Bu gün yine Gönyeli çemberi bir kazaya tanık olmuş.
“Ne var bunda, ülkede artık kaza olmayan gün mü var?” diyeceksiniz belki ama bu günkü kaza gerçekten konuşulmaya ve yazmaya değer bir kaza.
Çünkü, bu gün yaşanan sadece bir trafik kazası değil.
Aynı zamanda, yasaların hiçe sayıldığının, Hükümetin duyarsızlığının ve görev yapması gereken trafiğin denetimdeki boş vermişliğin göstergesidir.
Ülkedeki sorumsuzluğun ve insan hayatının hiçe sayılmasının küçük bir örneğidir.
Ülkeyi ayağa kaldıran kazanın oluşunun üzerinden daha bir ay bile geçmeden yine bir beton mixeri, Gönyeli çemberinde kaldırıma çıkıyor ve nerdeyse devrilecek hale geliyor.
Hem de sabahın köründe.
O an çemberden geçen bir araç olsa eminim ki parçası bulunmazdı.
İlginç olan ise, bu yeni kazayı yapan araç “Tüfekçioğlu” ismini taşıyor.
Yani bu ağır yük aracının üzerinde yazan bu.
Dağyolu’nda tır ile otobüse çarpıp 3 kişinin ölümüne 7 si ağır olmak üzere 15 kişinin yaralanmasına sebep olan sürücünün, 4 a*y önce kaza yapıp sosyal medyada paylaştığı devrilmiş tırın üstünde de “Tüfekçioğlu” yazıyor.
Bu garip bir tesadüf değil mi?
Bu garip tesadüfün sorgulanması gerekmiyor mu?
Haberdar olduğumuz üç büyük kazanın üçünün de bu firma ile ilgili olması, tamamen bir rastlantı olabilir mi?
Bu firmanın kullandığı araçlar kontrol ediliyor mu?
Ya da sürücü olarak işe aldıkları kişiler bu ülkede ağır araç kullanabilecek ehliyete sahip mi?
Yolları biliyorlar mı?
Ülke koşullarını tanıyorlar mı?
Geldikleri ülke ile ters trafiğe sahip KKTC’nin trafik koşullarına uyum sağlayabilmişler mi ki, ellerine ağır vasıta veriliyor?
Ayrıca bu kişilerin çalışma izinleri var mı yoksa kaçak mı çalıştırılıyorlar?
Bunlar neden denetlenmiyor?
Madem ilk iki kazada aynı firmanın ismi geçtiyse neden denetlenip gerekli önlemler alınmadı ki, bu gün üçüncüsü de yaşandı?
Hem hani hükümet yasal önlem almıştı ve ağır vasıtalar sabah trafiğe çıkmayacaktı?
Bu firma kendinde, Hükümeti ve yasaları hiçe sayacak kadar gücü nasıl bulabiliyor?
Tabi bu firma medyaya yansıdığı için onun adını zikrediyorum.
Allah bilir diğer firmalarda durum ne?
Böyle mi çocukları güvence altına aldı hükümet?
Okullardaki 15 dakikalık fark için öğretmene rüşvet teklif ederek bakıcılık önlemi aldığı algısını yaratmaya çalışan bakanlık, asıl tehlikelerin yollarda olduğunu görmüyor mu?
Allah korusun yarın bir çocuğun başına bir şey gelse ya da bu sorumsuzluk hayatına mal olsa, hükümet ve onların sözcülüğünü yapanlar, tepki gösterenleri yine “ölüm üzerinden siyaset yapmakla” mı suçlayacaklar?
O zaman ben bir vatandaş olarak bu günden yazıyorum.
Eğer bu sorumsuzluktan dolayı, herhangi bir bireyin başına bir şey gelirse, önlem alınmadığı için biri hayatını kaybederse, faili hükümettir ve kasten adam öldürmekten yargılanmalıdırlar.
Çünkü bu günkü kaza artık bile bile ladestir.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.