntüsüydü bu. Gülmeyen yüzler; donmuş, buz kesmiş gözler, “ kalaydın olduğun yerde, bu uğursuz topraklara niye geldin?” der gibiydi. Gittiğin yerde kalamazsın işte! Kan çekimi gibi, çeker getirir insanı doğduğu topraklara… Bir susuzluk, bir heyecan, bir hasret ki; Uçarcasına her şeyi bir anda kucaklama, sımsıkı sarma isteği… “- Komünist oldular, bir daha gelemezler buralara, güneş yüzü görmezler gelirlerse” diyenlere inat; “- İşte geldik heey dağlar, tepeler, ovalar…Haydee bre tıkın bizi içeri!” Geldik! Herkes bir merak içinde ki; Nasıl komünist oldular merakı… Gizli polis, istihbarat derken; İnceden inceye bir sorgulama! “- Ne yaptınız oralarda? Kimlerle görüşüyordunuz? Nerede ne okudunuz?” Ve can alıcı o stratejik soru: “- Komünist oldunuz mu?” “-Keşke olabilseydik” “-Rusların kapitalizme olan özentilerini görünce, biz komünist olmaktan vazgeçtik” deyince; sivil polis bu söylediklerimi derhal defterine not etti. Odessa Tıp Fakültesinden birlikte mezun olduğumuz Yaşar Altay, Almanya’ya gitti. Almanya’yı Doğu, Batı diye iki parçaya bölen Sovyetlerin diplomasını Alman yetkililer kabul ettiler. Orada beyin cerrahı oldu. KTFD, benim diplomamı kabul etmedi. Bir yıla yakın Mağusa hastanesinde gönüllü ( bedava) çalıştım. Derken, İngiltere’ye, British MedicalCouncil’a(***) mektup yazdım, diplomamın aslını gönderdim. Kısa süre sonra İngiltere’den cevap geldi. “ Tıp Doktoru diplomanız İngiltere’de kabul edilmektedir.” Bununüzerine KTFD Sağlık Bakanlığı diplomamı kabul etmek zorunda kaldı. Benden sonra, Sovyetler Birliğinden ve sonrasında Rusya Federasyonu’ndan mezun olan arkadaşların diplomaları tanındı. Bir sorun yaşamadılar. Şimdi oralara büyük özlem duyuyorum. Yıllarca yaşadığım “ kestane ağaçlı kente” dönmek istiyorum. O’na verdiğim sözü, yıllar sonra da olsa yerine getirmek… …Yaşıyorsa eğer, benim gibi emekli olmuştur. Ama biliyorum; sarı saçları hala öyledir ve gözlerindeki Karadeniz maviliği kaybolmamıştır. Yaşıyorsan eğer, rüyalarıma gir ve söyle… Yakılan, yıkılan Ukrayna’nın neresindeysen oraya geleceğim! (*) Ünlü Rus şairi Konstantin Simonov’un, sevgilisi ValentinaSerova için, Leningrad cephesinden yazdığı ünlü savaş şiirinin başlığı. (**) Rusça, seni bekleyeceğim (***) Büyük Britanya Tıp Birliği.

  • Yorumlar 0
  • Facebook Yorumları 0
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Bu yazıya henüz yorum eklenmemiştir.
Yazarın Diğer Yazıları