Bir bahriye masalı ve güle, güle Talat Sait Halman

Geçtiğimiz cumartesi günü Türk Dünyasının önde gelen kültür adamlarından Prof.Dr.Talat Sait Halman’ı görevli olduğu Bilkent Üniversitesindeki Fakültenin de Dekanı idi. Verdiği dersi sırasında geçirdiği kalp krizi sonucunda kaybettik…Bugün sonsuzluğa uğurluyoruz… Allahın rahmeti üzerine olsun.. Bana göre sayın Halman , mutlu ve de istediği gibi ders verirken ağaçlar ayakta gibi yaşama veda etti.Çok erken yaşta kaybettiği oğluna da artık kavuştuğunu düşünüyorum bu güzel insanın… Bir kültür ve zarafet sembolü olan ve aynı zamanda Türkiye’nin” ilk” ve de “unutulmaz “ “kültür bakanı” olarak da tarihe geçen Halman’ ın adını bıraktığı onlarca eser, binlerce makale ve yetiştirdiği yüzlerce öğrencisi yaşatacaktır.Otoritelere göre Shakespeare ‘yi –özellikle şiirlerini-en iyi çeviren çevirmendir de sayın Halman…. Büyük oğlum Burak ‘ın Bilkent’teki mezuniyet töreninde Prof.Halman’ın yaptığı kısa fakat öz konuşma , verdiği hayat dersi dinlediğin en güzel hitaplardan biriydi…Ne yazık ki not edemedim bu güzel deyişleri, hep hayıflanırım… Yıllar önce KKTC tv lerinin en uzun soluklu programlarından biri olan “Mesut Günsev ‘le Pazartesi Öyküleri”nde Halman ‘ın babası Atatürk’ ün İhtiyat Filo Komutanı ,daha sonra İkinci Dünya Savaşı sırasında Harp Filosu Komutanı Olan Tümamiral Sait Halman’ın bir anısını paylaşmıştım izleyicilerle..Program DVD sini de sayın Halman ‘a göndermiştim. Zarafet dolu bir mektupla teşekkür etmişti.O mektup ben yaşadıkça arşivimde duracaktır…Daha sonra da edebiyat fakültesini öğrencilerinin yayınladığı periyodik dergisi de aksamadan bana gelmeye başladı.Öğrencilerin çıkardığı bu derginin gelecek sayısının “Talat Sait Halman Özel Sayısı “ olmasını isterim doğrusu. İşte Halman’ın kaleminden o” bahriye öyküsü”: “Yıl 1943 olsa gerek. 2.Dünya Savaşı’nın Türkiye’miz için de tehlikelerle dolu bir anında Ankara’dan Gölcük’e genel bir emir geliyor; “İkinci bir emre kadar her türlü izin kaldırılmıştır” İzin yasağının tüm personele tebliğ edilişinden 3 gün sonra Harp Filosu Komutanı Tümamiral Sait Halman’a Teğmen Saffet Kıyasi’nin firar ettiği bildiriliyor. 4 gün sonra Teğmen TCG YAVUZ’a dönerek kaçtığını itiraf edip teslim oluyor. Verdiği ifade de; İstanbul’da bir genç kıza “delicesine aşık” olduğunu ve İstanbul’a giderek gizlice evlendiğini belirtiyor. Ve başka hiçbir mazeret beyan etmiyor. Tümamiral Halman, “Saffet Kıyasi’nin derhal kamara hapsine konulmasını ve iki gün sonra Divan-ı Harp karşısına çıkarılmasını” emrediyor. Divan-ı Harp kurulması sonucunda; Teğmen’in askerlikten ihraç edilerek rütbelerinin sökülmesi ve sivil hayata geri dönmesi, hatta belki bir süre de hapis yatması gibi cezalara uğrayacağına kesin gözüyle bakılıyor. Divan-ı Harp günü ve saati geldiğinde, inzibatlar Teğmen’i kamaradan güverteye çıkarıyorlar. Divan-ı Harp, TCG YAVUZ’un büyük salonunda toplanacaktır. Salona doğru giderlerken Teğmen’in gözü gemiye yaklaşmakta olan bir tekneye ilişiyor. Bahriye’nin bir motorudur bu! İçinde bembeyaz giyinmiş bir genç kadın vardır. Teğmen farkına varıyor ki bu yeni eşidir. Teğmen ve inzibatlar TCG YAVUZ’un iskelesinin başında bekliyorlar. Genç kadın iskeleden Çıkıp güverteye gelince eşi Ş.Y ile birbirine sarılıp ağlamaya başlıyorlar. Saffet Kıyasi diyor ki; “Sevgilim biliyorsun Bahriye’den tard edileceğim.” Eşi’de diyor ki; “Biliyorum elbette.Ziyanı yok.Bizim aşkımız bize yeter.” Divan-ı Harp salonunun önüne geliyorlar. Kapılar açılıyor.İçeri giriyorlar yanyana. Divan-ı Harb’e başkanlık edecek olan Tümamiral Halman ile yüksek rütbeli subaylar sıra halinde oturmuşlar. Genç çift içeri girince hepsi ayağa kalkıyor. Önlerindeki şampanya kadehlerini kaldırarak; “Kutlarız. Allah mesud etsin” diyerek düğünü başlatıyorlar. Not: Saffet Kıyasi Bahriye’deki kariyerine devam ederek yıllar sonra albay rütbesiyle emekli oldu. “ [caption id="attachment_42915" align="alignleft" width="720"] RESİM ALTI: Türkiye’ nin ilk Kültür Bakanı Prof .Dr. Talat Sait Halman ,ülkemizin önde gelen kültür adamlarından rahmetli Kemal Rüstem ve tanınmış eğitimcimiz Doğu Akdeniz Üniversitesi Öğretim Görevlisi Doç.Dr. Hasan Cicioğlu 1996 Kasımında Lefkoşa Saray Hotel terasında…[/caption]