Lefkoşa Mahalli Barosu Başkanı Avukat Arzu İzveren, yasama ve yürütme organlarının, yargının işleyişine katkıda bulunacak yasal düzenlemelerde geç kalması ve yargının işleyişinin hızlanması amacıyla yapılan taleplere kayıtsız kalınması nedeniyle mahkemelerde alınan hükümlerin semere getirmediğini savundu.
İzveren, yeni adli yılın başlaması nedeniyle yaptığı açıklamada, adaletin sağlanmasında devletin tüm organlarına büyük görevler düştüğünü anımsatarak, ülkedeki yargı sistemi, yargı görevini yapan yargıçların bağımsızlığı ve tarafsızlığı kapsamında gösterdikleri icraatın gurur verici olduğunu ifade etti.
Mahkemelerde binlerce dava bulunduğunu ve dosyalanan davaların mahkemeler tarafından “insanüstü gayretler” gösterilerek erken zamanda sonuçlandırılmaya çalışıldığını belirten İzveren, “Hal böyleyken, özellikle yürütme ve yasama organlarının, yargının işleyişine katkı koyacak yasal düzenlemelerin yapılmasında geç kalmaları ve yargı organının işleyişinin hızlanması amacıyla yaptığı taleplerine kayıtsız kalmaları nedeniyle maalesef mahkemelerimizde alınan hükümler semere getirmemektedir” ifadelerine yer verdi.
İzveren açıklamasında şunları ifade etti:
“TEBLİĞ VE İCRA MUKAYYİTLİĞİ’NDEKİ PERSONEL EKSİKLİĞİ BİR AN ÖNCE GİDERİLMELİ”
“Bilinmelidir ki adalet, hükmün alınması/davanın sonuçlanması ile değil, semeresinin sonuç vermesi ve/veya alınan hükmün icrasının yapılması ile gerçek anlamda sağlanabilmektedir. Bu nedenledir ki Mahkemelerimizde, hükümlerin icrasının yapılabilmesi ve semerelerinin elde edilebilmesi için özellikle Tebliğ ve İcra Mukayyitliği’ndeki personel eksikliğinin bir an önce giderilmesi, icra sistemindeki sıkıntıların giderilmesi, iflas sisteminin çalıştırılması gerekmektedir. Keza hükümlü borçların tahsili kapsamında dosyalanan mazbataların infazında ve gayrimenkul satışlarında mevcut sistem tıkanmış ve düzgün çalışmaz haldedir.
“HÜKÜMLÜ BORÇLARIN TAHSİLİ İLE İLGİLİ SÜREÇ ÇOK UZUN SÜRÜYOR”
Hükümlü borçların tahsili ile ilgili süreç çok uzun sürmekte ve hükümlerin icra safhaları yıllarca askıda kalmaktadır. Yargı, ancak yasama ve yürütmenin kendilerine düşen görevleri bir tamam yerine getirmeleri halinde düzgün ve adil bir şekilde çalışıp, adaleti sağlayabilir. Biz avukatlar, yargı sisteminin güçlü ve en kalabalık parçasıyız ve yargı sistemi içerisindeki sorunları birebir yaşamaktayız. Keza avukat sayımız gün geçtikçe artmakta ve bu da bir toplumsal sorun olarak karşımıza çıkmaktadır.
“BİR ADLI YIL DAHA KÖKLEŞMİŞ SORUNLARLA BAŞLIYOR”
Bir adlı yılımız daha kökleşmiş sorunları ile başlıyor. Her sene olduğu gibi aynı sıkıntılar dilimizde; artan dava sayısına rağmen mahkemelerde çalışan personel sayısının yetersizliği, bina ve alt yapı eksikliği, artan avukat sayısı, özellikle icra sistemindeki sıkıntılar ve daha birçok aynı sorun... Her adli yıl açılışında yargının 3 bacağı tarafından da aynı sorunlar dile getirilmektedir. Ancak itiraf etmekte fayda vardır ki özellikle yürütme organı yargının sorunlarına kayıtsız kalmakta, sorunlara köklü çözümler üretmemekte ve/veya çözüme katkı koymakta beklenilen çabayı göstermemektedir. Her yıl yargıdaki personel eksikliği, icradaki ambar ve araç -çekici sıkıntısı, bina ve alt yapı sorunları dile getirilmesine rağmen köklü çözüm üretilmekten kaçınılmıştır. Mahkemelerin hizmet binalarında yılsonunda başlanması planlanan köklü tadilata bir an önce başlanıp hızlıca bitirilmesi ve bu binaların hizmete açılması önümüzdeki en olumlu tedbir olarak görülmektedir.
“KALICI ÇÖZÜM EKONOMİK GELİŞİME OLUMLU KATKI YAPABİLİR”
Lefkoşa Mahalli Barosu Başkanı İzveren, dünyadaki ekonomik krizler ve buna bağlı işsizlik sorununun, Kıbrıs’ı da olumsuz etkilediğine işaret ederek “Bununla birlikte Kıbrıs sorunu konusunda yapılan görüşmeler kapsamında adada bulunabilecek kalıcı çözüm, ülkemizin ekonomik gelişimine olumlu katkı yapacağı inancındayız” dedi.
Başta işsizlik, çağdaş bir faiz yasası olmaması nedeniyle borçların geri ödenmesinde yaşanan ciddi sıkıntılar, kadına ve çocuğa karşı şiddet ve uyuşturucu olmak üzere çözüme ulaştırılamayan sosyal ve ekonomik toplumsal sorunlar gün geçtikçe artarak devam ettiğini kaydeden Arzu İzveren, devletin anayasal görevlerini yerine getirmesi gerektiğini vurguladı; şunları istedi:
“İnsan hakları ve adil yargılanma hakkının başlıca unsuru olan adli yardım müessesesinin kurulması, gerek cezai gerek sivil meselelerin çözümüne katkı sağlayacak adli tıp kurumunun oluşturulması, cezaevi koşullarının iyileştirilmesi, çocuk suçlular için ıslah evlerinin hayata geçirilmesi, sığınma evlerinin yapımı, ceza davalarında adil yargılanma yapılmadığı düşüncesine mahal vermemek açısından tutukluluk aşamasından itibaren şeffaflığın sağlanması için gerekli tüm düzenlemelerin yapılması.”
İzveren açıklamasında, yeni adli yılda hukukun üstünlüğü ve sosyal adalet kavramının daha da geliştiği bir düzen içerisinde hizmet verme temennisiyle 2016-2017 Adli Yılı’nın başta avukatlar olmak üzere tüm yargı camiasına, tüm yurttaşlara ve bireylere hayırlı olmasını diledi.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.